Bilgi alma hakkının olması için yasa da geçirildi ama komitesi kurulmamış diye işlemiyor. Görüşmeler ki çok önem atfediliyor, onun hakkında bilgi vermeyi bizim ciddi politikacılarımız kabul ederler mi? Yekta röportajında Eroğlu ile Hristofias’ ın sohbetten öteye gitmediğini anlatarak mahrem sayılan konuşulan şeylerin içerik ve tartışmalarının özel temsilciler arasında olduğunu o nedenle notlarda yer almadığını açıkladı. Böylece bilgi vermenin gerçekleşmediği anlaşıldı.
Mamafih buna tepki veren cumhurbaşkanlığı adına partilere verilen gizli bilgilerin açıklanmasını sözcü tarafından yapılan bir açıklama ile eleştirildi.
Bunlar yan yana konularak okunursa görülür ki iki türlü bilgi vardır. Birisinde iki liderin sohbet gibi olan konuşmalarını kapsamaktadır ama diğerleri BM genel sekreterliğinin taraflardan istediklerini de içeren ve özel temsilcilerin aralarında geçen konuşmaları kapsamaktadır. Yani şeytan ayrıntıda gizlidir deyişinde olduğu gibi tarafların gerçek niyetlerine ışık tutmaktadır.
Örneğin BM’nin Türk temsilcilere “artık kaç kişinin yurttaş yapılmasını istediğinizi söyleyin” demiş olması tutanaklara geçmiş. Lakin bunu Bilgi diye halka duyurulabilecek şey olarak sunmadıkları anlaşıldı. O yüzden muhalefet partilerinin ne bildikleri ve bilen insanlar olarak mı bilgi alma toplantıları sonunda konuştukları anlaşılamadı. Açıklamalardan anlaşıldığına göre partiler Eroğlu ekibinin görüşmelerdeki tutumunu destekliyor. Sadece çözüm için çabaların artırılmasını istiyor. Nitekim Eroğlu tarihte ilk kez kendisinin birlik ve beraberliği sağladığını iddia ediyor.
Ancak meclis başkan yardımcısının tutanaklara dayanarak yaptığı açıklamaların mecliste bazı şeylerin hiç konuşulmadığını iddia ettiği ortaya çıktı.
Bu açıklamaya sözcüden başka Serdar da açıklık getirdi. Ona göre usulden olan görüşme tutanaklarının meclise de gönderilmesi ve meclis başkan yardımcısının odasında bulundurulması parti başkanlarının bilgilendirilmesi aşamasında tam olarak parti başkanlarına bildirilmiyor. Bu kez açıkça belirtilmemişse de başkan yardımcısı kendisi tutanakları okuyor ve değerlendiriyor.
Denebilir ki meclis başkan yardımcısı usulden yürüyen bir bilgi biriktirmeyi kendine verilmiş bir bilgi olarak değerlendirip açıklama yapıyor.
Ne imiş bu bilgi? BM sekreterliğine giden tarafların görüşmelerinin tutanaklarındaki bilgilerdir. Görüşmeler gizlilik ilkesi ile yürütüldüğüne göre gizli kalması beklenir. Ancak siyasi partilerin bunları görme hakkı var ki onlardan destekleyip desteklemediklerini açıklamaları bekleniyor ve destekleri açıklanınca da tarihi bir an deyip Türk tarafının Eroğlu’ nu desteklediği iddia ediliyor.
Bu arada TDP başkanı da bu bilgilere ulaşabilirdi. O da tutanaklara bakmadıysa bakmak gereğini duymalı idi. Onun adına da Eroğlu’ nu desteklediği açıklanmıştı.
Serdar’a göre yurttaşlık konusunda uyarı alınması Türk tarafının sıkıntıya düşmesine neden olacağı için bu bilgi açıklanmamalı idi. Serdar’ın halkın bilmemesinin Türk tarafını zora sokması söz konusu değildir. Hâlbuki halktan gizlenen bir tutum nedeniyle zora girecekse BM’ye çoktan verilmiş bir bilgidir. BM temsilcisi görüşmede hazırdır. Herhalde bir iş yapılacak ama halk duyarsa tepki çekecek de yapıldığı zaman tepki çekmeyecek demenin ne anlamı var? Demek ki halk duymasa ve taraflar görüşmelere devam ederlerse bir sonuç alınamadığının nedeni açıklanmayacak. Halk da bilgisiz bırakıldığı için Eroğlu’ nun sorumluluğunu görmeyecek.
Bunlardan anlaşılır ki Serdar da halkı ahmak yerine koymakta beis yoktur. Görüşmelerde sorun çıkararak engel olmak, sorumluluğu Hristofias’ ın üzerine yıkabilmek mümkünse başarıdır. Türk tarafı “Rum’un çözüm istemediği gene görüldü” dediği sürece havanda su dövmeye devam.
Dört yıl Rum bir yıl Türk diye başlayan dönüşümlü başkanlık konusunda da ilerleme kaydedildi lafazanlıklarının arkasında da %44 Türk %55 Rum başkanlık süresi gibi önerilerle zaman harcandığı ortaya çıktı. Çapraz oyda da bir süre sonra başlasın, referanduma da sunulsun sunulmasın gibi ayrıntılarda boğulup ömür boyu görüşme şansını kullandıkları deşifre oldu.
İlerleme kaydedildi diyebilmek için karşılıklı yeni önerilerle ortaya çıkmayı marifet sayıp geri dönebilecek Rumların sayıları hakkında da esaslar bağlanmadan konular yaratmaya devam ediyorlar.
Onun için YKP’ nin dediği gibi bunlar havanda su dövüyorlar. Olmadık detaylar ortaya atıp zamanı israf ediyorlar.
Halk tamamen bilgisiz durumda ama birçok bilgi de veriliyor. Rum tarafında da gazeteler insanı isyan ettirecek teferruatı duyuyor ama kendini cahil olarak görmekten kurtulamıyor çünkü işitmek istediği bilgileri alacağına kendini isyana sevk edecek aslında doğru ama eksik olduğu için yararını anlayamadığı şeyleri alıyor.
Bu tutumun sürmesini ve halk bilmeden liderlerin ileri geri gidip gelebilmelerini sağlayacak bir karartmaya olanak verilmesini tercih ediyorlar.
Kim ki bu tutumu destekler bilerek isteyerek veya gafletinden çözümsüzlüğün sürmesine hizmet ediyor. Serdar Denktaş da kendisinin isteklerini yani çözümsüzlüğü getirmesi nedeniyle gıkını çıkarmıyor. Şimdi de sırlar faş edildi, mahremiyet ihlali var diyor.
Hani halka bilgi veriliyordu. Ulusal konsey de icat edilerek sivil toplum örgütlerine bile veriliyormuş siyasi partilerden mi saklanacakmış deniliyor. Bilgi karartması kesin bir dille reddediliyor.
Bu zamana kadar CTP’nin suskunluğu izaha muhtaçtır. YKP dâhil şikâyet eden var. YKP ayrıca bu tutumla görüşme bitmez tartışacak alakasız detaya kaçılıyor eleştirisi yapılıyor. Halk da ayni kanıda ve karartma olması nedeniyle Zürih Londra sırasında olduğu gibi sürpriz beklentisi içine giren de var.
Buna rağmen halka BM de Türk tarafını suçlamaktan vazgeçti diyebiliyorlar. Hâlbuki BM uyarılarda bulunuyor ve “Harita ve toprak dışında anlaşın da öyle gelin” ültimatomunu vermiş! Halk liderlerin tutumunun BM tarafında nasıl karşılandığını bilme hakkına sahiptir. Bunun anlatılmasında yarar ve halka hizmet vardır.
Uzlaşılan noktaları uygulamaya başlama programı yapmanın zamanı geldi.