yaklaşımlarYılmaz ParlanDikilitaş ve şeytan taşlama! - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

Dikilitaş ve şeytan taşlama! – Yılmaz Parlan

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bakanlarmızın da artık mümkün oldukça Cuma namazlarını kaçırmadıkları gözlenmekte, mübarek Ramazan aylarında da bir iftardan bir iftara koştukları gözden kaçmamaktadır. Toplum içerisindeki dedikodularda ise Bakan eşlerinden türbanı ilk kimin giyeceği sorusu sorulmaktadır.

 Anavatan ruhani bir ülke olma yolunda hızla ilerler de yavrısı ilerlemez mi?

Baba Usta Erdoğan düğmeye bastı ve dindar bir halk yaratmak istediklerini dosta düşmana çatlatırcasına ilan etti. Etti etmesine de tepkiler yükselince “modern bir dindar halk” diye altını çizdiğini söyleyip  durumu düzeltmeye çalıştı. Bütçeye Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar ödenek ayırıp, gaz pedalına balarislediler diye yazmıştık. “Dindar toplum projesi” için 5 yılda toplam 1 milyar 5 milyon 80 bin TL’nin harcanması öngörülüyor. Ki bu Cumhuriyet tarihinde en yüksek rakam olarak kayda geçmiştir.

Hatırlarsanız Başbakan Erdoğan bizde ne olacaksa sizde de aynisi olacak diye buyurmamış mıydı?

Başbakan birçok konuda takiyye ustası olsa da sözünün eri bir adam ne dediyse o. Anası İslam Devleti olma yolunda hızla ilerlerken, sonsuza kadar payidar olacağı müjdelenen yavrısında da ruhani bir devlet olma yolunda ruhani basamakları hızla tırmanıyor. Ahh anam ahhh ve yine de ahhh…

Başbakan gaz verme konusunda o kadar usta ki Yeni Bir Çağ açacaklarını müjdeleyip eğitim projesinin adını Fatih koyuyor. Anlayacağınız gaz pedalına balarislemekle kalmıyor, adeta köklüyor. Ahh anam ahhhh da gene ahhh.

 

Bakan eşlerinden türbanı ilk kim giyecek sorusu

Kıbrıs’taki kuklaları geri kalır mı? Buradaki kuklacısı ipleri oynatınca onlar da oynamaya başladı işte. Önce Milli Eğitim Bakanlığımız Türkiye’deki Fatih projesinin burada da uygulanması için çalışmalar başlattığını müjdeledi bile! Adı Kemal Dürüst, ama kendisi ne kadar dürüst bilinmez! AFRİKA’nın attığı manşet gibi “Yağ çeke çeke” projeyi uygulamak istediklerini söylerken, yaptığı kıvırtmalar dansöz Asenayı bile solladı. Vakıflar İdaresi’nin Külliye arazisi için herhangi bir kira sözleşmesi yapmadığını söylerken, ortada bir Bakanlar Kurulu kararı olduğunu ve Başbakan Küçük’ün açıklamalarını yok saydı. Ama devletin böyle bir politikası varsa da ona sahip çıkacaklarını söyledi. Softa şaşırtması dedikleri budur işte! İlahiyat Fakültesini kapatmayacaklarını söylemeyi de ihmal etmedi. Tayyib’in gözde müminlerinden olma yolunda hızla ilerliyor bu “dürüst çocuk”. Yakında okullar besmeleyle açılırsa kimse de şaşırmasın!

Bakanlarmızın da artık mümkün oldukça Cuma namazını kaçırmadıkları gözlenmekte, mübarek Ramazan aylarında bir iftardan bir iftara koştukları gözden kaçmamaktadır. Toplum içerisindeki dedikodularda ise Bakan eşlerinden türbanı ilk kimin giyeceği sorusu sorulmaktadır.

 

Ruhani basamaklar bir bir çıkılıyor

Tüm Bakanlar Kurulu Erdoğan’ın bir mümini gibi çalışırken, Küçük Ankara’ya yaptığı ziyaretlerde Diyanet İşleri Başkanlığını da ziyaret edip görev tekmili veriyor.

Kıbrıs’ta İmam Hatip Lisesi (İHL) sorunu çözülmüştur.

İlahiyat Fakültesi de kurulmuştur.

Sırada Osmanlı’nın simgesi Külliye vardır.

Açıklama aynen böyledir. Her şeye ticari bakmamak lazım deyip,

Manevi değerlere vurgu yapması takiyye yolunda mesafe almışlığına benziyor.

O da biliyor ki Başbakanlık kolutuğunda oturabilmesi dini projelerin hayat bulması ile paralel. Tabii ki İmam osurursa Cemaat’ın ne yaptığı meşhurdur. Ehali de kendi tedbirlerini almış!

Cuma namazları Cuma’nın vazgeçilmezleri olurken, ya sabır tesbihleri vatandaşın ellerini süslemeye çoktan başlamıştır. Ahh anam ahhh, ahh ulan ahh…

Akdeniz’in ortasında yer alan bu şeytan adasında ruhani basamaklar bir bir çıkılırken, ilahiler de adanın kuzeyinde dört bir tarafta yankılanıyor.

Camilerdeki ezan artık daha gür çıkmakta, Müridler, Şeyhler, Tekkeler artık kendilerini saklama ihtiyacı da duymamaktadır.

 

Şeytan adasında ilahi rüzgarlar

 

Gözler siyasetin en tepesinde oturan pamuk saçlı adamdadır ama o da bu ilahi rüzgara kendini kaptırmıştır: “İslam Devletlerine daha da yaklaşmalıyız” diye fetvayı vermiştir. Atatürk Batı’yi işaret etmiş, ama o da pusulasını doğuya çevirmiştir. Siyaset ve batı kültürü ilahi rüzgarlara teslim olurken, Atatürk bir kez daha hançerlenmiştir. Şeytan adasında ilahi rüzgarlar fırtınaya dönüşürken sokaklar hiç olmadığı kadar dindar ve türbanlı insanlar tarafından işgal edilmekte etrafı mistik bir hava kaplamaktadır. Ticarette havlu atan esnaf yaradana sığınmakta, yarın için dua etmektedir. Dön Baba dönelim nağmeleri etrafta uçuşurken, TC’den esen ilahi rüzgarlar da doruk noktasına çıkmıştır. Artık şeytan taşlamak için Mekke’ye gitmeye de gerek kalmamıştır! Rumlar Ciklos’ta, Apostolos’ta dini turizm yaratırken, biz de durumu dengelemek adına şeytan taşlamak için Dikilitaş’ın etrafında dönmeli ve şeytanı taşlamalıyız. Kabe yerine de madem ki rahmetli baba Denktaş’ın mirasını yaşatmak en büyük emelimiz, kabrini Kabe’ye çevirmeli ve biz de kendi dini turizmimizi yaratmalıyız… Ahhh anam ahhh, ahhh ulan ahhh! Bunları yaparsak inanın ki Rumlara turizmde gol atmakla kalmayız, bütün Hiristiyan alemini çatlatırız.

 

Dikilitaş 2012

Önerimdir:

Yeni Cumhuriyetin adı da “Dikilitaş ve Şeytan Taşlama Cumhuriyeti” olmalıdır… Artık Hac için Mekke ve Medine’ye gitmeye gerek kalmamıştır!

Dikili Taş’ın etrafında toplanmalı, dönmeli ve de şeytan olabildiğince taşlanmalıdır. Ve madem ki Fatih eğitim projesinin bir benzeri de bizde uygulanacaktır, önerim Anavatan’ın izinden gidip biz de başrollerini Eğitim Bakanı Dürüst’ün oynayacağı Fatih 1453 gibi bir  film çekmeli, Hollywood’a gol atmalı ve onlara nasıl film yapıldığını göstermeliyiz. Adını da Dikilitaş 2012 koyduk mu, Hollywood’un önüne geçmekle kalmayız, dostu düşmanı da çatır çatır çatlatır, bugüne kadar turizmde yapamadığımız patlamayı da yaparız. Ahh anam ahh, ahh ulan ahh!

 

GÖZDEN KAÇMAYANLAR!

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat Camiyi anlarmış ama Kulliye yapılmasını yanlış bulurmuş! Siz buna isterseniz Kulliyeli Takiyye deyin. Siz yıllarca bu ülkeye nüfus taşıyacaksınız, TC’li nüfusun buraya taşınması için Muhaceret Yasası’nın kapısını ardına kadar açacaksınız, AKP politikalarının uygulanmasına her türlü yardım ve yataklığı yapacaksınız, hatta muhalefete düştüğünüzde bile Sendikal Platforum eylemlerine iktidardan daha fazla muhalefet edeceksiniz, bu toplum Besleme diye aşağılandığında Tayyip’in yanında yer alacaksınız ama şimdi de Kulliye yanlıştır diyeceksiniz. Koca katmerli Takiyye dedikleri bu olsa gerek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin