toplumsal muhalefettoplumsal hareketlerG8 = Küresel Yıkım Forumu Sonuç Bildirgesi
yazarın tüm yazıları:

G8 = Küresel Yıkım Forumu Sonuç Bildirgesi

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

G8 = Küresel Yıkım Forumu, “Savaşın, işgalin, ırkçılığın, darbelerin, açlığın, yoksulluğun, iklim felaketinin, nükleer santrallerin ve sömürünün sorumlusu G8’e karşı mücadele” ana temasıyla 14 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da toplandı.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, Küresel Eylem Grubu, Mazlumder, Barış İçin Sanat, Barış için Vicdani Ret, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Durde, Anti Kapitalist Çalışanlar, Anti Kapitalist Öğrenciler, EDP, DSİP, Yeşiller, Sol Arayış, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi ve bireysel aktivistlerin katılımıyla gerçekleştirilen forumumuzda kamuoyuna duyurulmak üzere bu sonuç bildirgesi oluşturuldu.

FORUM’da ortaya çıkan fikirlerin ülkemizdeki barış ve adalet çabalarına katkı sunacağı inancındayız.

G8, Dünyadaki adaletsizliğin kaptan köşküdür.

G8 topluluğunu dünyanın en büyük ekonomileri olan Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, Kanada, Rusya ve ABD oluşturmaktadır.

G8 ülkeleri;

Dünya nüfusunun %14’ünü, dünya brüt gayri safi hâsılatının %60’ını oluştururlar.

Dünyanın en büyük nükleer enerji üreticisi ülkeleridir.

BM’in 5 daimi üyesinin 4’ü bu gruptadır.

BM’nin parasal kaynaklarının sağlayıcısı ve kullanım kararlarını verenlerin 7’si bu gruptadır,

Tümü, IMF’de en fazla oy hakkına sahip ülkelerdir.

Bu ülkeler dünya küresel askeri gücünü elinde tutmaktadır,

7’si dünyanın en fazla askeri harcama yapan 8 ülkesi içindedir,

Dünya askeri harcamalarının %65’ini bu 8 ülke yapmaktadır.

Dünyadaki aktif nükleer silahların %99’unun sahibidir.

G8, savaş, işgal ve darbelerin sponsorudur.

Son yıllarda Amerika, NATO şemsiyesi altında veya tek başına “terörü önleme” maskesiyle ülkeleri işgal etmeye devam ediyor. Afganistan ile başlayan işgal dalgası, Irak ile devam etti, şimdi ‘Libya halkını kurtarmak’ bahanesiyle giriştikleri hava saldırılarında onlarca sivil öldürüldü. İşgal edilen ülkelerin tüm kaynaklarına el konuldu, toplumsal yapı tahrip edildi. Askeri müdahale olan her yerde on binlerce insan katledildi. ABD’nin Ortadoğu’da, Rusya’nın Kafkaslardaki işgalci politikaları devam ediyor.

Silahlanmaya 1 trilyon dolar harcayan G8 devletleri, geleceğimizi barışa değil, savaşa sürüklüyorlar.

Yıllar boyunca, Ortadoğu’da askeri darbelerle iktidara yerleşen diktatörlükleri desteklemiş olan G8 devletleri, yükselen halk hareketleri karşısında, diktatörler yüzlerce sivili öldürmelerine rağmen sessiz kalmaya devam ediyorlar. Demokrasi havarilikleri darbelerle uyumlu yaşamalarına engel olmuyor.

G8, açlık, yoksulluk ve acımasız sömürünün baş müsebbibidir.

G8 devletleri, tüm dünyayı sarsan ve hala devam eden ekonomik krizde, yoksulları değil bankaları ve zenginleri kurtaracak önlemler alarak insanların daha da yoksullaşmasına neden oldular.

Küresel gıda fiyatları 2010 yılında % 29 artarak, 2008’deki rekor düzeyine ulaştı.

Küresel kriz son bir yılda tüm dünyada 60 milyon kişinin daha yoksullaşmasına neden oldu.

2 yıl önce, dünyada açlık çeken insanların sayısı 860 milyon iken bugün dünyada 1 milyar insan açlık çekiyor.

G8, Dünyadaki ırkçılık ve ayrımcılığın tetikçisidir.

Irkçılık ve ayrımcılık, özellikle 11 Eylül saldırısının ardından başta G8 ülkeleri olmak üzere küresel düzeyde yaygınlaştı.

