Medya ansızın bize bazı olayları gündem yapıp sonrada silercesine unutturur: O günlerde kafamıza kazılanla olay orda bırakılıp devamı veya ardından çıkan diğer gerçekler vurgulanmaz. Böylelikle sistem dilediğini dilediği gibi sunup düşüncesini de oluşturur. Kosova sanırım son dönemin en önemli çarpık ama oldukça etkili yapılan günlük ama derinden propaganda elitlerinden biri olmaktadır. Korkunç bir anti etnik birikimle aslında Balkan parçalama siyasetinin önemli dönemeci olarak tarihe kazıldı: Kosova bu açıdan her zaman yeni olguları ve göz ardı ettirilen gerçekleriyle gündem olmaya adaydır. Eğer konuyu serbest piyasalaşmanın bir devamı, Balkanların parçalanarak yeniden oluşumu kuramından koparır etnik milliyetcilik otoriter gerçekle sistemsel tetiklemeleri göz ardı derseniz, Kosovayı aynen sistemin istediği gözle konuşup kalırsınız.
Kosova aslında küçük yer olmasına karşın, sistemsel oyunda oldukça rol aldı: Balkanların ve özde Yugoslavyanın parçalanıp piyasalaşmanın son halkası oluyurdu. Bu kadarla kalınmayarak; bağımsızlık ilanıyla resmen konulan uluslararası hukukta yeniden yazılma konumuna sokuldu. Bunlar teker teker olurken arada bir de bildik Kosova dışında başka ama önemli Kosova da ortaya çıkıyordu. Nitekim son günlerde yeniden bizzat hazırlanan raporlarla “mahsun” Kosova liderlerinin ve dünyanın alkışladığı simgeleşen kişilerin aslında çok çirkin işler yaptığını yeniden hatırlatırcasına yayınlanıyor. UÇK lideri, şimdi de son seçimi de kazanan Haşim Taçinin aslında benim gibi araştıranların bildiği ancak sistemin hep örtüp onu mahsum kahraman yapan gerçekeler sırıtıyor.
Kosova konusu gündemleştiği zamandan beri hep yazdım: Salt Sırp milliyetcilik ve özde Miloseviçle sınırlı kalmayalım dedim: Özelikle şu diğer yüze hep değindim: “UÇK eğtiminden oluşumuna batının direk katkısı vardır: Olayın fitilini çektiği de tartışılan diper olgudur” diye hep yazdım. Oysa resmi medyaların ve siyasetin propagandalarıyla adeta olay salt Miloseviçin egemen etnik otoriter konumunda bıraklıp tek eksenli Kosova sunuldu. Son belgler gösteriyor ki bu böyle değil: Daha önceleri benzer eleştirileri yapan bazı gazeteler ve aydınlar oldu: Ancak o denli mahsun Kosova takıntısı oldu ki bunlar duyulmadı: işte yine Kosovanın diğer yüzü karşımıza geldi.
Raporlar bana hiç yabancı gelmedi: Taçi Kosova seçimlerinin galibi diğe alkışlanırken, gelecek Kosova umudu olarak sunuluyordu: Belgeler ise liderin söyletilmeyen diğer yüzü açıklanıyordu. Organ kaçakçılıklarında oldukça etkin rol aldı. Esir Sırpları kaçırıp onların organlarını sattıkları yeniden yazıldı. Bu yelpazenin oldukça etkin yaygın olduğu da hatırlatıldı. Dikkat edin söz konusu edilen kişiler Kosova yöneticileri olup onların Bağımsızlaştırma bizzaat B.M. destekli kurumlardır. Bunlar bize Kosovanın öteki yüzünü söyletiyor.
Taplo bize çok olgu anlatır: Kosova salt etnik sırp karşıtından çıkarılıp sistemsel düşünceleşmeye taşınınca çok değişik gelme durumundadır. Desteklenen kurumsallaştırılan ve sonunda devlet ilanı dahi zorlatılan uluslar arası kurallarla ilan edilip güç dayatması olurken, diğer yandan hep desteklenen eğitilen lider yapılan siyasal elitin altında hep kirli doslayalar çıkıyor: Anımsatalım; Haşim Taçi de zamanında yargılanma konumuna sokulmak istendi; Fakat tuhaf şekilde Sırplar yargılanrken Taçi Kosova devletinde yükselen lider oluyordu. Özellikle olaylardaki rolundan organ kaçak ticaretine dek yapılan suçlamalar hiç dikkate alınmadı. Son raporlar duyarlı olanlara istemeden bazı soruları elbet sorduracaktır. Hele Yeni Liberal siyasetden emperyalist kurumsal gerçekten uzaklaşanlara ve olaya salt istenilen Sırt Miloseviç etnik egemen idolojik tek karşıtıyla bakanları etkileyecektir. Ama yaşananlar devam edip Kosova bu çarpıklıklarla yol almaya devam ediyor.
İnsanlar yakalanıyor, Sınırın ötesine geçirilip organları aldırıp öldürtülüyor: Bu daha sonra devam edip gidiyor. Bunlar örtülmeye, bulguların yayınlanmaması önem verilen davranış oluyor. Duyarsız ama sadece Kosovayı Sırpların katliamı ve istenilen sistemsel güncelleşmede bırakanlar ise hala o rüzgarla konuya bakıyorlar. Oysa baştan beri yazdığım Genel emperyalist Balkan parçalatma siyasetiyle kullanılan etnik egemen idolojilerin sonucu oluşan bu acılar hep parçalanıp yeniden sistemin serbest piyasalaşması olan anlayışın sonuçları oluyor. Yeni liberal anlayışta ulusal parçalama ve piyasalaşma siyasetinde etnik ideolojilerin otoriter bölünmedeki yerini yeri geldikçe yazdım. Kosova bu örneklerden en canlısı olmaktadır. Üstelik gelişmeleri direk uuslararası güçlerin denetiminde yaşayarak kendi ilkelerini yok saydırtarak oluşmaktadır. Bilmem yine raporlarda kurumsallaştırılan Kosova yapısının rüşvet yolsuzluk karneleri veya mefya gücünü bilen takip eden varmı?
Kosova konusunu yeri geldikçe yazacam: Hem etnik çatışma parçalama sonucu oluşan yapı, hem sistemin doksanlarla Avrupadaki Balkan ayrışmasının en son örneği hemde alınacak kararlarla sonunda yeri geldiğinde bize de yansıması ihtimali olan hukuksal yeni denklemin bilinmesi şartır. Üstelik tüm bunlar bizzat uluslar arası güçlerin etkisinde kontrolunda ve yapılandırılmasında gerçekleşiyor. Şimdi herkes merak ediyor: Durmadan açıklanan ve özelikle organ kaçakçılıklarındaki yeri ile oradaki yönetim gerçeklerine rağmen ne yapılacaktır? Baştan beri desteklenen güçlendirilen ama kirli işleri de bilinen UÇK liderlikleri şimdi yeni belgelerin karşısında yine sesizce geçiştirilecekmi?
Ülkemizde hep etnik ırkçı denilen eyilimler konuşulur: Bunlar tekilleştirilip hatta halk sözcükleriyle de eleştirilir: Ama bunlar hiç genele dek getirilmez. Unutulur ki Yeni Liberal anlayışla tetiklenen etnik ırkçılık yeri geldikçe sermayenin piyasalaşma etkinliklerine hizmet ettiği akıldan silinir. Kültürler çatışması, serbest piyasa olmada etnik egemen idolojilerin çokca kulanıldığı belleklerden yok edilir. Belki sadece etnik egemen ideolojiye getirilip bırakılır. O zamanda egemen sistemin yeni koşullardaki gerçekler hep göz ardı edilir. Kosova bunların en net belgesi oluyor. Kullanılandırılan Sırp egemen otoriter etnik idolojinin diğer oyuncusu hep unuturuluyor. Eğer bu gün Miloseviç suçlanırken Taçinin hala devlet liderlikte olması sanırım çok yanıt veren taplo oluyor. Ötekileştirme veya yok saydırarak birini kötü diğerini mahsun eksenine koyup ayrışma yapılırsa, gün gelir uğruna bağrılan nice gerçek tam da bir yalan yıkımına dönen duvara dönüşür. Bakalım son Kosova rezaleti birilerini sızlatacak mı?
Bu tip yazıları yazarken, en azından hem dünyada gizletilen sistemi yeniden hatırlatma ilk amacım oluyor. Ayrıca benzer tartışmaların yapıldığı ülkemizde örneksel kaynak sunmada önemli katkı ummaktayım: Çünkü hem günden kopuk hemde eskiyi onutup adeta bazı kavramlarla sıkışan tartışma sonuç veremez. En acısını yeniden yazayım: Bugün bölgemizde etkin sol hareketin olmaması nedeniyle daha sağlıklı tartışma ve dayanışma olmasına engeldir. Sistemin ekseninde bireysel el yordamıyla bir şeyler yazma uğrunda uğraşırız. Ama gelecek ufkun belirsizlikleri ve sistemin kıskacı bize basit doğruları dahi anlatma sıkıntısı getirir. Sıkıştırılan ve daraltılan değerlerle de konular iyice sapar. Onun için konularla ilgilenlere Kosova gibi örneklerle bazı hatırlatma ve sistemin duruşlarını yazma çabasındayım: Bakalım Kosova örneklerinden kim ne çıkaracak?