Aralarında YKP’fem’in de olduğu sendika ve örgütlerin düzenlediği “insan ticareti, seks köleliği, kadınların maruz kaldığı insan hakları ihlalleri ve şiddeti” protesto etmek için “Seks Köleliğine Son” eylemi dün (16 Ocak, Çarşamba) gerçekleştirildi.
Eylemciler, Lefkoşa’da Dereboyu’nda yürüyüş yaptı. Yürüyüşte “Seks Kölelerine Özgürlük”, “Devlet Kadın Satıyor Haberin Var Mı?”, “Seks İşçilerine Örgütlenme Hakkı”, “Gece Kulüpleri Kapatılsın”, “Cinsel Sınıfsal Sömürüye Son” pankartları açıldı.
Eylemde kadınlar birbirlerine zincirlerle bağlanarak “özgürlük” hakkına dikkat çekti, ayrıca üzerinde genç yaşlarda hayatını kaybeden konsomatrisler Judy Nafwele ve Marianna Cojocaru’nun resimlerinin bulunduğu temsili tabut da taşındı.
Eyleme KTÖS, KTAMS, KTOEÖS, DAÜ-BİR SEN, YKP-fem, FEMA, Baraka, POST Araştırma Enstitüsü, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı, Yurtsever Kadınlar Birliği, Devrimci Komünist Birlik, BKP Kadın Meclisi, Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı, Mülteci Hakları Derneği, Kıbrıs Sosyalist Partisi, TDP Kadın Örgütü, DAÜ-SEN, MAGEM, CTP-BG Kadın Örgütü, Adalı Gençlik destek verdi.
Ortak açıklama
Eylem dolayısıyla yapılan ortak açıklamada, BM verilerine göre köleleştirilen 2.5 milyon insanın 1 milyonunun seks kölesi yapıldığına işaret edildi.
Konsomatris olarak Adaya getirilen kadınların “konsomatris” olarak çalıştırıldığı ve sömürüye maruz kaldığı ifade edilen açıklamada, devletin bu suça ortak olmasına bağlı olarak toplumun da bu insanlık suçuna ses çıkaramadığı savunuldu.
Açıklamada dini, dili, ırkı milliyeti ve sınıfı ne olursa olsun her insanın eşit koşullarda çalışmaya ve yaşamaya hakkı bulunduğuna işaret edilerek, seks köleliğine göz yummanın bir insanlık suçu olduğu kaydedildi.
Okunan ortak açıklama şöyle:
Seks Köleliğine Göz Yummak bir İnsanlık Suçudur!
“İnsan Trafiği” yoksul insan gruplarını köleleştiren; onların emeklerini ve bedenlerini sömürmek üzere bir ülkeden başka bir ülkeye taşıyan ve satan organize suç gruplarının yaptığı insanlık dışı ticaretin adıdır. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre bugün ülkelerinden, ailelerinden ve sevdiklerinden tamamen koparılarak köleleştirilen 2,5 milyon insanın 1 milyonunu seks kölesi yapılan kadınlar oluşturmaktadır. Seks kölesi yapılan kadınlar kimlik ve seyahat belgeleri ellerinden alınarak, borçlandırılarak, dayak, tecavüz ve işkence yoluyla bedenlerini satmaya zorlanmakta ve her türlü insan hakkından mahrum bir hayat sürmeye itilmektedirler.
Bu insanlık suçu ülkemizde de uzun bir süredir işlenmekte; “konsomatris” adı altında Gece Kulüplerinde çalıştırılmak üzere adaya getirilen kadınların maruz kaldığı sömürü görmezden gelinmektedir.
Seks kölesi yapılan ve kimlik belgelerine polis tarafından el konulan kadınların yaşadığı cinsel, ekonomik ve fiziksel şiddet, devletin gereken yasal düzenlemeleri yapmaması, mahkemelerde adil kararlar vermemesi, bu suça ortak olup yardım ve yataklık etmesi ile pekiştirilirken, toplum da bu insanlık suçuna karşı yeterince ses çıkarmamaktadır.
Geçtiğimiz yıl çalıştırılma koşulları ile bağlantılı olarak iki seks kölesi öldü! Ölümlerin araştırılması ile ilgili polisin tutumu ve ölüm haberlerinin medyaya yansıtılış biçimi de yaşadığımız coğrafyada bu sömürüye dair var olan çıkar ilişkilerinin ve bunların getirdiği görmezden gelmenin en büyük kanıtıdır.
Bizler bu insanlık suçunun artık son bulmasını isteyen sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve aktivist gruplar olarak “Seks Köleliğine Dur!” demek için bir araya geldik. Gece Kulüplerinde “konsomatris” adı altında çalıştırılan kadınların maruz kaldığı insan hakları ihlalleri ve şiddet, sadece onların değil bizim de sorunumuzdur. Dili, dini, ırkı, milliyeti ve sınıfı ne olursa olsun, her insanın adil ve eşit koşullarda yaşamaya ve çalışmaya hakkı vardır ve bu hak hiçbir güç tarafından ihlal edilemez. Bizler Kıbrıs’ın kuzeyindeki rejimin elleriyle yürütülen bu insanlık suçunun farkında olduğumuzu yineleyerek yapılan ikiyüzlülüğe karşı isyanımızı haykırıyor ve SEKS KÖLELİĞİNE GÖZ YUMMAK BİR İNSANLIK SUÇUDUR diyoruz!