ABD başta olmak üzere birçok ülkede çıkarılan yeni göçmenlik yasaları hem tüm dünyada göçmenlerin hedef haline gelmesine neden oldu, hem de bu ülkeleri göçmenler için yaşanamaz hale getirdi ve onları buralardan gitmek zorunda bıraktı.

Göçmen düşmanlığı ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde devlet politikası haline getirildi.

Türkiye’de Kürtlere yönelik ırkçılık yükseltilmeye çalışılıyor. Kürtlerin anadilde eğitim, seçim barajının indirilmesi, bölgesel özerklik, siyasi af gibi haklı talepleri devlet tarafından görmezden geliniyor. Seçilmiş belediye başkanları gözaltına alınıyor. Sivil itaatsizlik eylemlerine karşı zor kullanılıyor. Seçim çalışmaları engelleniyor. Bunlar sokakta Kürtlere yönelik linç faaliyetlerine kadar gidebiliyor.

G8, nükleerci anlayışın en önemli hamisidir.

Endüstriyel kapitalist sistemin doymak bilmeyen enerji açlığı, ölümcül teknolojiyi, nükleer silahlanmayı ve nükleer santralleri yarattı. Bu ayrılmaz ikili 40-50 yıl içinde gelişmiş kapitalist ülkelerin egemenlik araçları haline geldi.

Daha Çernobil’den yayılan radyasyon bulutunun ölümcül bilançosu tam olarak anlaşılmadan, şimdi de Fukushima’dan yayılan radyasyon yeryüzünü kirletiyor.

Nükleer lobi yıllarca Çernobil’in yarattığı yıkımı küçümsemeye kalktı. Şimdi de Fukushima’yla ilgili gerçekleri gizlemeye çalışıyor.

Türkiye’de hükümet sözcüleri, Rusya’yla yaptığı kirli nükleer anlaşma tehlikeye girmesin diye nükleer patlamayı tüp gazla karşılaştırıyor. Nükleer lobisinin dümen suyundaki politikacılar, Türkiye gibi, deprem riski yüksek bir ülke olan Japonya’da gerçeklenen Fukushima felaketini, zamanında Çernobil’i yaptığı gibi küçümsüyor.

Akkuyu’da aktif deprem bölgesine inatla nükleer santral kurmak istemesinin gerçek nedenini bilmemizi istemiyorlar, nükleerci hesaplarını yine enerji krizi yalanıyla halka yutturmaya çalışıyorlar.

G8, iklim değişikliği, küresel ısınmanın sorumlusudur.

Dünyada iklim değişikliği gün geçtikçe ağırlaşan bir kriz halini alıyor. Son 100 yıl içinde yeryüzünün ortalama sıcaklığı 1 derece arttı. Kutuplardaki buzullar eriyor. Deniz seviyeleri yükselip okyanuslar asitleşiyor.

Denizlerdeki canlı yaşam hızla tükenirken, yeraltı sularının en önemli kaynağı olan dağlardaki buzullar ve kalıcı kar örtüleri eridiği için kuraklık ve su kıtlığı yayılıyor. Toprak verimsizleşiyor, milyarlarca insanın tek gıda kaynağı olan tahıl üretimi düşüyor.

G8 ülkeleri, iklim değişikliğini durdurmak için gerekli önlemleri almayı reddederek gıda krizinin daha da büyümesine, açlığın daha da artmasına neden oluyorlar.

2010’dan günümüze, Avustralya’da ve Güney Amerika’da seller, Rusya’da kuraklık ve yangın, Avrupa’da ve Çin’de kuraklık, Kuzey Yarımküre’de kar fırtınaları ve Hindistan’da şiddetli muson yağmurları yaşanıyor.

Dünyanın farklı bölgelerinde son birkaç yılda yaşanan olumsuz gelişmeler iklim felaketlerinin geleceğin değil, bugünün sorunu olduğunu gösteriyor.

ABD, küresel ısınmadan bile kar elde etmeye çalışıyor. İklim değişikliği konusunda bilim çevreleri uzlaşamamış gibi ağır bir bilgi kirliliğini yaymaya devam ediyorlar.

Türkiye’de hükümet halkına yalan söylüyor. İklim değişikliğini ciddiye almıyor, uluslararası anlaşma zeminlerinden kaçıyor.

G8 politikalarına karşı mücadele…

Yeryüzünün egemenleri olan G8 ülkelerinin tasarladığı ve uyguladığı politikalar sonucu ortaya çıkan dünya bir felakete doğru gidiyor. Bu duruma tepki gösteren büyük insanlığın eleştiri, protesto ve karşı mücadeleleri de giderek yükseliyor. Farklı ülkelerdeki mücadeleler, hızla ortaklaşıyor ve yeni mücadele dinamiklerini harekete geçiriyor.

G8 ülkeleri;

* Küresel yoksulluk, açlık ve sömürünün kaynağı oldukları, dünyadaki kaynaklara adaletsiz bir biçimde el koydukları için,

* Savaşların, işgallerin, darbelerin ardındaki asıl güç oldukları, her türlü askeri ve faşist diktatörlüğü destekledikleri için,

* Ülkelerin kaynaklarının önemli bir bölümünün silahlanmaya kullanılmasını tetikleyip, halkları giderek fakirleştirdikleri için,

* Irkçı ve göçmen düşmanı politikaları uyguladıkları, halklar arası düşmanlıkları körükledikleri için,

* Kendi kültür ve algısını dünyaya empoze ederek, farklılıkları yok saydıkları ve ötekileştirdikleri için,

* Geleceğimizi karartan ve tüm dünyayı yok edecek olan nükleerci uygulamaları için,

* Küresel ısınmaya yol açtıkları ve buna karşı etkili önlemler almadıkları için,

* Dünya halklarının mücadelesinin hedefidir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu forumda toplanan bizler;

· Yoksulluk ve açlığa karşı dünyadaki tüm kaynakların eşit ve adil bir biçimde paylaşımını istiyoruz.

· Açlıktan ölmeme, barınma hakkı gibi en temel insan haklarının tüm dünyada ayrımsız tüm insanlara sunulması gerektiğini söylüyoruz.

· Krizlerde ilk kurtarılanların bankalar, şirketler değil, yoksul insanlar olması gerektiğini söylüyoruz.

· Savaşlara, işgallere, darbelere karşı çıkıyor, her halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesini istiyoruz.

· Savaşa, neoliberalizme, doğanın yıkımına karşı barışı, dayanışmayı, doğayla uyum içinde yaşamayı savunuyoruz.

· Savaşa, silahlanmaya değil, eğitime, sağlığa, halkın temel ihtiyaçlarına kaynak ayrılmasını istiyoruz.

· Irkçılığa, göçmen düşmanlığına hayır diyoruz, halkların kardeşliğini, barış içinde bir arada yaşamayı, sınırların kaldırılması gerektiğini söylüyoruz.

· Türkiye’de barışın sağlanabilmesi için Kürtlerin anadilde eğitim, bölgesel özerklik, siyasi af, seçim barajının indirilmesi gibi en temel taleplerinin karşılanmasını istiyoruz.

· Devletin vicdani retçilere yönelik yok sayma ve görmezden gelme yaklaşımının deşifre edilmesi gerektiğini savunuyoruz.

· Geleceğimizi karartacak ve radyasyonla kirletecek Akkuyu’da, Sinop’ta ya da dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral, nükleer silah istemiyoruz.

· Daha az enerji tüketerek, doğayla uyum içinde yaşayarak, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek, ekolojik bir geleceği inşa etmek istiyoruz.

G8 devletlerinin 37. yıllık toplantısı, 26 – 27 Mayıs 2011’de Fransa’nın Deauville kentinde yapılıyor. 21 Mayıs’ta Fransa’nın Le Havre kentinde buluşacak Avrupalı G8 karşıtları büyük bir protesto yürüyüşü ve forumu yapmaya hazırlanıyor.

Sesimizi Avrupalı ve dünyanın başka ülkelerindeki G8 karşıtlarının talepleri ve mücadeleleriyle birliştirmek üzere, 21 Mayıs Cumartesi günü saat 11.00’de Taksim Meydanında buluşarak İstiklal Caddesi boyunca Galatasaray Meydanına bir yürüyüş yapacağız.

Savaşın, işgalin, ırkçılığın, darbelerin, açlığın, yoksulluğun, iklim felaketinin, nükleer santrallerin ve sömürünün sorumlusu G8’e karşı çıkan herkesi yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz.

G8 devletleri dünyayı bir felakete sürüklüyor.

Başka bir dünya mümkün ve bu geleceği sadece biz kurabiliriz.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin