Hristofias imzalamadım dedi ama Troyka hükümet adına görüşmelere gelen adamları tarafından verilen sözlerle oluşan belgeyi aldı gitti. Belgeye göre maaşlarda programlı kesinti yapılacak, sigortalarda eksik haklar olacak ve saire… Buna ek olarak bankaların yalnız yönetim kurulu kararları ve hesapları değil yönetim kurulunun kararları da anında merkez bankasına gidecek ve Osmanlı “duyun-u umumiye ”’si gibi borçlar yönetimi için bir kurul iş başında olacak. Bankalar batmış muamelesi görecek ve sürekli borçlu gibi denetlenecek. Yunanistan da ayni muameleyi görecek ve Kıbrıs bankalarının satın aldığı devlet kâğıtlarını ödeme planından nasibini alacak.
Özellikle Yunanistan’ın AB’yi aldatmak için iç ve dış borç ve taahhütlerini saklamasının acısını AB’nin Yunanistan maliyesini sürekli denetim altında tutmasına izin vererek çekecek. Kıbrıs da bundan nasibini alacak.
Şirketlerin şeffaflaşmasını sağlayacak yeni kurallar da uygulanacak ve şirketlerin kurulmasının denetim altında ve zor olması sağlanacak. Sermayenin çağdaş kapitalizmin serbest rekabet ama sıkı devlet denetiminde şeffaf şirketler için hayal edilenlere uyması sağlanacak. Umut bu yalnız Kıbrıs’ta İngiltere’de olduğu gibi servet övünülecek ve açık bir şey olarak kabul edilmiyor. Onun yerine namus gibi servet de gizlidir ilkesi geçerlidir ve şirket ortaklarının gizli tutulması esası vardır. Bu yüzden Troykanın umutlarının gerçekleşmesi ne kadar olası bunu zaman gösterecek.
AB’nin üye ülkeleri o kadar da AB idaresinin beklentilerine uygun değil. Yalnız aday üyelere ve zora düşen üyelere dayatılanlar AB ideallerine uygun olmak durumundadır. O nedenle Kıbrıs daha uzun bir süre çağdaş kapitalistleşme baskısı görecek. İşin ilginç yanı Hritofias eski bir solcu olarak sermaye düşmanı bilinir ama o bile şirketlerin şeffaflaşmasını desteklemedi.
Kooperatifler de sorun oldu. Kooperatif bankalarının da denetlenmesine Hristofias karşı çıktı. Ancak sermayenin de denetlenmesi için baskı yerken kooperatiflerin neden şffaf olmasına özellikle karşı çıktığı Rum basınının yayımlarından takip edilemedi. Hükümetin istekleri kaba taslak yayımlandı da Troykanın ne istediği belirgin şekilde anlatılmadı.
Eşelmobilde kısıntı olsa da tam kaldırılmamasını Hristofias başarı olarak andı ve muhalefetin kendisini desteklememesine öfkelendi. DİSİ muhalefeti Troykaya destek vermiş gibi davrandı ve acele edelim, geç kalırsak fatura ağırlaşır diye baskı yaptı.
Doğal gaz konusunda da troyka bir özerk idare kurulmasını ve diğer KİT’ler gibi yönetimin partlier arsında paylaşılmamasını istedi. Bunu siyasi baskı olarak gören Hristofias diretti. Ancak sonunda imzalamadığı belgede yerini aldı.
Çağdaş bir devlette yasayla verilen yetkilere üstün asta emir verme hakkı gibi yetki kullanılması olamaz. Yetkiyi delege etmişsen delege edenden izin almadan emirlerle değişik tutum alamazsın. Lakin Bizdeki hastalığın onlarda da olduğu inancıyla Troyka özerk bir doğal gaz yönetimi istiyor. Bu yönetim de şeffaf olur ve delegasyon ilkesine bağlı kalınırsa zaten kurum özerk olur; lakin bunu anlatması zor. Nasılsa burası Şark!
BİZİMKİLER TANIYIN kktc’Yİ SİZE YARDIM ETSİN DEMİŞ OLSA DA
Güney’de mali kriz ekonomik göstergeleri yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kalıp rekabet edebilirlikten çıkarmış değil. Troyka ile uzlaşırlarsa borçlanma olanağı da düşük faizlerle olası olacağı için ekonomik kriz yaşanması beklenmiyor. Kktc’nin ekonomik krizi ise kronik. Zaten belediyesinin sosyal hakları ödemeye bile parası yok iken Güney’e borç vermesi düşünülemezdi, şimdi mali krizini Troyka yardımı ile aşarsa ve Yunanistan da borçlarını ödemeye başlarsa eski duruma dönülecek.
Yani Kktc devlet kapısında dilenenlerin sermayedarları ekonomiyi elinde tutacak ve sızlayıp duracak, Güney’de ise sermaye rekabet edebilirlikten yararlanıp çarkını çevirecek.
Elçi Güney’e geçip ithal mallarını alanlara hayret ededursun içte faiz farkı ve sıfır faizli kredilerden bahsetsin ithal mallarının fiyatları yüksek kalmaya devam edecek; çünkü fiyat istikrar fonuna kesilen paralar 500 milyonu aştı. Fiyatları üretimi destekleme adına pahalılaştırma politikası yürüdükçe çare de bulunmayacak
İKTİDAR ADAYLARI İSE FIRSAT GÖZLÜYOR
Ekonomi battı balık yan gider misali Kanlı derenin ölü balıklarını andırıyor ama elinde hiçbir reçete olmayanlar bol vaatlerle köşe tutmaya çalışıyor. Muhalif kesimlerin korkulu rüyası olan boykot düşüncesi aday olana oy verecek olanların içinden kimlerin bekledikleri oy sahipleri olduğu ve oranı bilinmiyor.
Yalancı pehlivanlar basına duyurular ve toplantılarla sesleniyor ama belge dağıtma işini pek sevmiyorlar.
Son paket açıklayan TDP toplantıya gidenlere vizyon açıklaması yaptı ama belge ortada dolaşmadı. Bize de ulaşmadı.
DP gençlere dayanma politikası peşinde âmin duasından başka bir şey açıklamadığı için incelenemeye değer bir şey ortaya çıkmadı.