DAÜ–SEN, halkı 21 Haziran, Salı günü saat 09:30’da DAÜ Rektörlük önündeki eyleme çağırdı. Açıklama şöyle:
Çalışanların maaşlarından yaptığı tüm fedakarlığa rağmen DAÜ Üniversite öncesi Eğitim Kurumları bu yıl yaklaşık 2 milyon TL bütçe açığı vermiştir. Bu ciddi bir yönetim beceriksizliğini göstermektedir. Bu beceriksizlikten DAÜ Rektörü Prof.Dr. Abdullah Öztoprak ve VYK Başkanı Eşber Serakıncı bizzat sorumludur.
Bu suç yetmezmiş gibi DAÜ Rektörü gazetelere paralı ilan vererek DAÜ Yönetiminin başarısızlığını rakamlarla ilan etmektedir. İlan edilen rakamlar DAÜ Yönetiminin kendi hatasıdır. Hiç çekinmeden kendi ayıbını ilanla duyuran Rektörlükle ilgili ilk akla gelen şey bu kadar küçük bir açığı kapatamayan ve tam tersi açığı artıran DAÜ Rektörü 200 milyon liralık bütçesi olan DAÜ’yü nasıl idame ettirecek. Bu süreçte açıkça anlaşılmaktadır ki DAÜ’de yaşanan sorun mali değil yönetim sorunudur.
Gelinen bu noktada, bu mali tabloyu gerekçe gösteren DAÜ Yönetimi, bu kurumları yönetemeyeceğini kabul ederek gizli bir ön protokolle Türkiye’de faaliyet gösteren Doğa Koleji’ne üstüne para da vererek devretme kararı almıştır. Yani halkın malı peşkeş çekilmiş, bu kurumlarda çalışanların hakları tamamıyla gözardı edilmiş, velilerin düşüncesi yok sayılmış, öğrencilerin geleceği değerlendirilmemiştir. Bu uygulama, olayın kamu yararı, sosyal, kültürel ve ahlaki boyutunu tamamıyla yok sayan niteliktedir. Tüm bu açılardan hem Sendikamızın hem de toplumun tüm kesimlerinin bu yanlışa karşı mücadele etmesi doğaldır.
Tarihi bir dönemden geçiyoruz çünkü sermaye, emek ve yerel yönetim ortak bir paydada birleşti: “DAÜ Yönetimi kurumlarımızı yönetemiyorsa biz talibiz. DAÜ’nün peşkeş çekilmesine karşıyız”. Başta DAÜ-SEN, Mağusa Belediyesi ve İşinsanlarının bu kurumlarımıza sahip çıkma isteklerini bir araya getirip kurumlarımızı toplumsallaştırmanın zamanı gelmiştir. Çünkü herkes fedakarlığa hazırdır.
Bu önemli noktada özelleştirme, kamu yararı, yerli-yabancı sermaye tartışmalarına girmeden, ayrıntılarda boğulmadan sendikacı, işinsanı, belediye başkanı, siyasetçi ve tüm toplum kesimleri bir araya gelme zorunluluğu içindedir. Çünkü öncelikli görevimiz kurumlarımızın peşkeş çekilmesini durdurmaktır.
Gün, varoluşumuz için birlik olma günüdür. Saldırı büyük ve kararlıdır. Bu yüzden mücadelemiz de büyük kararlı olmalıdır. Mücadelemiz toplumsal varoluş mücadelesidir. Detaylarda boğulmadan bir halk olarak mücedele verilmelidir.
Ya bu davayı direne direne, tırnaklarımızla kazıyarak kazanacağız ya da bu diyardan göçüp gideceğiz.
DAÜ-SEN, emekçi halkın alınteriyle yarattığı değer olan DAÜ’yü korumakla görevlidir. Bugün emekçi halkın görevi ise kendi değerlerine sahip çıkmaktır.
Sendikamız DAÜ’nün esas sahibi olan halkımızı 21 Haziran 2011, Salı günü saat 09:30’da DAÜ Rektörlük önüne davet eder.
HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ
Sendikal Platform’dan, DAÜ-SEN’in eylemine destek
Sendikal Platform, DAÜ-SEN’in yarın saat 09.30’da rektörlük binası önünde yapacağı eylemi destekleme kararı aldığını açıkladı.
Sendikal Platform adına bir açıklama yapan KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, ülkenin tarihi ve ciddi bir süreçten geçtiğini kaydederek, halkın isteklerine ve itirazlarına “kulaklarını tıkayan hükümet ve iş birlikçileri”nin, “özelleştirme” adı altında ülkenin öz varlıklarının gasp edilmesi sürecini hızla işlettiğini vurguladı. Açıklama şöyle:
Hepimizin bildiği gibi ülkemiz tarihi ve ciddi bir süreçten geçiyor. Halkın isteklerine ve itirazlarına kulaklarını tıkayan hükümet ve işbirlikçileri “özelleştirme” adı altında ülkemizin öz varlıklarının gasp edilmesi sürecini hızla işletmektedir. İçinde bulunduğumuz durumu değerlendiren Sendikal Platform, DAÜ-SEN’in Doğu Akdeniz İlkokulu, Doğu Akdeniz Koleji ve Kreşinin peşkeş çekilmesini protesto eylemlerinin parçası olarak 21 Haziran 2011 Salı günü 9:00-12:00 saatleri arasında DAÜ’de gerçekleştireceği “HALKIN ZENGİNLİĞİNİ SATTIRMAYACAĞIZ: DİRENECEĞİZ” eylemine destek verme kararı almıştır. Tüm halkımızı bu haklı kavgada destek olmak için 21 Haziran 2011 Salı günü saat 09:30’dan itibaren DAÜ Rektörlük önüne davet ediyoruz.
Tesadüfen bir araya gelmiş bireyler değil halk olduğumuzu ve kendi malımıza sahip çıkmaya hazır olduğumuzu göstermek için;
Birlik, mücadele ve dayanışmanın ne olduğunu ispatlamak için;
“Bu memleket bizim; biz yöneteceğiz” demek için;
TÜM HALKIMIZI 21 HAZİRAN 2011, SALI GÜNÜ SAAT 09:30’DA DAÜ’YE BEKLİYORUZ.
MAĞUSALI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DE EYLEME DESTEK VERECEK
Öte yandan, Mağusa İnisiyatifi’nin çağrısıyla MAGEM’de toplanan sivil toplum örgütü başkan ve temsilcileri ile Mağusa’lı yüzden fazla vatandaş da, Salı günü yapılacak eyleme destek kararı aldı.
Toplantıda ilk sözü alan Mağusa İnisiyatifi sözcüsü Dr. Okan Dağlı, “uzun yıllar sonra Mağusa şehrinin işçisi, işvereni, memuru, iş insanı, sivil toplumu ile ayağa kalkıp bir bütün olduğunu” söyledi.
Ülkede son dönemlerde “iyice hissedilen” kültüre, kimliğe, kurumlara ve halk iradesine yapılan saldırılara karşı topyekun bir tepki koyacaklarını kaydeden Dağlı, “bir şehrin ayağa kalktığını”, teslimiyetçi anlayışa karşı ortak mücadele edileceğini ve bu konuda tüm kesimlerle diyalogun devam edeceğini belirtti.
Mağusa İnisiyatifi’nden yapılan yazılı açıklama şöyle:
Mağusa İnsiyatifi’nin çağrısıyla MAGEM’de toplanan Sivil Toplum Örgütü başkan ve temsilcileri ile Mağusa’lı yüzden fazla duyarlı insanımız önemli kararlar aldı.
İlk sözü alan Mağusa İnsiyatifi sözcüsü Dr.Okan Dağlı uzun yıllar sonra Mağusa şehrinin işçisi, işvereni, memuru, iş insanı, sivi toplumu ile ayağa kalkıp bir bütün olduğunu söyledi. Ülkemizde son dönemlerde iyice hissedilen kültürümüze, kimliğimize, kurumlarımıza ve irademize yapılan saldırılara karşı topyekün bir tepki koyacaklarını vurguladı. Bir şehrin ayağa kalktığını, teslimiyetçi anlayışa karşı ortak mücadele edileceğini, ve bu konuda tüm kesimlerle diyaloğun devam edeceğini sözlerine ekledi.
DAİ/DAK’ta hukukun ayaklar altına alınarak Türkiyeli Sermaye guruplarına adeta peşkeş çekilmesine karşı da Okul Aile Birlikleri, öğretmenler ve DAÜ-Sen’in hukuk sürecini başlatmış durumda olduğunu söz alarak söyleyen DAÜ-Sen Başkanı Hüseyin Özkaramanlı, hükümet yetkilileri ile Rektör ve VYK’nın olayları soğutarak Doğa Okullarına devir işlerinin bir an önce tamamlanmasına çalışıldığı izlenimi edindiklerini, bundan dolayı da tepki ve eylemlerine devam edeceklerini ifade etti. Sendikanın Salı günü sabah 9.30’da DAÜ Rektörlük binası önünde yapacağı eyleme de tüm Mağusalıları davet etti. Bu arada DAÜ’ye sahip çıkan tüm Mağusa halkına sivil toplum örgütlerine, Gazi Mağusa Belediyesine ve Mağusa İnsiyatifine de ayrıca teşekkürlerini iletti.
Toplantıda söz alan GMB Başkanı Oktay Kayalp da DAÜ’nün içişlerine bugüne kadar saygılı ve mesafeli durduğunu fakat tüm Mağusa halkına mal olmuş DAÜ’nin bu iki üniversite öncesi kurumunun elden çıkarılmak isteniyorsa da buna da talip olduklarını ve tüm Mağusa ile beraber bu okulları yönetmeye hazır olduklarını söyledi.
Bir süre DAÜ Rektörlüğü yapan Prof.Dr.Tahir Çelik ise eğitimde, kamuya ait okulların özelleştirilmesine karşı olduğunu söyledi. DAÜ’nin de özel bir yasa ile kurulan bir kamu vakfı olduğunu söyleyerek bir kamu kuruluşu olduğunu vurguladı. Dünyadaki tüm devletlerin kendi üniversiteleri olduğunu ve buralarda kar/zarar sorgulaması yapılmadığını söyledi. Bugüne kadar Türkiye’de İTÜ veya ODTÜ’nün ne kadar bütçe açığı olduğu konusunda bir tartışma duymadığını da sözlerine ekledi. Eğitim ve sağlıkta devlete ait kurumların özelleştirmenin kabul edilemez olduğunu söyleyen Prof.Dr. Tahir Çelik, şu ana kadar DAİ/DAK ile yaşanan sürecin tamamen huku dışı olduğunu da ısrarla vurguladı.
Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş ise DAÜ’de yaşananların ekonomik sebeplerden kaynaklanmadığını söyledi. Başbakanın Doğa Okulları ile görüşmedik söyleminin doğru olmadığını, bu sözü söyledikleri güne kadar bizzat Başbakanın 4 kez bu görüşmeyi gerçekleştirdiğini ifade etti. Bu konuda diğer sendikalar ile her türlü karşı duruşu sergileyeceklerini ve toplantıda bulunan KTAMS ve Güç-Sen temsilcileri ile beraber Salı günü 9-12 arası grev koyup tüm üyeleri ile DAÜ-Sen’in eylemine destek vereceklerini vurguladı.
Mağusa’lı 14 girişimci iş insanı adına Ersan Dağlı söz aldı. Başbakan İrsen Küçükle görüştüklerini DAİ ve DAK’ı yönetmeye talip olduklarını Başbakana ilettiklerini ve Pazartesi sabah da Doğa Okullarının sunduğu tekliften çok daha iyi bir teklifle Rektörlüğe gidip başvuracaklarını kaydetti. Cuma günü yaptıkları bu önerilerden sonra Mağusa halkından çok olumlu tepkiler aldıklarını ve halkın mutluluğuna şahit olduklarını ifade etti.
Devletin birer kamu okulu olan DAİ/DAK’a katkı yerine denk bütçe dayatması yaparken, TC Elçiliğinin Lefkoşa’da kurulan TED’e geçen yıl 17 Milyon aktarmasının ve bu yıl da cari giderleri için 7 Milyon TL vermesinin çok anlamlı olduğu söyleyen Okul Aile Birliği Başkanı Süleyman Gürcafer, DAİ/DAK’a yapılanların ekonomik değil tamamen siyasi olduğunu vurguladı.
Mağusa İnsiyatifi sözcüsü ve DAÜ VYK eski üyesi Dr.Cemal Mert 2009’a kadar DAİ’de denk bütçeye ulaşıldığını, DAK’ta ise bu yıl ulaşılacak bir programı VYK’ya bıraktıkları halde tam ters uygulamalar ve kötü yönetimle beraber, teslimiyetçi ve işbirlikçi bir anlayışla kamuya ait bu okulların elden çıkarılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Söz alan bazı öğretmenler de DAÜ Rektörlük Koordinatörü tarafından sürekli baskı altına alınıp, Doğa Okullarının dayattığı koşullarda mülakata gitmelerini aksi takdirde işsiz kalmakla tehdit edildiklerini vurguladı. Doğa Okullarının öğretmenlerin %70’ini işe almak istediğini fakat eylemlere katılırlarsa bu Türkiye karşıtlığı anlamı taşıyacağını ve işe alınamayacakları yönünde sürekli telkin aldıklarını da eklediler.
Toplantı sonucunda Salı günü DAÜ-Sen ile Okula Aile Birliklerinin sabah saat 9.30’da Rektörlük önünde yapacağı kitlesel eyleme büyük bir destek verileceği, kamuda ve diğer işyerlerinde örgütlü sendikaların 9-12 arası grev ilan edip bu eyleme destek vereceği ve esnafın da bu eyleme katılacağı mesajıyla toplantı sona erdi.
