toplumsal muhalefetsendikal hareketEL-SEN: “ÖZELLEŞTİRME YOLUNDA ADIM ATILIRSA BİZİM TEPKİMİZ BİLDİRİ YAYIMLAMAKLA SINIRLI KALMAYACAKTIR”
yazarın tüm yazıları:

EL-SEN: “ÖZELLEŞTİRME YOLUNDA ADIM ATILIRSA BİZİM TEPKİMİZ BİLDİRİ YAYIMLAMAKLA SINIRLI KALMAYACAKTIR”

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Genel Başkanı Tuluy Kalyoncu bir basın açıklaması yayınlayarak K.T.T.O’nın özeleştirmeleri savunan bildirisine cevap verdi ve “özelleştirme yolunda adım atılırsa bizim tepkimiz bildiri yayımlamakla sınırlı kalmayacaktır” uyarısında bulundu. Açıklama şöyle:

K.T. Ticaret Odası’nın kendince özelleştirme karşıtı olarak isimlendirdiği eylem ve grevlere bir bildiri ile tepki gösterdiğini ibretle izliyoruz. Çalışanların bu ülkenin elde kalan ender toplumsal varlıklarına sahip çıkmasının önemini kendi kâr hesapları ile karıştırmaktadırlar.

KTTO açıklamasında “Avrupa Birliği başta olmak üzere, dünyanın gelişmiş ekonomilerinde özelleştirme daha verimli, daha rekabet edebilir bir ekonomik yapı kurmak için en önemli araçtır. Devletin üretimden elini çekmesi ve yalnızca denetleyici olması; hem adil rekabetin sağlanması hem de tüketiciye daha ucuz ve kaliteli mal ve hizmetlerin sunulması demektir.” diyerek kendi yanlışlarını Avrupa Birliği ve dünya gerçeği veya doğrusu imiş gibi yansıtmaya çalışmışlardır. Avrupa Birliği’nde pek çok sektör, tarım ve enerji sektörü dâhil, kamu veya kooperatif kuruluşlarının mülkiyetindedir. ABD’de pek çok kamu kuruluşu ekonominin önde gelen üretici kesimlerini oluşturmaktadır. Kamu sektörü, ne AB ülkelerinde ne de Amerika Birleşik Devletleri’nde üretim alanında ortadan kaldırılmış değildir. En basit şekliyle Avrupa Birliği’nin istatistik kuruluşuna ait EUROSTAT diye bilinen sitesini ziyaret etmekle hangi sektörde kamu kuruluşlarının ne kadar büyük bir ağırlığa sahip olduğu görülebilir. Bilgi kirliliği ile gerçekleri gizleme dönemi artık çok gerilerde kalmıştır.

Kıbrıs Türk toplumunun elindeki varlıklar bir bir elden çıkarılırken buna alkış tutanlar 46 tesis ve 1500 işçisi ile özelleştirilip yok edilen Sanayi Holdinge ait tesislerden geriye ne kaldığını izah etmelidirler. Özelleştirilen tesislerden kaç tanesi aktif haldedir? Bu tesislerde yapılan üretimin değeri nedir? Eğer geriye bir şey kalmışsa bu tesislerde bugün toplam kaç kişi çalışmaktadır? Turizm İşletmeleri aynı yöntemlerle yok edildi. Aynı soruları sormak mümkündür. Salamis Bay Hotel özelleştirildi. Şimdi kaç kişi sosyal güvenlik kapsamında çalışıyor? Devlete veya genelde ekonomiye kaç kuruşluk katkıda bulunuyor?

Enerji sektörüne gelince; AKSA isimli özel şirkete garantili alım içerecek şekilde yapılan sözleşmelerle hangi rekabet ortamı oluşturuluyor. Serbest rekabet dedikleri devletin “ne üretirsen üret ben satın alacağım. Kamu kuruluşu KIB-TEK daha ucuza üretiyor olsa bile KIB-TEK’i batıracağız” politikasına çanak tutmakla hangi AB direktifi veya normuna uyum sağlanacaktır? AB KKTC gibi küçük ölçekli ülkelerde elektrik enerjisinin özele açılmasını dahi tehdit olarak görmektedir. AB, Polonya örneğinde olduğu gibi garantili alım anlaşmalarının rekabeti ortadan kaldırdığını ve haksız imtiyaz sağladığını karara bağlamış ve Polonya’ya söz konusu anlaşmalarını iptal ettirtmiştir. Bunlar birer iddia değil belgelenmiş gerçeklerdir.

EL-SEN, KKTC’deki siyasi durum, bölgemizdeki gelişmeler, Kıbrıs Türk Halkının çıkarları ve elbette ki, kendi ekmek kapımızın yok edilmesi girişimlerini değerlendirerek özelleştirme girişimlerine karşı çıkmaya tüm gücü ile devam edecektir. Bu mesele kâr ve zarar meselesi değildir, Kıbrıs Türk Halkı ve çalışanlar olarak bizim için var olmak veya yok olmak meselesidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin