Bir yılı daha geride bırakıyoruz, acısı ile, tatlısı ile yeni dünyaya gelenleri ile, bu dünyadan göçenleri anma ile ve yeni dünya düzeninin rezillikleri ile…
Yine Kürdün kanını içti Denhak’lar.
“Ölüm buyruğunu uyguladılar, mavi dağ dumanını, uyur uyanık seher yelini, kana buladılar, sonra oracıkta tüfek çattılar, gayrı eşkiyaya çıkar adımız, kaçakçıya, hayına…” dizeleriyle anlatıyor “33 Kurşun”u Ahmed Arif.
Tıpkı onyıllar sonra gerçekleşen Roboski katliamında yaşananları anlatırcasına.
Katır sırtında taşınan ve çoğunluğu çocuk 34 Kürdün katlinin tablosudur aynı zamanda akla gelen bu dizeler. Katliamın sorumluluğunu taşıyan failler, zifiri karanlıklarda gizlenirken, katliamın faturasını yine mağdur olan Roboskili ailelere kesen devlet, tehdit, gözaltı, aşağılama dahil her türlü yöntemi deneyerek, ailelerin adalet talebini engellemenin binbir türlü yolunu denedi bir yıl boyunca.
Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Roboski Köyü’nde 34 Kürt sivilin Türk savaş uçaklarıyla katledilmesinin ardından bir yıl geçti. Trajediler diyarındaki Kürdün tarihi içindeki ateşin düştüğü yeri kavurmasıdır yaşananlar bir nevi.
Ve insanlık ayaklar altına alınırken, vicdan sahibi olanlar ise insan olmayı duyumsayan yanıyla yüzleşiyor haykırışlardaki adalet arayışıyla. Lakin katliamın failleri, sorumluları halen ortalıkta cirit atıyor.
Ödüller alıyorlar, Kürdün kanıyla apoletlerini süslüyorlar.
Ve Kürtlere yine reva görülen katliam, aymazlık, utanmazlık, insani değerleri tanımazlığın adresi olan Roboski’deki katliamın ardından geçen bir yılda değişen hiçbir şey olmadı. Katliamın hemen akabinde alınan gizlilik kararıyla soruşturmanın akıbeti de adeta zifiri karanlıkta muhafaza ediliyor. Payına hep trajedi düşen Kürtler, Roboskililer adalet yürüyüşündeki meşalede diri tuttuğu ateşle direniyor vicdanların kararmaması için.
Evet ANF aynen bu dizeler ile giriyor yeni bir yıla.
Ve yeni bir yıla girerken Roboski’nin mezarlığında anneler oturmuş, ağıtlar yakıyor, siyahları hiç çıkartmıyorlar üzerlerinde.
Onlara artık ne düğün, ne bayram ne de yeni yıl anlam verebiliyor.
Hiçbir şey artık anlam veremez, dünyanın renkleri bile, onlara tek anlam veren bir renk vardır, sadece siyah!
Ve bir başbakanın suçluluk duygusu içerisinde sarf ettiği utanılası sözlerin ardından,
bir yıldır devletin hiçbir birimi katliamı kabullenmediği gibi asıl yüzünü defalarca dışa vurmaktan da geri durmadı. “PKK’liler, PKK kuryesi oldukları, operasyon kazası, yanlış istihbarat” kılıflarının örtbas etmeye yetmediği Roboski için Başbakan Erdoğan, “Sivil olup olmadıkları belli değil. Tazminatlarını fazlasıyla ödedik.
Bu bölge, terör bölgesidir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir, Mehmet midir, bilemez ki.
Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da özrü de açıkladık. Allah aşkına tazminatsa tazminat” diyerek, ailelerin 123 biner TL “kan parası” alarak katliamı unutmasını istedi.
İşte insanlığı ayaklar altına alan sözüm ona allahı tanıyan ibadetini yerine getiren, utanmaz, aymaz bir kişiliğin psikolojik halleri.
T.C.’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Roboski katliamının emrini veren Hava Kuvvetleri komutanını “devlet üstün hizmet madalyası” ile ödüllendirdi. Gül, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’in “hizmetlerinden” dolayı madalyaya layık görüldüğünü açıkladı.
İşte manzara bu iken kardeşlik safsatalarını düzenler, bir kez daha düşünmelidirler.
Düşünmelidirler ki, bu kardeşlik ne mene bir şey ki, kardeşini çocukları ile beraber katledeceksin ve karşılığında bir avuç para vererek susturacaksın.
Olmaz olsun böyle kardeşlik!
Yeni bir yılda, kardeş kanının para ile satın alınamayacağı ve Roboski’lerin unutulamayacağı bir yıl olması umudu ile…