.Yeniçağyeniçağ güncelKıbrıs’ın kuzeyindeki demografik değişim yeniden Avrupa Parlamentosunda
yazarın tüm yazıları:

Kıbrıs’ın kuzeyindeki demografik değişim yeniden Avrupa Parlamentosunda

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

28 Mart tarihinde Brüksel’de Avrupa Parlamentosunda Sol grup GUE/NGL ve 2 Avrupa Parlamenteri olan AKEL’in organize edeceği “Kıbrıs’taki demografik yapı: sorunlar ve beklentiler” başlıklı toplantıda Kıbrıs’taki nüfus konusu tartışılacak.

Toplantıda AKEL, BKP, YKP, KTÖS, Kıbrıs Türk Demokrasi Derneği, DEV-İŞ ve PEO temsilcileri birer konuşma yapacak.

Toplantının açılış konuşmasını GUE/NGL Başkanı Die Linke üyesi Avrupa Parlamenteri Gabriele Zimmer yapacak, AKEL üyesi Avrupa Parlamenteri Takis Hadjigeorgiou ise toplantıyı yönetecek.

Açılış konuşmasından sonra AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan, YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, DEV-İŞ Başkanı Mehmet Seyis, Kıbrıs Türk Demokrasi Derneği Başkanı Derman Saraçoğlu, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ve PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis birer konuşma yapacak…

Brüksel’deki toplantılara YKP, Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, Parti Meclisi üyesi Yılmaz Parlan ve Dış İlişkiler Sekreterliği üyesi Oğuz Özen’den oluşan 3 kişilik delegasyonla katılıyor. YKP delegasyonu 27 Mart’ta adadan ayrılacak ve 29 Mart tarihinde adaya dönecek…

 

YKP 2010’da da nüfus konusunu AP gündemine taşımıştı

Daha önce 13 Ekim 2010’da gene Brüksel’de Avrupa Parlamentosunda Sosyalist Grubun organize ettiği ‘Kıbrıs sorunu ve Avrupa Perspektifi’ başlıklı toplantıda nüfus konusu YKP tarafından gündeme taşınmıştı. Toplantıda YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı ve EDEK Başkanı Yiannakis Omirou, konuşmacı olarak katılmıştı. EDEK üyesi Avrupa Parlamenteri Kyriakos Mavronikolas’ın girişimiyle düzenlenen toplantının açılış konuşmasını o dönemdeki Sosyalist Grup Başkanı olan bugünkü Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz yapmıştı…

YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı konuşmasında ana olarak Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfus yapısı ve YKP’nin önerileri üzerinde durmuştu.

 

Kanatlı’nın 2010’daki konuşması

Kanatlı konuşmasında Kıbrıs’ın kuzeyinde demografik yapının değiştirilmesinin bir mühendislik süreci olduğunu belirterek başladı. Kanatlı, bunun fetih ve Türkleştirme politikalarını tamamlamak için Türkiye’nin derin ve sivil yönetimlerinin giriştiği politik bir hareket olduğunu belirtti.

Kanatlı işgal edilen bölgeye nüfus taşınmasının bir savaş suçu olduğunu belirterek, 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Konvansiyonundaki ilgili maddeyi okudu.

Hatırlanacağı gibi 12 Ağustos 1949’da kabul edilen Cenevre Konvansiyonuna göre: “Korunmuş kimselerin işgalci güç tarafından işgal edilmiş bölgeden başka bir bölgeye, işgal edilmiş ülkeden başka bir ülkeye bireysel veya kitle halinde zoraki taşınmaları, kovulmaları, her hal ve karda ve şartta, hangi durumda olursa olsun yasaklanmıştır.(…)  İşgalci güç işgal etmiş olduğu bölgeye kendi sivil nüfusunu taşıyamaz” (4. Protokol, Madde. 49) denmektedir.

Kanatlı konuşmasında 74 sonrası kuzeyde yasadışı ayrılıkçı bir yapı kurulduğunu, Türkiye’den nüfus transferi yapılmaya devam ettiğini ve getirilen bu nüfusa yıllardan beri “vatandaşlık” dağıtıldığını da hatırlattı.

Kanatlı, kuzeyde tahmini olarak aktif nüfusun 500 olduğunu düşündüklerini ve son yıllarda yeniden ciddi bir vatandaşlık verilmesi sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyledi…

Kanatlı nüfusla ilgili tahmin yapmak zorunda kaldıklarını bu anomalinin yalnızca kendileri tarafından değil diğer yetkililer tarafından da dile getirildiği vurgulayarak İrsen Küçük ve Cemil Çiçek’in açıklamalarını bu konuya örnek olarak okudu…

Hatırlanacağı gibi İrsen Küçük kendine nüfus sorulması üzerine ülkenin kalabalık olduğunu söylemişti, Çiçek de nüfus tartışmalarına taraf olmuş ve planlama yapmak için nüfusun tam olarak bilinmesi gerektiğini açıklamıştı…

Kanatlı, resmi rakamlara güvenilemeyeceğini ancak sorunun genel hatları görmek için bazı rakamları bakılabileceğini söyledi. Kanatlı, “herşeyden önce” 1974’te Kıbrıslı Türklerin nüfusunun 118 bin olduğunu ve yine giriş rakamlarına dayanarak 50 bin civarında Kıbrıslı Türkün 1974’ten bugüne çıkış yaptığını ama dönüş yapmadığını hatırlatarak örneklere girdi…

Yine resmi rakamlara dayanarak 1974’ten bugüne 166 bin Türkiye vatandaşının giriş yaptığını ama dönüş yapmadığını belirtti… Kanatlı, bu rakamlara doğum ve ölüm rakamlarının eklenmediğini, kalan nüfusu anlayabilmek için 33 bin civarında üniversite öğrencisinin de çıkarılması gerektiğini söyledi…

Kanatlı, muhaceret işlemlerinin ve muhaceret polisinin Kıbrıslı Türklerin kontrolünde olmadığını bu nedenle bu rakamların ne kadar güvenli olduğunun da bu nedenle bilinmediğini ancak bu rakamlara bile bakarak bile nüfusun katladığının görülebileceğini söyledi.

Kanatlı ayrıca özellikle 2004’ten sonra yasa ve tüzüklerin değiştirilerek gelenler geri dönmemesi koşullarının oluşturulduğunu, çalışma izni veya sürekli oturma izni alanların hiçbir ciddi engelle karşılaşmadan tüm ailesini getirebildiğini bu şekilde de kuzeydeki nüfusun içinden çıkılamaz hale geldiğini anlattı… Kanatlı gelenlerin geri dönmemesi için özellikle TC Elçiliğinin çaba sarf ettiği de vurguladı. Kanatlı, Hataylılar, Reyhanlılar, Adanalılar, Konyalılar dernekleri gibi hemşeri derneklerinin de bu çerçevede TC Elçiliği tarafından desteklenerek gelenlerle ilgilendiği, sorunlarının çözüldüğü, bu şekilde de gelenler kalmaya teşvik edildiklerini anlattı.

Gelenlerin geri dönmemesi sonucu bazı sonuçların çeşitli çevrelerce hissedilmeye başlandığını söyleyerek bunlara bazı örnekler vermek istediğini belirtti.

Kanatlı bu çerçevede, 2004’te 60’ı Kıbrıslı 110 imam bulunduğunu, 2008 yılına gelindiğinde ise faaliyette olsun olmasın 160 camiye bir imam ve bir de müezzin atanarak bu sayının 320 çıkarıldığının örneğini de verdi. Kanatlı, ayrıca TC ile Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan protokolde de 15 milyon euro gibi bir paranın yeni cami yapımı veya cami tamiratı için ayrıldığını da söyledi.

Kanatlı nüfus yapısının görülebilmesi için KTÖS’ün Haziran 2008’de yaptığı araştırmanın da verilerini hatırlattı.

Kanatlı ayrıca Tabipler Birliği’nin ve Tıp-İş’in 8 Eylül’de yaptıkları 2000’li yıllarda 100 bin kişiye, 2008’in sonlarına doğru ise 700 bin kişiye hizmet vermek zorunda olunduğunu açıklamasını da dinleyicilere aktadır.

Kanatlı konuşmasına resmi rakamların güvenirliği sorgulamak istediğini söyleyerek 2006 nüfus sayımı ile başladı… Kanatlı, bu noktada Muharrem Faiz’in Cyprus Review Dergisinde yayınlanan yazısında alıntı yaptı. Bu alıntıda 78’deki başarısız tarım sayımı hariç 74 -96 arasında hiçbir sayım yapılmadığı belirtilmekteydi. Ayrıca 22 yıllık DPÖ verilerinin projeksiyon olduğu ama herhangi bir trende bağlı kalmaksızın yükseltildiği ve tüm verilerin hatalı olduğu anlatılmaktaydı. Örneğin de facto nüfus 1996 sayımı hemen öncesi 178,023 olarak verilmiş ama sayımından sonra 201,008 olarak açıklanmıştı. Ayni şekilde de facto nüfus 215,436 olarak 2006 sayımı öncesi açıklanmış ama sayım sonucun 265,100 olduğu açıklanmıştı. Makalede ayrıca istatistiğin amacı ve de jure ve de facto terimlerinin tarifi ve uygulanmasında da ciddi eksikliklerin olduğu vurgulanmıştı.

Kanatlı DPÖ’nün de verileri verdiği bir tablo ile sorguladı. Kanatlı DPÖ’nün 2004 ve 2008 yılındaki nüfusa ilişkin cinsiyet ve yaşlara bölünmüş tabloyu karşılaştırdı. Kanatlı yaş aralıklarının 4 yıl ara ile gittiğini belirterek 2004’teki bir yaş kuşağı içinde olan birinin 4 yıl sonra yani 2008’de bir üst yaş kuşağına çıktığını anlatarak 2004’teki blokları bir yukarı kaydırarak oluşturulan tabloyu katılımcılarla paylaştı.

Kanatlı, 2004 yılında 15-19 kuşağında olan birinin 2008’de aşağı yukarı benzer bir sayıda 20-24 kuşağına geçmesi gerektiğini söyledi. Kanatlı bu sayının yüzde 163 artığını, 25-29 kuşağının yüzde 64, 15-19 kuşağının ise 4 yıl içinde yüzde 85 olduğunu 75 yaş üstünün ise yüzde 31 azaldığını belirterek sayılar arasındaki mantıksızlığa dikkat çekti. Kanatlı, DPÖ’nün projeksiyonlarla nüfusu tahmin ettiğini ama yaş kuşakları arasındaki büyük oynamaların bir amaç için yapıldığı, bu nedenle sayılarla oynandığını söyledi. Kanatlı, öğrencilerden ve diğer alanlardan dolayı bazı yaş kuşaklarındaki sayının saklanmasının kolay olmadığını ama genel nüfusun ayarlanması için rakamlarla oynanma ihtimalinin olduğunu söyledi.

Kanatlı tüm bu nedenlerle resmi rakamların güvenilmez olduğunu belirtti.

Kanatlı herşeye rağmen bazı şeylerin izlerini sürebilmek için bazı rakamlara bakmanın iyi olacağını söyleyerek örnekler vermeyi sürdürdü. Kanatlı adaya turistlerin daha çok uçakla geldiğini söyleyerek 2000’ler başındaki adaya gelen Türkiye vatandaşının yüzde 40’nın deniz yolu ile gelmesinin bu nedenle ilginç bir veri olduğunu söyledi. Kanatlı ayrıca 2006-2009 adasında adaya gelenlerin her yıl 300 binin üzerinde bir rakamın otellerde kalmadığının da diğer bir ilginç veri olduğunu söyledi.

Turizm yıllığındaki “Turistik konaklama tesislerinde konaklayan kişi sayısı, geceleme ve doluluk oranının ikamet ettikleri ülkelere ve yıllara göre dağılımı.(2006-2009)” ile “KKTC’ne hava ve deniz limanlarından gelen yolcuların TC, Yabancı ve KKTC bazında aylara göre dağılımı (2006-2009)” yıllıkları karşılaştıran Kanatlı 2006’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 572.633 kişinin adaya girdiğini 225.052 kişisinin konakladığını farkın ise 347.581 olduğu, sırası ile 2007’de 634.580 giriş, 265.273 konaklama farkın ise 369.307; 2008’de 650.405 giriş, 317.509 konaklama farkın ise 332.896 ve 200’da 638.700 giriş, 304.942 konaklama farkın ise 333.758 olduğunu söyleyerek bu rakamların bazı şeyleri anlattığı söyledi.

Kanatlı öneri olarak ise Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPA) tarafından da kabul edilen Cuco raporundaki tavsiyelerin bugün de geçerliği olduğunu söyleyerek Avrupa Parlamentosunun sorumluluk alarak bu rapordaki tavsiyelerin hayata geçirmesi için çalışma yapılmasını önerdi. Kanatlı ayrıca Kıbrıs’taki demografik yapı ile ilgili yeni bir raporun da hazırlanması gerektiğini söyleyerek bu konuda da Avrupa Parlamentosu’nun sorumluluk alması gerektiğini söyledi.

Hatırlanacağı gibi Cuco raporunda (27 April 1992 Doc. 6589 1403- 23/4/92- 4- E / Rapporteur Mr CUCÓ)

Adadaki otoritelere işbirliği ile uluslararası gözlemciler nezdinde nüfus sayımı yapılmasını, adaya giriş çıkışların etkin denetim altına alınmasını ve Kıbrıslı Türklerin idaresini demografik yapıyı değiştirecek sonuçlardan kaçınmasını tavsiye etmekteydi…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin