arşivUlus IrkadŞimdi de seçimlere sarılacağız! - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Şimdi de seçimlere sarılacağız! – Ulus Irkad

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bu filmi geçmişte çok izledik. Önce yok oluyoruz nağraları ve ağlamaları başlar. Sonra radyo ve televizyonlarda hatta gazetelerde buna benzer ağlamalar ve sızlamalar… Sonra internet ortamında birçok şikayet…Daha sonra ise seçim yaklaştığında bu ağlamalardan ve şikayetlerden çarkedip tekrar aday olanlar ve adaylıklarını koyanları görürsünüz. Piyasa böyle çalışacak gene galiba. Son güne kadar doğal müttefiğiniz saydıklarınız son birkaç güne kadar boykot taraftarı görülecek belki de. Ama son gün olan olacak ve belki de o boykot için çağrı yapanaların bir kısmı da çarkedip onlar da seçim telaşı ve hayallerine garkolup onlar da seçimlere katılmak için veya taraf tutmak için o tarafa çarkedecekler. Aynı gazete veya gazetelerde miting alanlarından izlenimler göreceksiniz. Yok filanca partinin, yok falanca partinin kazanacağı veya mitingi çok iyi geçti cinsinden yazılar ve makaleler görülecek. Hatta bu tipler dönecekler örneğin “Yeniçağ” bu şartlarda seçimlere karşı ya, gerçi hangi seçimlere karşı, onu da sormak gerek, ona  da birkaç salvo atacaklar. Örneğin filanca yazar, “okulunda yabancı öğrenciler var, ama gene de boykottan yana” diyecek yazısında. Yani okulunda yabancı öğrenci varsa, yabancı düşmanı mı olunmalı. Onları da kendi çocuklarımızdan farklı görmediğimiz için aslında bu bizim ırkçı olmadığımızı, insanlara karşı değil de , devlet politikalarına karşı muhalefet gösterdiğimizi isbat eder bu durum. Ama onlar buna inanmak istememektedirler. Evet, o ağlayıp sızlayanlar içinde gene seçimlere meyledecek olanlar çıkacak. Fakat bu gibiler birgünden bir güne seçim olsa da bu ülkede, ve diyelim ki tüm meclis aynı partiden milletvekilleriyle dolsa, siyasal iradenin meclise yansımayacağını bildikleri halde söylemezler veya düşünemezler. Bu olay başa geldikten sonra akıllar dang eder. Hatta engellemeler başladığında, bu gibiler gazetelerinde yavaştan şikayet etmeye başlarlar. Ama bize bu şikayetlerini madem ki yapıyorlar ve her zaman aynı olaylar başlarına madem ki geliyor, bu ülkede, bu statükoda, niye seçimlere katıldıklarını pek açıklayamazlar. Ha, ne yaparlar, dönerler ve hükümeti yitirdikten sonra veya muhalefete düşünce kitap yazıp o malum anavatanlarının bürokratlarının önünde onlara hakaret edildiğini yazarlar kitaplarına. O da güzel  de bunu o partinin yetkilileri yapmaz. Ya kim yapar? Alttan müsteşar görevindekiler. Veya partiye başkanlık yapanlar bir kahve sohbetinde bunu dillendiriler ama bu şikayetlerinin veya özeleştirilerinin dallanıp budaklanması veya seçimlerde ana slogan olmasını istemezler. “Geliyoruz” derler,” Size özgürlük getireceğiz. Size Avrupa kapılarını açacağız” derler. Muştucuklar ve toz pembe hayaller aşılamaya çalışırlar. Bunları sloganlaştırırlar. Veya şimdiki acemilerin yaptıklarını bayraklaştırıp, “İşte derler bizim zamanımızda biz böyle yapmadık”. Tabi de, siz böyle yapmadınız da, siz ayrılıp da seçime gitmeseniz, halkın şimdilerde size sövüp sayacağını, çünkü o paketlerin uygulayanının siz olacağınızı pek hatırlamazsınız.

Mesela hükümete gelebilirler. Ama o zaman da memleketin kendi devranlarında en iyi dönemi yaşadığını söylerler. Mesela ne bileyim işçilerin asgari ücretle kaç kilo et aldığını söylerler. Peki ama son dönemlerinde onların da maaşları ve asgari ücreti kıstıklarını pek niye hatırlamazlar. Asgari ücret kendi dönemlerinde çok mu artmıştı? Hatırlamak istemezler bunları. Aslında, eğer şimdikilerin yerinde kendileri kalsaydı şu anda halkın onlara beddua edeceğini de düşünmek istemezler. Şimdikiler de pek hayırın değildirler. Gene tahtaravalli inecek ve tahtaravalliye kendileri bineceklerdir. Onlar da birşeyi halletmeyecekler. Manifesto açıklayanlar da…Gene eller  naçar gene biraz diklenme oldu mu ağız kapatmalar. Bu defa artık Büyükelçilik alacak eline insiyatifi çünkü çark bu defa öyle çalışacak. Bu defa vesayetçiler yok. Bu defa vesayeti devralan siviller var. Eğer diklenirlerse Ankara’da Tayyip Bey var. Ağızlarının payını verecektir. Gene halkın önüne çıkıp, “Tamam yahu, biz size söz veririz, eğer siyasal irademize saygı gösterilmezse istifa edip gidecek ve bu yeni sultanları zor duruma düşüreceğiz” demeyecekler veya diyemeyecekler. Gene seçim konuşmaları ve dil cambazlıklarıyla bizleri kandıracaklar. Gene beş sene daha facebook veya internet sayfalarından ağlamalar okuyup duyacağız. Twitterlerden bir numaralı devrimci laflar duyacağız. Gene beş sene daha ağlayacak birileri. Gene kandıracaklar bizi. Gene sümük çekme ve ağlamalar duyulacak. Gene son güne kadar boykot sonra da çarketme sahneleri. Gene aynı versiyonları yaşatacaklar bizlere. Gene aşağılamalar ve beslemeler lafları…Gene beş sene daha  mecliste beklemeye ve seyretmeye devam. Gene bunlar olurken göç olayları. Karşılıklı ve ters yönden işleyen göçler.

Gene cepler boş ve delik , gene evlatlar işsiz ve mahzun. Gene kalkındık ve uçuyoruz lafları…

Tüm bunlardan usanmadık mı? Hala daha sonucunu bildiğimiz böyle hayallerle niye avunalım ki? Çözüm hep birlikte ayağa kalkıp diklenmek ve bir an önce devam eden bu çarpıklıkları Ankara ile oturup ısrarla çözmek ve halkı moralmen toparlamak ve örgütlemek  gerekiyor. Seçimle bu iş olmayacak. Kanmayın. Kıbrıstürk halkı insiyatifi ele almalı. Hem de bir an önce…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin