arşivUlus IrkadBARIŞA GİDEN YOLLAR NASIL DÖŞENİR? - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

BARIŞA GİDEN YOLLAR NASIL DÖŞENİR? – Ulus Irkad

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şu anda Doğu Akdeniz’de meydana gelecek bir savaşta taraflardan biri olabilme ihtimalimiz yüksek ve beklemediğimiz anda da bu çıkacak olan savaşta kafamıza bombalar da düşebilir.Bu yarışta bir menfaatimiz de yok. Ama savaşın içinde taraflardan biri olarak hiç beklemediğimiz bir anda kazaen de öldürülebiliriz. Maalesef barışta yüzümüze  bakılmasa bile, savaşta atılacak füzeler bizim işimizi bitirebilir.  Aynen 1974 yılında olduğu gibi savaş kapımıza dayanıp bir anda uyukudan uyanır gibi karşımızda savaşı bulabiliriz. Bunu Kıbrıs’ta yaşayan hiçbir kimse arzu etmez muhakkak. Ama gerçek de bu. O halde barışa giden yollar nasıl döşenebilir diye düşünmemiz ve kafa patlatmamız gerekiyor. Bana göre barış savaştan daha da zor. İnsanlar çok kolay kavga edebilirler ama barışmaları oldukça zordur. Çünkü savaş sırasında kan dökülmektedir. Kan dökülünce de aradaki husumeti nasıl gidereceksiniz?  Gideremezsiniz…Bu çok zaman alır. Veya bilinçli bir eğitim süreci takip edebilirsiniz. Psikanaliz metodları, toplumda oluşan nevrotik durumu ve travmaları yatıştırmak için çeşitli yöntemler uygulayabilirsiniz. Toplumları birbirlerini affetmek ve özür dilemek için çeşitli teknik ve metodlarla barışa hazırlarsınız. Empati yapma teknikleri öğretirsiniz. Öteki olan toplumun ne gibi acılar çektiğini kendiniz de onun yerine geçerek anlamaya çalışırsınız. Bir nevi roller üstlenirsiniz. Karşı toplumu affetmeye hazırlatılırsınız. Aradan geçen birçok ihtilaflı olayı affederek ve özür dileyerek barışa hazırlanırsınız. Güney Afrika’da da bu tip yollar denenerek ezenlerle ezilenler arasındaki ihtilafı sonlandırmaya çalıştılar. Gerçi sorunlar bitmedi ama hiç olmazsa büyük olaylar bu şekilde önlendi. Bir bakıma daha huzurlu bir ortam hazırlandı. İnsanlar çeşitli toplantılar veya konseylerde görev alarak deşarj olma süreci yaşadılar. İrlanda’da da aynı süreçlerden biri yaşandı. Eğitimde okulllardaki öğrenciler birbirlerini haftada bir gün olsun ziyaret ederek birbirlerini öğrenme süreci yaşadılar. Muhakkak olaylar hemen bitmedi ama azaldı. İnsanlar birbirlerini tanıdık sonra onlar hakkında önyargı üretmezler ve bir bakıma da olaylar belli bir noktada durgunlaşır. Pek tabi ki olayların veya ihtilafın durması için eğitimde de önlemler almak gerekmekte. Eğitimde neler yapılabilir?

Eğitimde bilinçli bir şekilde öğrencilerin üzerinde daha birbirlerini tanımadan önceki bilinç düzeyleri anketlerle ve mülakatlarla ortaya çıkarılabilir. Sonra gene “Barış Eğitimi” adlı bir eğitim verilebilir. Bu metod tabi ki çeşitli yollarla öğrencilere barışı öğretebilir. Bugün resimlerle bile hem o toplumun hem de o küçük çocukların toplumdaki yansımalarla bilinç düzeyleri ortaya çıkarılabilir ve genel kanılara bile varılabilir. 2004 tariihinde Gerek Kuzey’de ve gerekse Güney’de çocukların resimleri üzerindeki yapılan araştırmalarda toplumlardaki barış ve çözüm istenci konularında bayağı kesin saptamalara girişmiştik. Bu araştırmayı yapan da London School of Economics’de okuyan bir Kıbrıslırum genç kızdı. Kuzey’deki çocukların barış istenci gerçekten bu araştırmada da göze çarpmaktaydı. Pek tabi ki 2000’li yıllarda başlayan radikal çıkışlarla halktaki barış istenci gerçekten o sıralarda bayağı etkiliydi. Şu anda ne duruma geldiğimiz ise herhalde tartışılabilinir. Ama burada da gene şu sonuç çıkabilir, halkın değişim istenci  toplumun enerjisini ve değişim arzusunu da en doruk noktasına çıkarabilir. Bu arada değişim arzuları ortaya çıktığında oluşan politik bilinç çeşitli yaratıcılıklara da yol açabilir. Rönesans sırasındaki yaratıcılıklar o dönemde engizisyon ve gericliklere karşı da bir tepkiydi aslında.

Değişime öncülük yapma peşinde olanlar aslında değişim dinamiğini frenlemek için oraya gelmişlerse aslında bu değişim dinamiği pek fazla yaşamaz. Şu anda içinde bulunduğumuz kısır döngü de bundan kaynaklanmakta. Değişim arzularını dile getire getire öncülük mertebesine gelenler, eğer geniş bir vizyon hayal etmiyorlarsa değişim dinamiği büyük bir darbe yiyecektir.  Bu da o öncünün politik bilincinin, ideolojisi ve felsefesinin de tutarlı olmasıyla ilintilidir. Okumayan, kendini yenilemeyen, güncel politik konuları hem demokratik hem de ideolojik olarak kendi arasında tartışamayan bir partide hiçbir değişim olmamıştır ve bu gibi partiler de bunları yapmadıklarında gerici bir işlev yerine getirmektedirler.

Değişimin dinamiğini anlayabilenler gerçekten başarı kazanacaklar ve halka da liderlik ve öncülük yapabileceklerdir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin