Seçim gene baş yerde. Muhalefet kesiminde de seçim dolaysıyla dalaşma görüldü. CTP ve TDP biri birlerine madik atmışlar. KSP de arada kalmış. YKP yerel seçimlere özel önem vermenin pratikte anlamını görüşmeye devam ediyor. Bu yazı yayımlanırken neye karar vereceği daha kesinleşmemişti. Sadece yerel seçin bildirgesi için hazırlanma sürüyor.
Bu arada TDP’nin bir çalışması hazır bize ulaşmasını bekliyoruz. Sivil toplum muhalefeti ortak hareket ısrarını dile getirmiş sayabiliriz. Çünkü KTÖS açıklama yaptı.
Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor ki başbakanı değiştirmeyin ekonomi bozulur dedi. Bir bakan da yetmedi iki bakanla konuştu. Galiba UBP’liler arasında da hainler çoğaldı.
Hal böyleyken Yeniçağ’ın belediye başkanlarının halkın parasını kendilerinin reklamı için kullanmasına karşı yazdığı protesto yazılarının milyonu geçtiği açıklandı. Halkın gıkı çıkmasın diye medya bu açık suça parayı almaya devam ettiği sürece ses çıkarmadı. Sivil toplum muhalefeti de Yeniçağ’ın yazılarına ve protestosuna aldırmadı. Nasıl olsa bizimkilere de para var diye mi yaptı yoksa hazır kuvvet halinde tüm eylemlerini destekleyen YKP’nin gazetesini okumak zahmetine katlanmıyor muydu?
Bir halk kendisinden polis destekli toplanan paraların hesabını sormak ehliyetine ulaşmadıysa yapacak fazla bir şey kalmaz.
Seçilip gelecek olanlar farklı mı olacaklar? Mucize olur çünkü hazinenin kapısı açıksa çalmaya hevesliler her daim seçimi kazanma olanağını bulur.
Milyondan fazla Lira devecik edildi ama belediye meclisi duymamış gibi yaptı. Onlardan saklı milyonlar götürülüyorsa bilgim olmadı diyecek meclis üyesine radyo ve TV’leri olsun izlemez mi idin; onlarda bangır bangır başkanımız seçildi bak neler yapıldı diye habere benzer reklama benzer martavallar yayımlanırdı.
Bunlar yalnız Lefkoşa başkanı için değildi. Ona bakıp muhalif görünenlere de rüşvet verilirdi. Eleştirenleri gördük tabii basını desteklemek gerekirdi ama ölçü bu olmamalı idi dediklerine göre alan da memnundu. Almayan da memnun olmalı ki hala gerisinde bir gerekçe arayan bulunuyor. CTP devrinde de para dağıtıldı idi, ondan da reklam yapanlar görüldüğüne göre belediye başkanının kendinin reklamını halkın parası ile yaptırmak uygun görülürdü demektir.
Benim görünmüyor yerin altına gömdüm diyen muhalif belediyeye de programında böyle ilan olmaz, bu düpedüz başkanın kendi reklamı diye konuşurken kendi yayınını eleştirdiğimizi bile görmezden gelebildiğine göre bunu normal sayıyordu.
Seçim varmış ama seçilenler halkın parasıyla kendi reklamını yaptırdığında bunu suç gören kalmamış. Durum seçim yapıla yapıla düzelecek diye umut etmenin yeri yok.
Burada seçim sadece Kıbrıs’ta kurtarılan Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerini yönettiklerini iddia edebilmek için mecburiyetten oynanan bir oyun olmaktan öteye gitmedi. Gidebilmesi için halkın ayağa kalkması ve bunu istemesi gerekir. Nüfus yapısı buna artık izin verir mi bilemeyiz ama denemeye değer. Yeter ki ayaklansın. Biz ayaklan dediğimizde seçim oyununu oynamaya çoktan teşne ne olduğu ne yapabildiği denenmiş muhalif gösterişli partilerle ittifak yapın derse buyursun kendi bildiğini denemeye devam etsin.
YKP gelin bir olalım seçime seçim deme şartlarını hazırlamaya davet edelim, olmazsa seçime katılmayacağız diye baskı yapalım dedik gık çıkarmadılar. Seçim davulu çalınca da hade siz de oynayın dediler. Diyenlere haydi hop hop diye tempo tutarız o kadar.
Ülkede kurumların adları var. Adlara bakarsak yeni kuruma gerek yok. Nitekim Ombudsman bir derde deva olmadı. Rejim başkanlıktı, başkanın istemesiyle öyle kaldı. Onun için başkanlık rejimini de denemiştik. Olmadı. Sorunun kurumlar arasındaki kopukluktadır. Bu da maksatlı yapıldı. Maksat adamlarına dokunulmazlık sağlamaktı. Öyle de bırakıldı. Polis askere bağlıdır ama fonksiyonları da eksiktir. Memura hesap sorulmasın diye diktatörlüklerde görülen şekilde hesap sormak isteyen amirinden dava açma izni istemelidir. Sayıştay suç bulursa polis görmezden gelir çünkü fonksiyonları arasında mali suçlar yoktur, görevi savsaklama, yasadışı işler yapma gibi şeylere bakmaya mecbur değildir. Savcılık d ayni durumdadır. Zaten soruşturma açma yetki ve görevi yoktur.
Bu şartlar altında ihale yolsuzluğu diye bir suç mu olur?