Bazı Kıbrıslı Türk ve Rum siyasi partilerin 24 Ekim, Çarşamba günkü buluşmasında, “kapsamlı bir müzakere süreci için adanın iki tarafındaki sivil toplumla istişare edilmesi gerekliliği” üzerinde duruldu.
Yeni Kıbrıs Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda, “Görüşme süreci ve görüşme masasında ne eksik?” konusu tartışıldı.
Slovakya’nın Kıbrıs Büyükelçisi Anna Turenicova toplantının başında yaptığı konuşmada, siyasi parti temsilcilerinin oluşturduğu alt komitenin son toplantısında, toplantıya konuk olarak katılan Danimarka’nın Kıbrıs Büyükelçisi’nin, çok uluslu bir grubun yer alacağı konser düzenlenmesini önerdiğini, önerinin detaylarının ele alınması için 28 Kasım’da saat 18:00’da Lefkoşa ara bölgedeki Home Of Cooperation binasında geniş kapsamlı bir toplantı yapılmasının kararlaştırıldığını söyledi.
Siyasi partilerin toplantısına Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), Birleşik Kıbrıs Partisi(BKP) ile Çalışan Halkın İlerici Partisi (AKEL), Kıbrıs Yeşiller Partisi, Demokrat Parti (DIKO), Birleşik Demokratlar (EDİ), Demokratik Seferberlik Partisi (DISI) ve Sosyal Demokrat Hareketi (EDEK) temsilcileri katıldı.
Toplantıda YKP’yi temsilen ve YKP’nin görüşlerini sunmak için Yürütme Kurulu üyeleri Celal Devrim Önen, Faika Deniz Paşa, Murat Kanatlı ve parti üyesi Oğuz Özen katıldı…
Toplantının ardından sonuç bildirisini okuyan Büyükelçisi Anna Turenicova, toplantıda daha kapsamlı bir müzakere süreci için adanın iki tarafındaki sivil toplumla istişare edilmesi gerekliliği üzerinde durulduğunu vurguladı.
Turenicova, federal bir çözüme ulaşılması için müzakerelerin bir an önce yeniden başlaması gerektiği ve bu süreçte daha fazla güven artırıcı önlemin uygulanmasında hemfikir olunduğunu da belirtti.
Siyasi partilerin bir sonraki toplantısı 21 Kasım’da yapılacak.
YKP’nin toplantıda yaptığı sunum şöyle:
İlk kez 1968 yılında başlayan toplumlararası görüşmeler 44 yıldır sürmektedir.
Bugün gelinen aşamada görüşmelerin durduğu, tıkandığı birçok kesim tarafından söylenmektedir. Böylesi gelgitler geçmişte de yaşanmış ve görüşme süreçleri çoğu kez yeniden başlamıştır.
Aslında teknik olarak 2004’ten beri görüşmelerde tıkanıklık yaşanmaktadır. Özellikle Hristofiyas -Talat görüşmelerinde bazı usul değişiklikleri ile sürecin bir yere gideceği izlenimi verilmeye çalışılmış ama bu mümkün olmamıştır. Özellikle Eroğlu’nun seçilmesi ile sürecin tıkandığı çok daha net anlaşılmaktadır.
Bilinenden başlamak gerekirse, tıkanmanın baş sorumlusu, çözüm niyeti olmayan Türkiye’dir. Türkiye Avrupa Birliği üyeliğini de ikinci plana ittiğinden beri çeşitli tarafları suçlayarak, kendisinin sorumluluklarını yeri getirdiğini iddia ederek görüşme sürecinin ileri gitmesini engellemektedir.
Bazı Kıbrıslı Rum siyasi partilerinin ‘daha iyi bir çözüm’ iddiası ile görüşme sürecinin ilerlemesinde olumsuz rol oynadıkları da bir gerçektir. Kıbrıs’ın kuzeyinde zamanın ne kadar yıkıcı etkileri olduğunu hala daha tam olarak algılanamamıştır. Demografik yapı ile ilgili uzun süredir devam eden şikayetlerimiz çok geç algılanmış ama gereğini yapmak yerine bizlerle beraber şikayet edenler grubuna katılınmıştır.
Demografik yapıyı konuşmaya başladığımızda Kıbrıslı Rum aşırı sağ grupların, gerici kesimlerin bunu manipüle etmesi ile bu soruna etkin bir politika geliştirilmesi de sorun olmaya devam etmektedir.
Bu konudaki somut örneğini Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfus sayımı sürecinde yaşadık, çağrılarımız sempati ile karşılandı ama pratik sonuçları için gereği de yapılmadı.
Demografik yapı değişikliğinin sorumlusu TC’dir ve ortada bir savaş suçu vardır. Savaş suçları ile ilgili girişimi bireyler, siyasi partiler, dernekler değil, devletler yapar. 1975’ten beri çeşitli evrelerle devam eden kolonizasyon sürecine dair gereği olan uluslararası mahkemelere taşınma süreci yerine getirilmeyerek bugün yeni durumdan tüm Kıbrıs Cumhuriyeti başkanlarının şu veya bu ölçüde sorumluluğu vardır. Kolonizasyon sürecini durdurmaya veya yavaşlatmaya dair pratik, somut çalışmaların gereğinin yapılmamasına rağmen, fatura yalnızca yerleşiklere çıkarılmaya çalışılması da bizce sorunludur. Yalnızca yerleşikleri hedef alan toptancı bir politika yalnızca ırkçılığı yükseltecektir, bu sorunu çözmeyeceği gibi yeni sorunları da ortaya çıkaracaktır.
Kolonizasyon sürecinde aşamalar hızla geçilmektedir. Demografik yapı Türkiye tarafından tamamen kontrol altına alındığı söylenebilir. Şimdi ise kamusal hizmetlerin TC’li sermayeler devri süreci yaşanmaktadır. Son 10 yılda inşaat sektöründe yaşanan gelişmelerle mülk konusunda da TC’nin ciddi kontrolü ortaya çıkmıştır. TC’li üniversiteler, eğitim kurumları hızlı kuzeye yerleşmektedir. Büyük otellerin tümü TC’li sermaye gruplarının eline geçmiştir. Bu süreçler hızla devam etmektedir. Son olarak Ercan Havaalanı TC sermayesine geçti. Elektrik ve telefon sistemleri ile ilgili süreç hızlı ilerlemektedir. TC’nin yeni yatırım alanı olarak Omorfo’yu hedef aldığı da net olarak anlaşılmaktadır. Yeni yol yapımı, turizm alanları, liman yapımı gibi projeler hızla kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Bu yüzden kolonizasyon sürecinde yalnız demografik yapıyı, onu da yalnızca yerleşiklerin adada olması ile kısıtlayarak dile getirmek süreci yalnız geriden takip etmektir.
Böylesi bir dönemde hızla çözüme giden sürece ihtiyacımız vardır.
Ama görüşme süreci ve görüşme masası sorunludur. Görüşme heyetleri on yıllardır büyük kısmı belli yaş kuşağı üzeri erkeklerden oluşmaktadır. Kadınların ve gençlerin görüşme süreçlerinde olmaması ciddi bir eksiklik olarak kendi hissettirmektedir.
BM genel sekreterinin son raporlarına da yansıdığı şekli ile görüşme sürecinden sivil toplum da dışlanmaktadır ve kazanılması gerekmektedir.
Görüşme süreçlerinin bir kısmının gizli olması, sürecin doğası gereğidir ama tüm sürecin kapı sürmesi kabül edilemez. Bu ciddi manipülasyonlara neden olmaktadır. Görüşme süreçlerine dair kısmi de olsa şeffaflık sağlanarak, manipülasyonların önüne geçilmelidir. Buna yönelik ortak basın büroları oluşturularak, bazı görüşme notları toplumlarla paylaşılmalı, sürece Kıbrıslılar bilgilendirilerek katılabilmesi sağlanmalıdır. Sivil toplumun denetimden yoksun, kapalı kapılar arkasında yalnız belli yaş kuşağından gelen erkeklerin sürdürdüğü bu görüşme sürecine Kıbrıslıların, özellikle Kıbrıslı kadın ve gençlerin katılımı sağlanmalıdır.
Görüşme süreci ve sonrasına dair dünyadaki diğer deneyimlerden mutlaka yararlanılmalıdır. Kuzey İrlanda bizlerin için üzerinde çalışabileceğimiz bir zemin sunmaktadır.
Böylesi bir model için üzerinde daha önce de uzlaşılmış konuları kapsayacak çerçeve antlaşması iyi bir başlangıç olacaktır. Bu çerçeve antlaşması ayrıca diğer bütün sorunları çözecek ortak bir yürütme organını da ortaya çıkarması, bu yürütme organının da üzerinde uzlaşılmış takvim çerçevesinde sorunları ele alıp çözmesi ile bugünkü bu çıkmazdan kurtulabiliriz. Bu süreç asker çekme, kısmı askersizleştirilen bölgeler, Maraş ve Omorfo’nu iadesi ve yeniden iskanı gibi güven artırıcı önlemlere desteklenerek güçlendirilmelidir.
Bu yürütme organını oluştururken masada bugün olmayan kadınların ve gençlerin de seslerini oraya taşıyacakları önlemlerin alınması bu süreçten şu ana kadar dışlanması kabul edilir olmayan kişilerin sürece katılımlarını sağlayacaktır. Bu katılım sayesinde iki grubun da deneyimleri doğrultusunda bir çözümün bulunmasına katkıda bulunacak, aynı zamanda da bu görüşme sürecinde belli bir dinamizm katacaktır.
Artık çözüm zamandır, bunun için adım atmak gerekir ve yarın gerçekten geç olacak!
JOINT COMMUNIQUÉ
The Leaders and the Representatives of Greek Cypriot and Turkish Cypriot Political Parties met today for their regular meeting in LEDRA PALACE.
They expressed opinions on the issue “negotiation table and negotiation process: what is missing?” as proposed by the hosting party New Cyprus Party.
Political party leaders and representatives underline that lack of women and young people is a significant deficiency in the negotiation process and they express the need to undertake effective consultations with the civil society based on both sides for a more inclusive negotiation process.
All the parties stressed the need to resume the negotiations for a speedy federal solution of the Cyprus problem. They believe that more confidence building measures should accompany the negotiation process.
The next regular meeting of the Leaders and the Representatives of the Political Parties will be held on the 21st of November, 2012
at 10:30 a.m. at the Ledra Palace.
Nicosia, 24 October, 2012