Osmanlı’nın şaşaalı dönemlerinde Padişahlar,
Külliye yapmaya çok meraklı idiler.
Bol minareleri olan Camiler…
Onlara ek olarak Şifahaneler yani hastaneler,
Aklanmak paklanmak,
Ve oğlancıklarla bastelli oynamak için de Hamamlar.
Fakirlere yemek veren İmarethane,
Ve yine bugün Üniversite dediğimiz Medreseler…
Bunlara çoooooook meraklıydılar.
600 yıl boyunca Osmanlı’nın temeli olan külliyeler,
Miyadını doldurunca,
Osmanlı da Mustafa Kemal’ın çelmesiyle
Tarihin tozlu sayfalarına düştü.
Atatürk Batı medeniyetini örnek göstermişti ama,
Onlar pusula arızalanmış olduğundan,
Rotayı Doğuya çevirdiler.
Bugünlerde Külliyeler yine revaçta…
AKP’de bir Osmanlı hayranlığıdır gidiyor:
Baksanıza Baba Usta Erdoğan,
O döneme atıfta bulunarak sık sık,
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden,
Karanlık bir Ortaçağa son verdiğinden,
Yeniçağ’ı başlattığından söz ediyor ve,
Osmanlıya olan hayranlığını da saklamıyor.
Kendilerinin de yeni bir çağ açarak,
Dindar bir gençlik yetiştirmek istediğini,
Açıkça söyleyerek niyetini gizlemiyor.
Uygulamak istediği Eğitim projesinin adına da,
“Fatih” diyor.
O böyle diyor ama koca Türkiye,
34 üyeli OECD’de Şili ve Meksika’dan sonra,
Eğitimde sondan üçüncü sırada duruyor!
Ama onlar Eğitimin kalitesini artıracaklarına,
İlahi projelerin peşinden gidiyor.
Taksim meydanında Topçu Kışlasını,
Yeniden inşa edeceklerini,
Kıbrıs’ta da bir Külliye kurmak istediklerini,
İlan ediyor.
Kıbrıs’ta fakirleştirme, işsizleştirme,
Kültürsüzleştirme ve kimliksizleştirme.
Ve ümmetçi cemaat toplumu yaratmak istediklerinden,
Her köye bir cami hatta o da yetmez iki cami projesinden sonra,
Kuran kursları,
İmam Hatip Liseleri,
Ardından İlahiyat Fakültesi derken,
Külliyeler yaptırmaya soyunuyor.
Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfına,
200 dönüm arazi yıllık 100 TL’ye kiralanıyor.
116 okula karşılık 186 cami yetmezmiş gibi,
Üstüne de Külliye!
Yakışırrrrrrrr…
Ümmetçi toplum yaratmak için düğmeye basılmıştır,
İmamın ordusu da işbaşındadır.
Dindar bir toplum,
Sendikasızlaştırma,
Polis devleti oluşturma,
İtaati seven,
Dünyevi değil,
Ahireti hakim kılan bir anlayış devreye sokulmuştur.
Fettullah Gülen’in ayak sesleri,
Tüm Türki Cumhuriyetlerle birlikte,
Ka-Ka-Te-Ce’de de iyice işitilmektedir.
Ekonomik istiladan sonra,
İş toplumu ruhen dönüştürmeye dönmüştür
Dön baba dönelim,
Zikir yapıp kendimizden geçelim,
Şeyh Nazım Hoca’ya da Allah’tan iyilik dileyelim.
Cami, Kuran Kursu, İmam Hatip, İlahiyat ve son olarak,
Külliye…
Bu kadar ilahi şeylerin olduğu bir yerde,
Ben de tedbirimi alıp,
Cebimde iki muska ve çifte donla gezmeye başladım.
Beni artık ne cinler ne de şeytanlar çarpabilir!
Bir tarafta Casinolu Otel açılışları,
Diğer yanda sıra selviler gibi sıralanan Gece Kulüpleri,
Ve içerisinde her türlü istismara uğrayan çaresiz kızlar,
Uyuşturucu Mafiasının egemenliği,
Bunlar yanında da,
Kalkınıyormuşuzzz,
Büyüyormuşuzzzzzz.
Bankalarda mevduatlar artmışşşşşşşş,
İthalat, ihracat büyüyormuşşşşşşşşşşş,
Masalları ve herşeye zam üstüne zam…
Ama Eşel Mobile gelince,
Hayat bu ay hiç pahalanmamışşşşşş!
Külliye’li ülkenin külliyen yalanları bunlar…
Bir de madalyonun diğer yüzü var:
Duyan da bizim sermayeyi,
Ve tabii ki medyamızı has Kıbrıs milliyetçisi sanır!
Rejimin bunca yıl ayakta kalmasında oynadıkları rol yetmezmiş gibi,
Bizzat bu rejimin şaheseri olan adamlar,
Külliye bahanesi ile,
Külliyen yalanlara başvuruyorlar.
Neymiş efendim;
UKÜ bilim merkezi olarak orayı istemiş de vermemişler!
Kıbrıs’ın en büyük tekelci sermaye sahipleri,
74’ün yarattığı en müreffeh ailelerden,
Sayısız küçük esnafın hiç acımadan defterini düren,
Allahı para, peygamberi para, hayattaki en büyük ideali,
Yine para olan insanlar,
Ki memleketin en güzel toprakları ile,
Tekel olma imtiyazları,
Altın tepsi içerisinde yıllarca önlerine sunulmuş,
Ama gene de şikayet üstüne şikayet,
Hem de ne şikayet!
Bugüne kadar toplumsal mitinglerin,
Bir tanesine bile katılmamış,
Personeline katılmayı yasaklamış insanlar,
Miting organize edip bütün çalışanlarını sokağa dökmüş.
Külliyen yalanlara külliyen masallar eklenmiş.
Yazılsa best seller olur bu işlerin kitabı!
Gösterilen tepkilere bakınca,
Duyan da sanır ki arkadaşlar sadece bilimi düşünüyor da,
Ülkede Külliye açılmasına karşılar.
Halbuki onların tek derdi o değerli arazinin,
Neden onlara değil de başkalarına verildiği.
Yoksa Külliye hatta Külliyeler açılabilir ülkemizde.
Nema problema, canlarım benim!
Ülkede köylere birer ikişer cami açılırken,
Kuran kursları çatır çatır verilirken,
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “İmam Hatip Liseleri kuracağız” vaazı,
Ortada yankılanır iken,
Hiç tepki koymayan bu ilim irfan yuvası sahipleri,
Külliyeye kazan kaldırıyor.
Katmerlenmiş sermayedar ve külliyen yalan dedikleri,
Budur işte!
Çok merak ediyorum:
Osmanlı döneminde,
Külliyelerin dilek türbeleri ve hamamları da olurdu,
Bu hamamlarda oğlancıklar da olur ve bastelli oynanırdı,
Acaba kurulacak olan Külliye’de hamam da olacak mı???
Malum toplum olarak çook kirlendik,
Aklanmak ve de paklanmak artık farz oldu.
GÖZDEN KAÇMAYANLAR!
Yıllardır gizli ajandası olduğu iddia edilen TC Başbakanı Recep Tayip Erdoğan Dindar bir Gençlik yetiştirmek istediklerini kamuoyuna açıkça deklere etti. Artık takiyye yapmaya da gerek duymuyorlar. 85.000 Cami yetmemişe benziyor ki gaz pedalına balarislediler…
“Dindar toplum projesi” için 5 yılda toplam 1 milyar 5 milyon 80 bin TL’nin harcanması öngörülüyor. E-Devlet’ten daha iddialı bir proje bu, değil mi ama???