Türkiye günceli olan İmralı görüşmeleri nedeniyle söylenmiyor olsa bile gündeme gelen devlettir.
Devlet sorunları çözer mi ya da devlet kendisini yeniye çözer mi?
Herşeyden önce kendisi sorun olan bir şeyin sorunları çözme donanımına sahip olması ne kadar mümkündür!
Toplumsal işbölümlenmelerinin ortaya çıkmasıyla var olma başlangıcına kavuşan devlet, kendisini en tam haliyle kapitalist üretim ilişkileri ile tamamlamış durumdadır. Üretim araçlarının müktedirlerinin bütünde yaşamlarının devam etmesinin sürekliliğini sağlamaya yönelik halinin en organize edilmiş hali olması vesilesiyle devlet, her haliyle zorun sistematikleştirilen vaziyeti sebebiyle bu karakterinden soyutlanabilir mi?
Ne yazık ki, mümkün olamıyor. Demokratikleştirilebilir mi, evet. (Burada devletin demokratikleştirilmesinden meramım; demokratik hak ve özgürlüklerin kurumsallaştırılması ve bunun toplumsal yaşam biçimine dönüştürülmesidir. Bu hal bile onun kural koyucu karakterinde olmasından dolayı zor olgusunun daha da örtülenmesine sebebiyet olacaktır.)
Ulus devlet örgütlenmesi ana karakteri olan devletlerde, hükümran olduğu alanlarda demografik farklılıklar varsa burada demokratikleşme mümkünmüdür?
Devlet; yuttaşları olan toplumların demografik farklılıkların anlatımı olan özelliklerini ortak irade ile eşitleyen ve özgürlükler ortamında yaşama imkanları sunması durumunda yani etnik demokratizmi güvence altına aldığı zaman, devlet bu anlamıyla demokratik karakter, etnik demokratik karakter özelliğini yüklenmiş olmaktadır.
Devletin etnik demokrasi karakterini kendine özellik yaptığı durumda bunun mütemmim cüz’ü olan demokratik hak ve özgürlükleri de en geniş noktaya çekme olgusunu en baştan kabul etmek durumunda olacaktır. Çünkü etnik demokrasinin olmazsa olmazı, demokrasinin diğer alanlarında ki genişlik, derinlik ve bunun güvenceleriyse; aynı şekilde demokrasi, özgürlük ve eşitlik kavramı, etnik sorunu olan devlette ki toplumun etnik demokrasi güvencesine sahip olması demokrasinin güvencesi konumundadır.
İmralı sürecinden devlet çıkarmı ya da çıkmalımıdır?
Devleti; ulus örgütlenmesinin, ulusal kimlik yaşayışının olmazsa olmazı alma durumu üzerinden algılarsak, evet, Kürtlere de kendi ulus devletleri bir zorunluluktur.
Devletin ana karakterinin, üretim biçiminin karakter hali olduğunu ve dolayısıyla artı-değerin düzenli olarak üretim araçlarının sahibi ve konrol edenine bu edinmesini düzene oturtması ve sistematik karakter oluşturması olarak algılıyorsak; Kürtlere devlet olma hali bir mecburiyet değildir.
Ulus devlet, artı-değerin kapitalist sınıf ve şürekasına varmasının aygıtı ise; Kürtlerin sömürülen kesimi de zaten bu kategorinin dışında değildir. İlave olarak Kürtlerin tümünün etnik kimliklerini yaşamamaları için kurulan baskılar bunun tacı olmaktadır.
TC devleti kuruluş halinin handikaplarıyla birlikte, sahasında ki etnik farklılıklara yok etme, asimile etme ana düsturunun bu güne kadar elinden düşürmemişse de, gelinen noktada Kürt nufüsunu ne yok edebilmiş ne de asimile ederek yoklaştırabilmiştir.
Onun her türlü zorlamasına ve zorbalığına Kürt toplumunun direnmesi, toplumun siyasal, toplumsal direnmesi neticesinde de Kürt toplumuna Kürt ulusu olma karakterini tamamlaması zeminini sağlamıştır. Ortaya çıkan ortak ruhun ve mücadelenin/direnmenin neticesi olarak TC artık yol ayrımına gelmiş bulunmaktadır.
Kürt toplumu, Kürt halkı kendi aidiyatlarını bir devletin sınırları içerisinde mutlaka ve mutlaka yaşamayı kendisi için olmazsa olmaz hale getirmiş bulunmaktadır.
TC devleti ise kullandığı her türlü yöntemine rağmen bu halkı kendi kimliğinden arındıramadığı gerçeğine ulaşmış durumdadır.
Tam da burada etnik demokratizmin ve bunun ana tamamlayıcısı olan demokrasi, Türkiye devletinin geleceğinin yeniden ve nasıl kurulacağı tartışması olarak ortaya çıkmaktadır.
TC devleti kendisini sosyal ve siyasal demokrasi üzerinden yeniden düzenlemeyi becerebilirse ve kurumsallaştırırsa; Türkiye, demokrasi toplumu coğrayası olacaktır.
Var olan halinin devamını ve davranışlarını sergelemekte kendisini kararlılıkla ifade etmisi durumunda:
TC devleti, Kürt devletinin ana rahmi olacaktır.
TC devleti karar vermelidir.
Kürt devletini kurmak istiyor mu, istemiyor mu? Kürtler kendi devletlerini kurmak istemediklerini ısrarla ifade etmelerine rağmen.