yaklaşımlarÖncel PoliliVicdani Ret Hakkı - Öncel Polili
yazarın tüm yazıları:

Vicdani Ret Hakkı – Öncel Polili

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Anti militarizmin gündemde olduğu bügünlerde vicdani ret hakkınında hukuksal olararak da tartışılması gerekitiğini düşünerekten bu haftaki yazımda bu konuya değinmeyi uygun gördüm. Kuzey Kıbrıs’ta halen vicdani ret açıklması yapmış 2 erkek ve 3 de kadın vardır.

Vicdani ret en basit tanımıyla kişinin ahlaki, dini veya siyasi görüşleri nedeniyle silahaltına alınmayı ret etmesidir. Vicdani ret hakkı, hukuki olarak öncelikle Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 18. maddesi, 29/2004 sayılı yasa ile onaylanan Birleşmiş Milletler Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin (Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi) 18. maddesi, 39/62 sayılı yasa ile onaylanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 9. maddesinde belirtilen “ düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmektedir.

Vicdani ret hakkının kapsamını Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin denetim organı olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 22 numaralı Genel Yorumunun 11. paragrafında zorla silah altına alınmanın kişişlerin din, vicdani ve inançlarıyla ciddi şekide çelişebileceğini vurgulamıştır.

Vicdani ret hakkı aynı zamanda herhangi bir zaman hatta profesyonel bir şekilde askerlik yaparken bile açıklanabilen ve kullanılabilen bir haktır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Tavsiye Kararı No. 1742 (2006) “her zaman, yani askerlik hizmeti öncesinde, sırasında ya da sonrasında vicdani retçi olarak kaydedilebilme ve profesyonel ordu üyesiyken bile vicdani ret statüsü kazanabilme hakkı”na atıfta bulunmaktadır.

Vicdani ret sadece erkeklere özgü bir hak değildir ve kadınlarda ahlaki, dini veya siyasi görüşleri nedeniyle vicdani retçi olabilmektedirler. Kadın vicdani retçiler militarizmin hayatın her alanında militarizmin egemenliğine de karşı durmaktadırlar. Bununla beraber, 59/2000 sayılı Askerlik Yasasına (Askerlik Yasası) göre kadınlarıda zorunlu askerliğe tutulabilmektedir.

Her ne kadarda vicdani ret ne Anayasa’da ne de Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmelerinde doğrudan doğruya düzenlenen bir hak olmasada, KKTC Anayasa’nın 23. Maddesi ile korunan Vicdan ve Din Özgürlüğü, Anayasayanın 24. Maddesi ile korunan Düşünce, Söz ve Anlatım Özgürlüğü, Anayasaya 49.3 ve 49.4 maddeleri ile korunan Zorla Çalıştırma ve Angarya Yasağı ve Anayasanın 8. maddesi ile korunan Eşitlik İlkesinin koruma kapsamına girebilmektedir.

Vicdani ret konusunda yukarıda sayılan haklarla ilgili olarak yerel mahkemelerimiz henüz bir karar üretmiş değildir. Ancak, seferberlik hizmetine katılmayı red edip vicdani reddini ilan eden Murat Kanatlı’nın davası Anayasa Mahkemesi tarafından bu haklar çerçevesinde görüşülecektir.

Her ne kadar da yerel mahkemeler vidani ret konusunda karar üretmiş olmasalarda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) çok yakın geçmişte vicdani ret hakkının tanınmamış olmasının din ve vicdan özgürlüğünün ihlali olduğu yönünde karar vermiştir. AİHM önce dini sebepler silah altına alınmayı ret eden bir Yehova Şahidi’nin yaptığı başvuruda başvurucuyu haklı bulmuş ardından gelen vicdani ret ile ilgili kararlarda da siyasi düşünceleri nedeniyle silah altına girmeyi ret eden kişilerin davalarını haklı bulmuştur. AİHM’in bu yönde karar vermesindeki en büyük etkenlerden birisi de Türkiye dışındaki 46 Avrupa Konseyi ülkesinin vicdani ret hakkını tanıyarak bu konuda bir fikir birliği oluşturmasıdır.

Tabi vicdani ret hakkı sadece düşünce, vicdan ve din özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemeli, zorunlu askerlik hizmetinin özellikle zorla çalıştırma yasağını da ihlal eden bir husus olduğunun da altı çizilmelidir. Bu sebeptendir ki, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası vicdani ret hakkını zorla çalıştırma ve angarya yasağı altında düzenlemiştir.

Bununla beraber, kadın vicdani retcilerin vicdani ret haklarını kullanabilmeleri ve bunu ifade edebilmeleri ancak erkek vicdani retcilerin cinsiyetlerinden dolayı bu hakka sahip olmamalarıda ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi altında tartışılabilinecek bir durumdur. Ancak bu yaklaşım kadınlarında zorla silah altına alınması ve vicdani ret haklarını kullanamamaları anlamına gelmemelidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin