yaklaşımlarÖzkan YıkıcıOrtadoğu çizgileri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Ortadoğu çizgileri – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Eskiden adını duyduğumuzda hemen uyarırdık; “kelimeleri kavramları içi boş değil, içeriği ve söyletene de bakın”. Orta doğu olayında özelikle Doksanlar sonrası durmadan tekrarlanan proje için de aynen geçerli olunuyordu. Fakat özellikle Emperyalist yelpazesindekiler ısrarla sanki “Orta doğu projesi” en doğru hedef gibiymişcesine ulaşılacak başarılacak umut siyasal olarak yaygınlaştırıldı. Olay içerikten çok yanında olmasanız kaybedersiniz korkusuyla yorumlatılıyorlardı. Orta doğu projesi veya diğer Emperyalist tüm siyasal değerler ve ekonomik ölçekler aynen sanki ulaşılınca başarılı olunacağı düşüncesi takıntıdan öteye geçip kesin doğru gibi sunuldu. Hep şu yanılgı korku dolu düşünce kökleşti; “Orta doğu projesinde kimin yanındasınız? Amerikanın yanında olmazsanız yeni dönemde pay alamayacaksınız”. Bunu Afganistan Irak işgalinden başlayarak en son Libya direk müdahalesinde uygulandı. Şimdi Suriye olayında Beşar Esat karşıtı, İranı şer eksen kabullenme ölçeklerle Demokrasinin tarifinden özgürlük kriterleri belirleniyor. Demokrasi ve Özgürlük içeriği şöyle bir hal aldı; Amerikanın yanındaysan tamamdır. Bunu da son Suriye ayrışmasında görüyoruz. Sanki Sudiler, Katar ve en son net ortaya çıkan El kaide demokrasi ve özgürlük dersi verircesine, Suriye yönetimini Anti Demokratik baskıcı olmakla suçluyorlar. Bunlar bir anda Orta doğu çizgilerinin derinleştirdiği çirkin ama sermaye işdahlı enerji anlayışının yaratığı sonuçlar olmaktadır.

Söylenirken dahi içeriği kan kokan Orta doğu olayı artık direk olarak ısıtılmış haliyle karşımızda duruyor. Dinin en acımasız siyasal oyun aktörü ve gelecek sermaye serbest piyasa modelinin fitili çoktan çakıldı. Fakat öylesine bir Emperyalist merkez siyasal yapı oluştu ki kendileri Amerikancı olarak kalma adına tüm istenilen oyunları oynuyorlar. Sadece Çaresizce bu eksenden çıkarılıp artık tavsiye aşamasında olanlar çırpınıyor. Olayın direk Emperyalist dizayn noktasında olma sonucu, ne İsrail gerçeği ile yüzleşme vardır, nede kanlı Filistin kanlı tarihinde iyileştirme oluyor. Hatta konulan Orta doğu siyasetinde ağırlık arap ülkeleri üzerinden oynanarak daha esnek zayıf devletli ılımlı İslam siyasal ölçekli yabancı sermaye rahat dolaşımlı Orta doğu kuramı yaşamda can bulup yeşeriyor. Afganistan işgali, Irak işgali, İran şer eksene konma hareketi, Libyada Kaddafiyi gönderme ve Mısırda yeni İslami ayar hamleleri, Suriye ön karakolu düşürerek İran tavsiyesi ile olayı Pakistan eksenine taşıma siyasetleri çoktan yola çıktı. Dikkat edin; Tüm oyunun oynandığı veya tavsiye edilen ülkeler başka kutbun devletleri değildir. Hatta ırak ve Afganistan kısa zaman önce Soğuk Savaş döneminde emperyalist ön karakol gibi sistemin koruma şemsiyesi rolünde askeri güçler oluyordu. Ama işler değişince bu kez de dostlar düşman oldu. Hatta çok daha paradoksal gerçek Suriyede oluyor. Amerikada olmak üzere baş düşman algılatılıp belgelere konulan El kaide şimdi bu ülkede Amerikan yanlıları ile birlikte Esata karşı mücadele ediliyor.

El kaide Emperyalist Orta doğunun en çirkin çizgilerini gösteriyor. Soğuk savaş döneminde tohumları atılıp Afganistanda ortak saydam kardeşçe Amerika ile birlikte Sovyetlere karşı savaşıyorlardı. Tek kutup döneminde konulan Kültürler çatışmasıyla El kaide bu kez en korkunç düşman ilan edilip hatta tüm dünyada paranoyayla korkuyla oldukça terör mücadele adına oldukça gerilimli güvenlik yasaları da çıkartıldı. Ne gariptir daha ayni yasalar dururken ve Avrupa Amerikada El kaide Terör olguları işlenip Anti İslamcılık düşüncesi algılatılırken, Suriyede El kaide ile Amerika birlikte ayni cephede savaşıyorlar. Bundan dolayı değimli ki tüm batılı medyalar sağ olsunlar sadece “Suriye” baskıları ile uğraşıyorlar. Hala Katarın Sudilerin Demokrasi adının dahi yasak olduğu ülkelerin veya son bildik Türkiye gelişmelerine karşın “model” sunumu sorgulanmıyor. Oysa tarafların duruşu bize nasıl dünya istencinin de yanıtını veriyor.

En çarpıcı çizgi bu hafta başı yaşandı. Tüm arap ülkeleri Suriye üzerinde baskıyı artırıp Türkiye de askeri merkezi rollerle konuşulurken, birden olaylarda direk tavır koyan Bahreyn sokaklarında Demokratik taleplerle bir yıl önceki katliamı protesto eden gösteriler oldu. Bahreyn hükümeti Suriyeye “demokrasi çağrısı” yapan ülkeyken, kendi ülkesindeki silahsız gösterileri acımasızca bastırdı. Bu kez arap ülkeleri ve Amerika sanki Orta doğuda yok gibiydi: Yok gibiydiler ama Bahreynde İrana karşı Amerikanın önemli askeri üstü ve ülkedeki muhalefeti bastırmaya hazır Suudi tankları duruyordu. Böylesi Orta doğudan söz ediyoruz.

Yazılacak önemli tarihe tanık oluyoruz. Orta doğu projesinde dinin mezhepsel ayrımla nasıl kanlı göllere dönüştüğünü ve emperyalist sermaye hegemonya kurma ekonomisini tekrar bize anlatan kanlı sayfalarla doluyor. Oluşturulan mezhepsel eksende İran Türkiye merkezli olurken, Suriye karakolunda önemli hesaplaşmalar sürüyor. B.M. barış gücüsü ara bölge projeleri hepsi anlatılıyor. Hedef İrana yönelik senaryodan pratiğe dönen İsrail Amerikan Türkiye adımları artık yazılıp çiziliyor. Hepsi bir noktada buluşuyor; Emperyalist Orta doğu projesi. Mısırda olduğu gibi siz demokratiklik falan söylerseniz, bir maçta sokulan silahlı milislerle de sizi katlederler. Sahi Mısır maçındaki katliamın arkasını neden şanlı çok sesli medyalar neden yazmadılar?

Kısaca; Orta doğuda Bahar değil fırtınalar esiyor ve depremler oluşuyor. Oyun artık Orta doğu boyutunu çoktan aştı. Şimdiden olayın doğrusu yanlısı değil, gücün yanında olup ayakta kalma ve pay alma poletikasına çoktan oturdu. Hele din siyasal otoriteleşme, Yeni Osmanlı kabaran işdah ve diğerini karşıt görüp yok etme zafer çılgınlığı çizgileri iyice belirginleştirdi. Unutmayalım Yeri geldiğinde Sudan parçalandı, El kaide yerine göre korkunç yerine göre dost oldu. Ama hep sermaye paydası ve ne yazık ki dinin Sünni mezhep ortaklığı oynandı. Yakın Orta doğu haritası çizilirken müttefikler ve karlar hep buna endekslendi. Bakalım sol dalgasız orta doğuda sosyalist çizgiler güçlenince ayni oyun oynanacak mı? Tunus hatası ve Mısır katliamı sola belki gereken dersi verir. Bir de dikkat; Kürt kartı kaygan zeminde nasıl oynanacaktır?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin