arşivAli SarıtepeYAPILARDA ORTAKSIZLAŞMAK- Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

YAPILARDA ORTAKSIZLAŞMAK- Ali Sarıtepe

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ulusal devlet sınırları içerisinde var olan etnik meselenin, o ülkenin toplumsal coğrafyası içerisinde güncelleşmesi; o ülkede siyasal ve idari karar almaların da etnik karaktere bürünmesine yol açar. Bunun yanında bu karar almalar burada kalmakla durmaz. Toplumda da oluşan bölüntü canlılığı, bölüntünün egemeninin –ezen ulus-; siyasi ve idari karar almalarda sert olarak günlük hayat içerisinde egemenliklerini, ekonomik ve psikolojik egemenliklerini yeniden güncellemeye çalışırlar.

Devlet sınırları içerisinde egemen siyasetin/ siyasetlerin yaratmış oldukları yaşantılardan kaynaklanan muhalefetin/ muhalefetlerin iktidar odağı ya da siyasi iktidarın kendisi olması durumunda; muhalefet –itilmişler- olarak kalmış oldukları dönemde, mağduriyet ortak paydaları olmalarına rağmen; mağdurluktan siyasi iktidara yükselen taraf yeni bir konuma geçtiği için, söyleminde yeni sorunlarla karşılaşmaya başlar. Karşılaştığı bu sıkıntı, muhalefetten iktidara geçişteki yeni konumundan kaynaklanan güç odaklarına olan veya olmaya başlayan hakimiyet olgusudur.

Eski(deki) muhalefet, eski dönemdeki söylem ve etkinliğini mağdur etnisiteler üzerinden de oluşturmuşsa; iki şıktan birine göre kendisini konumlandırmak zorunda hisseder.

Ya muhalefette/muhalif olduğu dönemdeki diline ve iç yapısına kulak verip siyasetini egemen kılmaya çalışacaktır,

Ya da yeni konumuna uygun olarak dil dönüşümünü yaratma sürecine girecektir ve buna uygun olarak da iç yapısını da buna uygun hale getirerek yeni baştan yapılandıracaktır. Bu tercih yapıldığı zaman muhalefette olduğu dönemdeki siyasi yapısındaki yapılarda yer alan, etnik farklılık yapısında olan kimliklerin –yeni siyasete uygunluğu oranında- hızla tasfiye edilmesi başlar.

Eskiden güç aldığı ve yapısında mevki ortakları konumunda olan etnik farklılıklar tasfiye edilirken; kendi tabanında da olan etnik farklılıklar üzerindeki etkinliğini devam ettirebilmek için suni tedbirler almaya başlayacaktır.

Yapı olarak kendisini yeniden yapılandıran yeni siyaset, yeni iktidar; yeni siyasetinde eskinin inkarını yaparak tamamen yeni olması gerekmeyebilir. Muhalif olmaktan kaynaklanan demokrasi duyarlılığı yerini, aynı soruna eski muktedirlerin yeni dilcisi noktasında siyaset hayatını idame ettirmeye dönüşebilir.

Artık durum yenidir.

Sorun, eski ve eskiden olmasına rağmen; yeni dilin demagoji dilinin yaratmış olduğu yanılsamalardan kaynaklanan, yanılsama sürecini azami uzatmak ve aynı esnada da bu sorunu yok etmek veya bunu becerme durumunda değilse, güçsüz noktaya çekmek ya da tutmak.

Yeni egemen siyaset dili, kendisini bu yeni duruma uygun olarak yapılandırırken; eski yapılanmadaki unsurların yokluğundan dolayı ortaya çıkan taban temsil boşluğunu doldurması hemen hemen imkansız duruma gelir. Yeni anlayış ve yeni uygulayıcılardan kaynaklanan kaybedişleri, onu; psikolojik olarak sorunu çözme noktasında durmasından da uzaklaştırır.

Yeni yapıdaki yeni unsurlar ne kadar siyasi ve pratik cevvallikler içerisinde olurlarsa olsunlar diptekinin sesi değillerdir. Taban hissiyatını paylaşmaktan kaynaklanan meramını anlatma dil paydaşlığı artık bu noktadan sonra ortadan kalkmış olmaktadır. Çünkü burada yapı olma gereklerinden olan duygu, davranış ve bunların ifadesindeki dil ortaklığı artık nihayetlenmiştir.

Ortak halden, meramdan ortaksızlığa dönüşmeye başlayan bu süreç ortaya yabancılaşmayı da çıkarmaya başlar. Ortaya çıkan bu yabancılaşma yeni bir çatışma; düşünsel ve eylemsel çatışmanın da başlamış olduğu bir dönem olur.

Yapılardan arındırılanlar; yapı etrafında ne kadar dururlarsa dursunlar ya da ne kadar tutulurlarsa tutulsunlar süreç ayrışmalara doğru yol almaya başlar. Bu tutulma/kalma sürecinde ki aktörler; gelmiş oldukları tabanlar üzerinde ki psikolojik ve düşünsel güçlerini sıfırlama noktasına hızla gelirler.

Hallerin toplamı olan bu dönem; sürecin getirdiği ilişki ve çelişkilerin toplam sonuçları sonrasında ancak yeni baştan birbirlerini anlama noktasına gelebilirler. Anlama noktasının yeniden oluşması; sorunun var olduğu noktasında ve çözülmesi gerektiği noktasındaki paydaşlık olur. Onun ötesinde artık her şey yenidir.

Yaşama çözüm; bu yeni hal üzerinden okunması olarak orta yere kendisini serer.

Çatışkı öz olarak aynı olduğu halde o artık yeni biçimlere sahiptir ve çözümler yeni biçimlerin siyasi dili üzerinden olması gerekir olacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin