YKP Yürütme Kurulu üyesi Alpay Durduran, son gelişmeleri değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Halkı aptal yerine koyup oyalamak ve çözümsüzlükteki sorumluları gözden saklamak için uydurma haberler yaratılıyor. Sanki ortada ciddi bir çalışma yapılıp çıkmaza giren görüşmelerde yeni yollar açılmaya çalışılıyormuş havası veriliyor.
Görüşmeler çıkmazdadır ve çıkmazın sorumluluğunu karşı tarafa yıkma politikası ile uğraşılıyor. Ortada başka bir şey yoktur.
Kıbrıs sadece iki toplumun kendi adalarını yönetmenin en iyi yolunu bulmak konusunda çalışmayı kabul ettiği ve başka milli çıkarlara hizmetten vazgeçtiği zaman kaderinin eline alabilir. Yoksa yabancı güçlerin itkisinde diğer toplumu nasıl kazıklayacağının hesabıyla hareket eden sözde liderlerin ve uluslararası toplantıların oyuncağı olmaya mahkumdur.
Sözde Rum tarafında Zürih rejimine dönüş önerisi yapılacakmış! Rum tarafı çok kez Zürih rejimine Türk tarafı kabul ederse dönmeyi kabul ettiğini açıklamıştır ama Türk liderliği denilen taraf buna asla dönülmeyeceğini hemen her fırsatta kimse sormadan dahi söylemektedir. Temmuz törenlerinde de bu en yüksek perdeden tekrar etmiştir.
Ortada Zürih rejimine dönüş diye bir öneri yoktur. Önce Kıbrıslılar kaderlerini ortak olarak ele almayı benimsemeli ve mevcut sorunları ele alıp çözmeyi Zürih rejiminin kurumlarına bırakmaya cesaret edip güvenmelidir. Halbuki bunlar Ada’nın geri kalanını da milli çıkar dedikleri anavatanı saydıklarının çıkarlarını arttırmayı amaçlamış gidiyorlar. Bir tek Hristofias başka türlü görüş ortaya atmaya cesaret etmiş ama o da orada kalmıştır.
Onun için BM gözetiminde görüşmelerle çözüm arar gibi yapmakla yetinilmektedir. Daha fazlası özellikle Kıbrıslı Türklerin yurtlarının nerede başlayıp nerede bittiğini anlamarlı ve bunun için uğraşmaya değdiğini kabul etmeleriyle ortaya çıkacaktır.
Ekim yakındadır. Uyanma zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Adamızda varlığımızı korumak istiyorsak ayaklanmalıyız.