Cezaevlerinde süren açlık grevlerini ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Dicle Haber Ajansına değerlendirdi.
SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, “Devletin Kürt sorununda izlediği inkar politikaları geleneğini bugün de AKP, MHP ve CHP gibi devlet partiler ile devam ettiriliyor” dedi. Devlet yetkililerinin iki de bir “güzel şeyler olacak” lafının arkasına saklanmaması gerektiğinin altını çizen ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise, “İki de bir ‘güzel şeyler olacak’ diyorlar, olsun artık. Bu konuda en önemli sınav açlık grevindekilerin, demokratik ve insani taleplerinin bir an önce karşılanmasıdır” diye belirtti.
PKK’li ve PAJK’lı tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması ile Kürt halkının demokratik taleplerinin sağlanması amacıyla 12 Eylül’de cezaevlerinde başlattıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri 44. gününe girerken, tutsakların sağlık durumu gittikçe kötüleşiyor. Tutsakların başlattıkları eyleme karşı sessizlik ise sürüyor. SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ve ÖDP Eşbaşkanı Alper Taş, hükümetin ve siyasi partilerin açlık grevlerine ilişkin sessizliğini değerlendirdi.
‘Kritik nokta Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılıp kaldırılamayacağında’
Devlet yetkililerinin, anadilde savunma hakkının mümkün olabileceğini söylediğini belirten ÖDP Eşbaşkanı Alper Taş ise, “Öyleyse hemen acilen bir yasa ile bu konudaki düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Ama bundan daha önemlisi ise Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması. Öcalan çok önemli bir aktördür” dedi. Kürt sorununun çözümsüzlüğünün geldiği bu aşamada ölümlerin durdurulması açısından Öcalan’ın alacağı inisiyatifin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Taş, “İşin kritik noktası bu tecridin kaldırılıp kaldırılmayacağında. Tecrit kaldırılırsa Kürt sorununun demokratik çözümü önünde önemli bir zemin oluşmuş olacak. Öcalan’ın daha elverişli koşullarda sürece dahil olması en azından Oslo ve benzeri süreçlerde yaşanan bir takım tıkanmaların yaşanmaması için oldukça önemlidir” diye konuştu. Devlet yetkililerinin iki de bir “güzel şeyler olacak” lafının arkasına saklanmaması gerektiğini söyleyen Taş, ” İki de bir ‘güzel şeyler olacak’ diyorlar. Olsun artık. Bu konuda en önemli sınav açlık grevindekilerin, demokratik ve insani taleplerinin bir an önce karşılanmasıdır” dedi.
‘Kalıcı bir çözüm için taleplerin karşılanması önemli bir fırsattır’
Cezaevlerinde yaşanacak ölümler ile halklar arasında duygusal bir kopuşun yaşanacağını dile getiren Taş, “Bundan kaynaklı kopuşlar daha da derinleşir ve derinleşmeye yol açar. Bu yüzden sorunun çözülmesi gerekir. Bu sorunu, niçin demokratik bir yolla çözmeyelim. Çözememek, hepimizin ayıbıdır” diye konuştu. Kürt siyasi hareketinin taleplerinin ortada olduğunu ve Türkiye halkları ile bir arada eşit, özgür bir vatan içerisinde yaşama taleplerinin olduğunu belirten Taş, “AKP Hükümeti, bunu bir taktik hamle olarak değerlendirmemelidir ve bu oyalama taktiğinden de vazgeçmelidir” dedi. AKP Hükümeti’ne ve Başbakan’a seslenen Taş, “Kürt sorununun artık kalıcı bir çözüm konusunda koşullar uygundur. Kamuoyu da buna uygundur. Bunun içinde önemli bir fırsat vardır. Bu fırsatta şu an açlık grevcilerin bu insani ve demokratik taleplerinin bir an önce karşılanmasıdır. Bu talepler karşılanırsa arkasının geleceğine inanıyoruz” diye konuştu.
‘Can kayıpları olmadan adım atılmazsa çözüm daha da güçleşir’
AKP, CHP ve MHP’nin açlık grevine giren tutsakların durumunu görmezlikten geldiğini belirten SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, “Sanki cezaevlerinde yüzlerce insan açlık grevine başlamamış gibi, böyle bir sorun bu ülkenin sorunu değilmiş gibi bakıyor” dedi. Devletin 80 yıllık tarihinde Kürt sorununa inkarcı bir politika ile yaklaştığını vurgulayan Turan, “Bu gelenek AKP, CHP ve MHP gibi devlet partilerince de içselleştirilmiştir, Kürtler de inkar edilmiştir. Bu nedenle Kürtlerin yapabileceği bir şeyi kalmayınca da seslerini yükseltmek için açlık grevine başlıyor” diye konuştu. Tutsakların başlattıkları açlık grevin eylemini desteklediklerini söyleyen Turan, “AKP, can kayıpları yaşanmadan bu konuda adım atmalı ve talepleri karşılamalıdır. Yoksa bir defa daha büyük bir vebalin altında kalacaktır ki bu da Kürt sorununu çözümünü daha da güçleştirecektir” diye konuştu.