arşivhaberGEÇİN BUNLARI EFENDİLER - Salih Batak
yazarın tüm yazıları:

GEÇİN BUNLARI EFENDİLER – Salih Batak

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Özellikle Türkiye’de seçimlerin ardından yaşanan son siyasi gelişmelerde, BLOK’un elde ettiği başarı neticesinde yaşananlar, Kürt halkının siyasetten yok sayılmaya çalışıldığının açık bir kanıtıdır. Sandıkların tamamı sayılmadan meclise girmesi kesinleşen Kürt vekillerin, AKP içerisinde yaratmış olduğu korkudan olacak ki; henüz insanlara seçim sonuçları net olarak açıklanmamışken, ocaklarında bombalar patlatıldı…
Yine kendi bölge vekilini kutlamak için sokağa çıkanlar çeşitli bahanelerle tutuklandı…
***
Soğumadan tekrar koltuğuna oturacağının verdiği rahatlıkla, balkonda padişahlığını tüm cihana duyurmayı kendisine görev bilmiş yeni sultanın, bilindiği gibi siyasi anlayışı zaten önceki görev süresince yaptığı işlerle değil de, ‘karizmatik’ duruşu ile göz dolduruyordu. Varsın siz ‘karizmatik’ deyi verin, biz Kasımpaşa ağası…
Çük kadar olduğum yıllarda hatırlıyorum; 2000’li yılların başı idi, kürsüye çıkınca cekingen tavrına, çocukluk edasıyla “kim bu mülayim insan” diye sormadan geçemiyorduk… Çok sevdiğimizden değil elbet…
Gazetecilik, işi ve de ahlağı gereği kaçınılmaz olarak karşısında kim isterse olsun, hesap/ soru sormaktı® görevi. Çocukluk yıllarımdaki bu mülayim insan, gün gelmiş devran dönmüş ve gazeteciliğin ve de basın özgürlüğünün sahip olduğu siyasi anlayış ve ilkelerine bakmaksızın en faşizan uygulamalıyla üstünden geçmiş. Geçiyor da. Yanlış anlaşılmasın: beklemiyor değildik…

Nitekim son durum, halkın seçmiş olduğu altı vekilin 1980 anayasasının günümüze getirdiği anayasal düzenlemelerin bir hediyesi olarak, vekilliği kabul görmüyor… Açık bir dille meclise neden gittiğini seçim süreci ve öncesinde dile getiren Bağımsız adayların almış olduğu karar da YSK’nın kararını boykot etmekti. Kürt halkı yaşadıkları rejime karşı verdiği onurlu mücadelede her yolu denedikleri inkar edilemez… Şuan silaha başvurmanın sebebi de net olarak görülebiliyordur umarım. Parlamentoda halkın iradesi ile geçmiş ve geleceğe yönelik icraatları takip etmek ve karar mekanizmasında bulunmak için seçilen bu insanların vekilliğine ille turşu suyu dökerseniz, onlar da sizin tankınıza elbette kezzabı dökecektir… Siz bu halka tarihin her saniyesinde, yaratılan belirli kalıplar içerisinde yaşamayı reva gördünüz. Ne dilini kabul ettiniz. Ne de kökenini… Size benzesin diye çabaladınız, çabalıyorsunuz da… Kürt bir insanın Kürtçe konuşmasını yasaklamak, hangi mantığın eseridir efendiler? Şimdi de saldınız kalemşörlerinizi televizyonlara uzlaşı bekliyorsunuz. Efendim neymiş? Alınan bir karara karşı ya evet, ya da hayır deniliyormuş: uzlaşmaya yönelik bir tavır takınılmıyormuş.

Ben seninle neden uzlaşmalıyım ki; ben halk olarak varolmak istiyorum. İnsanca yaşamak istiyorum.
Sen ne istiyorsun: “Haydi gel benimle ol/ oturup yıldızlarda/ bakalım dünyadaki resmimize”… Hadi be! Geç bunları efendi, işemişim albümüne…

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin