Yaşanılan sürece bakıldığında, Recep’e kullanılması gereken en kestirme bir kelimedir bu aslında.
Kürt coğrafyasında insanların sabrını sınama değil, artık zorlama aşamasına geldi. Bu zorlama nereye varacak şu an bilinmez ama uluslar arası kuruluşlar bile bunu farkına varıp harekete geçme gereği duydular.
Nobel Barış Ödülü sahibi emekli Başpiskopos Desmond Tutu’nun çağrısıyla, Türkiye’de Kürt sorununun çözümünde diyalogun yeniden başlatılması için Uluslararası Barış İnisiyatifi (IPI) kurulduğu ilan edildi. Tutu’nun çağrısıyla kurulan inisiyatifin ilk imzacıları arasında Tibet’in Ruhani Lideri Dalai Lama, Sinn Fein Başkanı Gerry Adams, ABD Eski başkanlarından Jimmy Carter da bulunuyor.
Dünya genelinde tanınmış siyasetçi, insan hakları savunucuları, Nobel Barış Ödülü sahiplerinin oluşturduğu Uluslararası Barış İnisiyatifi kuruluşunu Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir basın toplantısıyla ilan etti. Uluslararası Basın Merkezi’nde yapılan toplantının açılış konuşmasını Uluslararası Barış İnisiyatifi Sekretaryası’ndan Anna Irvin yaptı. Irvin, inisiyatifin amacının, “Türk Hükümeti ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan arasında diyalogun bir an önce başlatılmasını talep etmek” olduğunu söyledi.
İnisiyatifin çağrıcısı Desmond Tutu ise basın toplantısına videolu mesaj gönderdi. Tutu, Öcalan ile devlet arasında bir an önce diyalogun başlaması gerektiğini söyledi. Son yaşanan gelişmelerle birlikte Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde vazgeçilmez bir lider olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Tutu, her iki tarafa da ateşkes çağrısında bulundu.
Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama’nın Belçika temsilcisi Rigzin Choedon Genkhang da Dalai Lama’nın yıllardır çatışmalı bölgelerdeki sorunların diyalog yoluyla çözümü için çaba harcadığının altını çizdi. İnsan Hakları Beyannamesi’nin 50. yılında bütün sorunların diyalogla çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Genkhang, küreselleşen dünyada, bütün sorunların bütün insanlığı etkilediğini vurguladı. Genkhang, Uluslararası Barış İnisiyatifi’nin de sorunları diyalog ile çözmeyi esas alan bir girişim olduğunu ve dünyada barışa katkı sunmasını temenni ettiklerini belirtti.
Desmond Tutu’nun çağrısı ile startı verilen İnisiyatif’in ilk imzacıları arasında Tibet’in Ruhani Lideri Dalai Lama, Doğu Timor eski Devlet Başkanı Jose Ramos Horta, Sinn Fein Başkanı Gerry Adams, ABD eski başkanlarından Jimmy Carter, Norveç eski Başbakanı Kjell Magne Bondevik, İsveç eski Başbakanı Ingvar Carlsson, Finlandiya eski Başbakanı Paavo Lipponen, Danimarka eski Başbakanı Ander Jorgensen ve Danimarka eski Dışişleri Bakanı Kjled Olesen bulunuyor.
Bu girişimin detaylarına baktığımızda aslında tehlikenin artık son sinyalleri veriliyor anlamını taşır. Kürt coğrafyasını zindanlara çevirmiş ve o zindanlarda artık yer kalmamış, gece yarısı operasyonları durmaksızın devam ediyor. Gerilla cenazelerine ahlaksızca saldırılarda bulunuluyor.
Ve Kürt coğrafyasının barış ve diyalog umudu ile Türkiye meclisine gönderdiği vekillerin tutuklanmasına vara bilecek tehditlerde bulunuluyor.
Bunların hepsini yapan Recep efendi, sonucun nereye varabileceğini tahmin etmekten öte, kabadayılık pozlarını vermeye devam ediyor.
Ya sonuçları ne olacak bu gidişatın?
Bu sabır nereye kadar dayanacak?
Bu kabadayılığın faturasını Kürt ve Türk halkları mı ödeyecek?
Evet bu faturanın bedelini ödememek için, artık birileri Recep’e “Bak oğlum git” demelidir.
Eğer bizler Kürt ve Türk halkları buna “Bak oğlum git” diyemezsek, bu kabadayının sonuçları tam bir felaket olur. Ortadoğu’da yaşanılanların iki mislini bu halklar yaşayacak demektir.
Ve bu halklar asla bunu hak etmemiştir.