Kıbrıs’ın kuzeyinde kayıt dışı duruma düşmüş yabancılara yönelik aftan yararlanmak isteyenlerin başvuru süreci 6 Şubat’ta sona erdi. Muhaceret Affı için 9 bin 543 kişi başvurdu.
1 Kasım 2011’da Kıbrıs Gazetesinde büyük af başlığı ile çıkan haberde “Hükümetin tahminlerine göre, af yasasından en az 30 bin kişi yararlanacak. Ancak muhaceret affıyla ilgili yasaya sert tepki gösteren muhalefet, aynı kanıda değil. Muhalefet, af yasasından 100 binin üzerinde kişinin yararlanacağını iddia ediyor. Muhalefet, 100 binin üzerinde kişinin ülkede yasallık kazanmasıyla yeni sosyal sorunlar ortaya çıkacağına inanıyor” denmekteydi. Bunun ardından hükümet edenlerin bile tahminlerinin çok altında başvuru oldu, bu nedenle bundan sonrası merakla bekleniyor!
İlginçtir Şubat başında konu Çalışma Bakanına sorulduğunda, “Ünverdi, “Ülkede 30 bin kaçaktan bahsedildiği ancak muhaceret affı için başvuranların sayısının neden bunun çok altında kaldığı” yönündeki bir soruya karşılık, bakanlık olarak her zaman 10 bin civarında kaçak olduğunu, aileleriyle birlikte bu sayının artabileceğini iddia etmişti. Ancak bu açıklama da havadadır. Evde çalışan başvurmuş olsa bile aile başvurmadığı ve aftan yararlanmadığı için hala kaçaktır, bu nedenle Ünverdi, 30 bin kaçağı varlığı kabul etmiş, hedeflerinin 10 bin olduğu açıklamış ancak geriye kalan 20 binin ne olacağı açıklamamış oldu. Bu nedenle yakın bir gelecekte önümüze yeni af yasasının yeniden geleceği muhtemeldir. Bu defa da burada çalışan ama ailesi kaçağı düşmüş kişilere af denerek, ‘aile birleşmesi’, aile birliği gibi kavramlar kullanılarak af çıkarılma yoluna gidilecektir. Bu nedenle ‘bu son af’ sözü gerçekçi değildir, şimdiden yenisi için koşullar oluşturulmuş durumdadır:
Nasıl olmuştu?
Muhaceret Affı, İçişleri Bakanlığı tarafından ülkenin sosyal ve ekonomik yaşamına fayda sağlamak iddiası ile, çeşitli sebeplerle cezaya düşmüş insanların, içine düştükleri yasadışı durumdan kurtulup, kayıt altına alınabilmesi amacıyla çıkarıldı.
Affa başvuru süreci 9 Aralık 2011’de başlamış ve başvuru için 60 gün süre verilmişti.
Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan ve cezalı durumda olan tüm yabancı uyruklular, muhaceret affının yürürlüğe girdiği tarih olan 9 Aralık 2011’den itibaren, 60 gün içinde hiç bir para cezası ödemeden ülkeden çıkış yaparak aftan yararlanma imkanına sahipti.
Muhaceret Affı için 6 Şubat Sonrası
Bakanlık yaptığı açıklama ile Muhaceret Affı’nın sona erdiği 6 Şubat’tan sonra çalışma yaşamıyla ile ilgili denetimler artacak, caydırıcı cezalar geleceğini iddia etti
Şu anda Meclis’e sevk edilen Yabancıların Çalışma İzinleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı, kaçak işçi çalıştıran işverenlere her bir işçi için brüt 5 asgari ücret tutarında para cezası öngörülüyor.
Bakanlıkça görevlendirilecek müfettişler tarafından çalışma izinsiz ve iş kurma izinsiz çalıştığı tespit edilen her yabancı uyruklu kişi için işverene yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak tespitin yapıldığı tarihteki aylık brüt asgari ücretin beş katı olan 6500 TL ceza uygulanacak.
Bakanlık tarafından görevlendirilecek müfettişler tarafından verilen uyarılara karşın, yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilen işyerlerine, Çalışma Dairesi’nin önerisi ve bakanlığın onayıyla 2 aya kadar işyeri kapatma cezası da verilecek.
İşyeri kapatma cezası verilmesine karşın yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlerin durumu mahkemeye intikal ettirilecek ve yargı tarafından verilecek hapislik cezaları 6 aydan 2 yıla kadara yükseltilebilecek.
Affın sona ermesinden sonra çok sıkı bir şekilde ve birçok sivil toplum örgütü ile işbirliği yapılarak denetimlere başlanacağı, denetim ekipleri hem nicelik hem de nitelik yönünden geliştirileceği de iddia edildi ama buna yönelik çalışma Şubat’ın ilk haftası itibarı ile henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Bu nedenle bütün bu iddiaların gene açıklamada kalacağı şüphesi mevcut… Bu arada bu uygulamalara TC Elçiliğinin nasıl tepki vereceği de bilinmiyor. Bilindiği gibi geçmişte kaçak duruma düşmüşlerle ilgili uygulamalarda, sınırdışılarda zaman zaman elçilik devreye girip uygulamayı durdurmaktaydı. Siyasi olarak sakıncalı gördüklerini kaçak duruma düşmüş olmakla birlikte değerlendirip siyasi sınırdışıları bu kisve altında yaptığının da birçok örneği mevcut…
Geçmişte rakamlar
Yenidüzen Gazetesindeki Eylül 2010 tarihinde “meclisteki konuşmasına “CTP hükümete geldiğinde çalışma hayatı kayıt dışıydı. Bizim hükümet olduğumuz dönemde 55 bin kişi kayıt altına alınmıştır. Daha sonraları kayıt altına alınan işçilerin ihtiyat sandığı ve sosyal sigorta yatırımlarının işveren tarafından gerçekleştirilmediğini anlayınca ön izne geçtik” cümleleri ile başlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı Sonay Adem, CTP olarak hükümeti terk ettiklerinde ülkedeki 35 bin kayıtlı işçi noktasında olunduğunu belirtti. İşçilerin kayıt altına alınmasının, sosyal güvenlik yatırımlarına da yansıdığını söyleyen Adem, UBP Hükümeti’nin kayıtlı işçi olgusuna önem vermediğini söyledi. İşçilerin kayıt altına alınması işlemlerinde zafiyet olduğunu, denetimlerin ortadan kaldırıldığını ifade eden Sonay Adem, UBP Hükümeti’nin kaçak işçi konusundaki tutumu ile ilgili şu çarpıcı tespitlerde bulundu: “Çalışma Dairesi’nin gerçekleştirdiği bazı denetimlere müdahaleler edildi, cezalar iptal edildi. Şu anda Çalışma Dairesi müfettişleri denetime çıkmıyor. Çalışma yaşamının dibine kadar siyaset bulaştırılmıştır. UBP Hükümeti birilerini incitmeme ve oylarını alma niyetinde olduğu için çalışma hayatında denetlemeler yapmıyor”
Ayni haberin devamında ise,
Ülkedeki kayıt dışı yaşamın sadece Çalışma Bakanlığı’nın sorumluluğu olmadığını belirten Çalışma Dairesi Müdürü Yusuf Önderol, “ Ülkede tahmini olarak 30 bin kayıt dışı insan söz konusudur. Geçmiş hükümet döneminde inşaat patlamasının ardından çalışma hayatı kayıt altına alınmıştı. Daha sonra inşaat sektöründe yaşanan çöküş ve ekonomik krizin ardından, 2009 yılının başından itibaren çalışma hayatının kayıt altına alınmasından azalma olmuştur” cümleleri ile konuşmasını sürdürdü. Şu anda ülkede 8 bine yakın kayıt dışı işçi olduğunu söyleyen Önderol, kayıt dışı işçilerin aileleri ile bu rakamın yaklaşık 30 bin civarında olduğunu ifade etti.
http://www.yeniduzen.com/detay_ars.asp?a=23736
Sami Özuslu’nun Ağustos 2011 tarihindeki köşesinden:
Soru: Kararname ile birlikte kaç kişi aftan yararlanabilecek?
Cevap: İşin en bilinmeyen tarafı bu… Ortada bazı rakamlar var, ama hiçbiri resmi değil. Ancak KKTC’de en az 20-30 bin kayıt dışı insan olduğu tahmin ediliyor. İlk etapta bu insanların tümü ‘legallik’ elde edecek. Sonra eşleri ve çocukları legalize olacak. Ortalama ikişer çocuk koysak, eşleri de beraber, af kararnamesi ile KKTC’de yasallık elde edeceklerin sayısı 60 bin ile 90 bine çıkıyor.
Soru: 250 bin nüfuslu bir ülke için ciddi bir rakam…
Cevap: Ama hepsi bu kadar da değil!.. Af işin birinci bacağı… İkinci bacak, beyaz kimlik kartı ile atılacak. Beyaz kimlik KKTC’de bugüne kadar yasal, yani izinli çalışan ve yaşayanlara da verilecek. Kamuoyu sadece kaçakların rakamını tartışıyor. Oysa izinliler de hesaba katılmalı… Ve elbette eşleri, çocukları da…
Soru: Yani?
Cevap: En iyimser hesapla ilk etapta 150 bin ila 200 bin kişiye ‘beyaz kimlik kartı’ verilecek. Ve dikkat: Bundan sonra her gelen de ‘beyaz kimlik’ alabilecek!.. Yani şu an Kıbrıs’ta yaşayan kaçak veya izinlilerin sayısıyla hesap kapanmıyor. Cinayet ve tecavüz suçu işleyenler dışında herkese KKTC’nin kapıları sonuna kadar açılmış olacak. Ülkeye giriş ve legal yaşam kolaylaşınca, gelenlerin sayısı da herhalde kat kat artacak.