YKP Yürütme Kurulu 8 Mart ile ilgili bir açıklama yayınlayarak, yarın yapılacak etkinlikler için katılım çağrısı yaptı. Yürütme Kurulu ayrıca “Yürüyüş bitene dek YKP olarak çocukların bakımını üsleniyoruz” diyerek bütün emekçi kadınlara, siyasi örgüt ve partilere çağrı yaptı. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
1857 yılının 8 Mart’ında New York’ta kadın emekçiler eşit işe eşit ücret ve 8 saatlik işgünü talebiyle greve giderek çalıştıkları fabrikayı işgal ettiler. Ancak polisin müdahalesi sonucu çıkan yangında 128 kadın yaşamını kaybetti.
154 yıl önce kadınların ‘günde 8 saat çalışma’ talepleri ile başlayan direnişi, bugün için de anlamlı ve geçerlidir. Bugün, vahşi kapitalist dönemi aratmayan bir süreci yaşamaktayız. Kadın emeğine dönük saldırılar yoğun olarak sürmekte, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik derinleşmektedir.
NEO-LİBERAL SİSTEM KADIN EMEĞİNE DAHA FAZLA SALDIRIYOR
Neo-liberal politikalarla esnek üretim tarzı içerisinde kadın emeği ucuz ve güvencesiz koşullarda sistemin hizmetine sunuluyor. Erkek egemen sistemde, aile içindeki çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bireylerin bakımı ve ev işleri ‘doğal’ görevleriymiş gibi kadınların sırtına yıkılıyor. Devletin, patronun ve erkeğin gerçekleştirmesi gereken bütün sorumluluklar, kadının ev içi emeği üzerinden gerçekleştiriliyor. Kadınların ücretli işlerdeki hakları geriletiliyor, hala daha hem evde hem işte çifte vardiya yapmalarına rağmen yıpranma payları yok sayılıyor, emeklilik yaşları yükseltiliyor. Kadının ücretli emeği aile bütçesine katkı olarak görülmesi birçok kadın çalışma yaşamının kuralsızlaştırılmasına, güvensizleştirilmesine ve esnekleştirilmesine yönelik neo-liberal dönüşümün hedef kitlesi haline getiriliyor. Hamile kadınlar cinsiyet temelli ayrımcılığa uğrayıp haksızca işten çıkartılıyorlar.
Kamusal alanda görünmez olan, ücretsiz aile işçiliğini de düşündüğümüzde kadınların çok ciddi bir kısmı sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında bırakılıyor. Bu da erkeğin ev içindeki egemenliğini güçlendiriyor. Yeryüzünde mutlak yoksulluk sınırındaki 1,5 milyar kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. İşlerin yüzde 60’ını yapan kadınlar, toplam gelirin yüzde 10’una, dünya üzerindeki mal varlığının ise yüzde 1’ine sahipler. Bu da demek oluyor ki, kapitalist sistemde yoksulluğa ve yoksunluğa en çok kadınlar mahkûm ediliyor. Kadınların yoksullaştığı, yoksulluğun ise kadınlaştığı dünyada bize direnmekten başka yol görünmüyor.
KURULTAY KARARI
Böylesi koşullarda YKP 10. Kurultay’da oy birliği ile kabul edilen kararda durum tespiti net olarak yapılmıştı:
“Dünya nüfusu düşünüldüğünde kadınların oranı yüzde elli ellidir. Buna rağmen yaşamdaki ve siyasetteki yerleri aynı oranlara denk düşmemektedir.
Çalışma yaşamında daha zor koşullarda ve çoğu kez daha az maaşla çalışmak zorunda kalırlarken, BM ilgili organları tarafından normal 8 saatlik bir iş sayılan ev kadınlığı da özellikle bizim coğrafyamızda “doğal” olarak kadının omuzlarındadır. Yani kadın çalışma yaşamında hakları çiğnenen emekçidir ama ayni zamanda evde de ev emekçisidir. Ev emekçi olmasının tam karşılığı üretimine karşılıksız el konulmasıdır. Hem üretimine karşılıksız el konulmaktadır, hem da hareket özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmaktadır. Bu da kadının siyasal yaşam başta olmak üzere diğer sosyal ve kültürel alanlarda temsil edilememesi sonucunu doğal olarak ortaya çıkarmaktadır.
Kadınların siyasette özne olmasının zorunluluğunu, biyolojik cinsiyetlerinin belirleniminin sonucu olduğu yönündeki görüşleri aşan bir durum olduğunu YKP kabul eder ve bunun kalıcı olarak ortadan kalkması için mücadeleyi önüne hedef koyar.
Ancak bu mücadeleyi önüne hedef koyarken, mevcut koşullardaki zorlukları da aşacak şekilde kadının siyasette temsili için de çalışma yapmayı zorunluluk olarak görür…”
ÇAĞRI
Tüm bunlar çerçevesinde Yeni Kıbrıs Partisi Yürütme Kurulu, “Bizler, toplumsal eşitsizliğe maruz kalan kadınlar ve LGBTTQ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transgender, Transeksüel ve Queer) bireyler olarak sesimizin çeşitliliğinin duyulduğu ve haklarımızı adilce icra edebileceğimiz bir yaşam talebini haykıracağız. Bizler, ülkemizin yüz karası gece kulüplerindeki insan hakları ihlallerini kınamak ve yetkilileri derhal bu mekanlarda çalıştırılan bireylerin kölelik koşullarında çalıştırılmalarına son vermeleri için haykıracağız.. Bizler, milliyetçiliğin, militarizmin, sömürünün ve nefret söyleminin her türlüsünü kınayarak, kadınların barış istediğini ve çözümün öznesi olduğunu vurgulayacağız. Hedefimiz; eşit ve özgür bir ülke, cinsiyet ayrımcılığı da dahil hiçbir ayrımcılığın olmadığı bir dünya yaratabilmektir” diyerek aralarında YKP-fem’in bulunduğu örgütlerin organize ettiği 8 Mart’ta saat 16.00’da Dereboyu Pronto önüne başlayacak yürüyüşü destekliyor, başta tüm parti üyesi, sempatizanı ve parti dostlarımız olmak üzere, tüm halkımızı katılmaya çağırıyoruz…
YKP Yürütme Kurulu, Kıbrıs’ın kuzeyindeki gerçekleri de göz önüne alarak özellikle emekçi kadınların 8 Mart’taki yürüyüşe katılımı önündeki sorunları bir nebze olsun hafifletebilmek ve devlet tarafından sağlanması gereken ücretsiz kreş hizmetini 8 Mart günü eylem boyunca da olsun hayata geçirmek için, çocuk bakımı nedeni ile eyleme katılamayacak tüm kadınlara çocukları buluşma noktası olan YKP Genel Merkezine getirmeniz için davette bulunuyoruz. Yürüyüş bitene dek YKP olarak çocukların bakımını üsleniyoruz.
Bizimle iletişime geçin: 22 74917 veya 22 74 617 veya 05338610908 veya ykp@ykp.org.cy