KTÖS ve KTOEÖS, ayrı ayrı yaptıkları yazılı açıklamalarda, mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
KTÖS
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, açıklamasında, “Eğitimi siyasi rant aracı ve şov yapma yeri olarak gören Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, AKP’den aldığı talimatlarla çocuklarımızı kendi siyasi çıkarlarına alet etmektedir” dedi. Açıklamanın tamamı şöyle:
Eğitimi siyasi rant aracı ve şov yapma yeri olarak gören Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, AKP’den aldığı talimatlarla çocuklarımızı kendi siyasi çıkarlarına alet etmektedir.
Devlet okullarının başta öğretmen eksiklerini bile tamamlamaktan aciz bir eğitim bakanlığı, laik eğitimi ortadan kaldıracak adımları atmaktan da geri durmamaktadır. Devlet okullarına para bulamadığı için yatırım yapamadığını söyleyen eğitim bakanı, külliye ve ilahiyat kolejleri için para bulabilmektedir. Atatürk ilkelerinden ve laiklikten hızla uzaklaşan, din tüccarı AKP’nin güdümündeki Türkiye’yi artık tarikatlar, şeyhler ve müritler idare etmektedir. Din tüccarları şimdi de adamızın kuzeyini hedef seçmişler, kukla yöneticilerimiz sayesinde Sünni islamı ve Arap kültürünü dayatmaktadırlar. Bu gerçekler ortada iken, Sn Dürüst şov yaparak, sandalyesini korumaya ve AKP’ye yağ çekmeğe devam etmektedir. Eğitimde kaliteden bahseden Sn. Dürüst, bir yandan tarikatların sözcülüğüne soyunurken diğer yandan ise kendi siyasi geleceğini garanti altına almak için partizanlığa devam etmektedir. İlkokullarımızda ihtiyaç olan geçici öğretmen alımlarında açıkça partizanlık yapılmaktadır. İlkokullarda müzik dersi verecek öğretmen yerine matematik öğretmeni, İngilizce dersi verecek öğretmen yerine psikolojik rehberlik mezunu öğretmen verecek kadar gözü partizanlıktan kararan Sn. Dürüst, ayrıca görev verdiği geçici öğretmenleri de kendi seçim bölgesi olan Güzelyurt’tan seçmektedir. Eğitimden anlamadığını Öğretmen Akademisi mezunlarını işsiz bırakarak fakat onların yerine kendi seçim bölgesinden farklı alanlarda eğitim almış ilkokul öğretmeni olmayanlara atayarak göstermektedir.
Sn. Dürüst bilmelidir ki, partizanlıkla, adam kayırmakla ve AKP’ye yağ çekerek eğitim olmaz. Tarikat sözcülüğü yapılarak da eğitim Bakanlığı yapılamaz. Sendikamız bu dayatmalara boyun eğmedi, eğmeyecektir. Sahte Atatürkçüler’in yakasına yapışmaya ve demokratik, parasız ve bilimsel eğitimi hayata geçirmek için mücadeleye devam edeceğimizi tekrardan duyururuz.
KTOEÖS
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ise, “Haspolat Meslek Lisesinde açılan, arkasından külliye ile ortaya konan politika masumane değil, buz dağının sadece görünen kısmıdır. Kıbrıs Türk Toplumuna yapılan ekonomik, siyasal, kültürel saldırıların devamı ve tamamlayıcısıdır. Sosyal dokunun ve eğitim felsefesinin değiştirilmek istenmesi, çağdaş, bilimsel, demokratik, laik, Atatürkçü, eşit, parasız eğitimin değiştirilmesi hamlesidir” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Haspolat Meslek Lisesinde açılan, arkasından külliye ile ortaya konan politika masumane değil, buz dağının sadece görünen kısmıdır. Kıbrıs Türk Toplumuna yapılan ekonomik, siyasal, kültürel saldırıların devamı ve tamamlayıcısıdır. Sosyal dokunun ve EĞİTİM FELSEFESİNİN değiştirilmek istenmesi, çağdaş, bilimsel, demokratik, laik, Atatürkçü, eşit, parasız eğitimin değiştirilmesi hamlesidir. Anayasanın, yasaların bir bir değiştirilmesi ile DEVLETİN ŞEKLİ, yapısı değiştirilmek istenmektedir. Özgürlükler ülkesi adamızda, her dine, mezhebe özgürlüğü olan bir yerde sadece SÜNNİ TAHAKKÜ’mü yaratma gayesi vardır. 18 yaşından küçük çocukları farklı anlayışlarda yurttaşlar yetiştirilmesi çalışması başlatılmıştır.
Din istismarlığı yapılmaktadır. Toplumu bölecek bir başlangıç yapılmıştır. Şimdi diğer tarikatlara/mezheplere de devlet eliyle okul açılması talebi hakkı doğmuştur. Sadece SÜNNİ islamı empoze eden zorunlu DİN DERSİNİN de tartışmaya açılması gerekmektedir. Bu adım ile cadı kazanının ateşine odun atılmıştır.
Yağma ve talanın devamı YEŞİL SERMAYE’ye toplumu kontrol altına alacağı yeni bir saha, yeni bir sömürü alanı açılmıştır. Bizim bildiğimiz zenginler, ölenler EVKAFA bağış yapmaktadır. Oysa kurdurulan ne idüğü belirsiz üç günlük vakıflara ülkemiz talan ettirilmektedir. Külliyeye, camiye bu ülkenin ihtiyacı yoktur.
Kıbrıs Türk Toplumunu, ümmet toplumundan çağdaş topluma dönüştürmek için yüz yıl mücadele verilmiştir. Dr. Fazıl Küçük de bu yolda büyük mücadele vermiştir. Oysa bugün ÜMMET toplumu yaratılmak istenmektedir. Ortada Kıbrıs Türk tarihine, kültürüne, din anlayışına, dokusuna ciddi bir saldırı vardır. Bunun adı nüfus politikaları ile birlikte ASİMİLASYON’dur. Toplum mühendisliği ile yeni bir devlet oluşturma çabası vardır. İhtiyaç oranında imam yetiştirilecekse ülkemizde bunun için ilahiyat fakülteleri açılmıştır. 18 yaşından sonra ihtiyaç oranında yetiştirilebilirdi. (İslamiyette hiyerarşi, ruhban sınıfı yoktur.)
Kumar, gazino, fuhuş, uyuşturucu adasından üniversiteler, tarikatlar, camiler, külliyeler yaratılmaya çalışılması tam bir TAKİYE’dir. Adada bu politikalarla çözümsüzlüğe oynanmakta, bir şeyler gizlenmektedir. Hükümet, Başbakan, Eğitim Bakanı alınan talimatları uygulayan birer KUKLA durumuna gelmiştir. Bakan, “Külliyeyi duymadım, öyle bir şey yok” dese de ortada Resmi Gazetede yayınlanmış Bakanlar Kurulu kararı vardır. Söylemini değiştirip külliyeye sahip çıkan Bakan kıvırmaya başlamıştır.
Kıbrıs Türk halkı bu rezalete sessiz kalmayacak, tüm gücüyle mücadele etmeye devam edecektir. Bu mücadele sadece Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikasının değil, tüm Kıbrıs Türk Halkının mücadelesidir. Seçilmişler artık kendine gelmeli, kimi temsil ettiğini unutmamalıdır.