toplumsal muhalefettoplumsal hareketlerKarşı Zirve Dünyayı NATO'yla Mücadeleye Çağırıyor
yazarın tüm yazıları:

Karşı Zirve Dünyayı NATO’yla Mücadeleye Çağırıyor

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Lizbon’da 19-21 Kasım günlerinde NATO zirvesiyle eş zamanlı yapılan NATO Karşıtı Zirve’ye katılan Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ndan (Küresel BAK) Yıldız Önen’in notlarından derlediğimiz özeti sunuyoruz.

Savaş karşıtları NATO Karşıtı Zirve’de NATO’nun lağvedilmesi, küresel barış ve adalet için silahsızlanmaya özellikle nükleer silahsızlanmaya bir an önce başlanması çağrısı yaptı.

Üç günlük Karşı Zirve’de “NATO’nun yeni stratejisi”, “NATO’nun Afganistan savaşı” ile NATO bağlamında “Savaş ve Küresel Kriz”, “Afganistan”, “Avrupa Birliği”, “Askeri Endüstri”, “Tarih”, “Şiddet İçermeyen Direniş”, “Nükleer Silahlanma”, “Feminizm ve Militarizasyon”, “Üsler”, “Silahsızlanma ve Gelişme” ile “Savaşa Hayır, NATO’ya Hayır! De” başlıklı atölyeler gerçekleşti.

Zirvede NATO’nun yeni stratejik konsepti değerlendirilmesi doğrultusunda küresel çapta ortaklaşa neler yapılabileceği tartışıldı, Avrupa, Amerika ve Latin Amerika deneyimleri paylaşıldı.

Karşı Zirve “Ortak deklarasyon”la NATO’ya karşı küresel eylem çağrısı yaptı.

Lizbon’da Camões Lisesi salonlarında toplanan NATO karşıtı Zirve’de 30 ülkedeki barış hareketlerinden 100 savaş karşıtı yer aldı. Karşı Zirve Portekiz Savaş ve NATO Karşıtı Platform (PAGAN) Avrupa NATO karşıtı Uluslararası Koordinasyon Kurulu (ICC) işbirliği ile örgütlendi. Zirve’ye Türkiye’den Küresel BAK temsilcileri de katıldı.

Barış yürüyüşü

Cumartesi günü binlerce barış aktivisti Portekiz barış hareketi, siyasi parti ve sendikaların da katıldığı yürüyüşte NATO’yu protesto etti; başta “Nato’ya Hayır, Barışa Evet” olmak üzere attıkları sloganlarla NATO’nun dağıtılması, füze kalkanının engellenmesi, Afganistan işgalinin sona erdirilmesini istedi.

Yürüyüş öncesi iki gün boyunca Avrupa’nın ülkelerinden gelen göstericiler kendilerini birbirine zincirleyerek sürmekte olan NATO zirvesini engellemeye çalıştılar.

Eylemlerde gözaltına alınan 40 kişi NATO Zirvesini engelleme suçu ile bir süre tutuldu. Karşı Zirve için Lizbon’a gelmeye çalışan 150 kişin sınırlardan geri çevrildi. Barış aktivistleri olayı demokrasi ihlali olarak protesto etti.

Tartışmalardan satır başları

* Egemen medya NATO zirvesini gerçeğin aksine dünyayı barışa götürecek bir buluşma olarak aktarıyor. Medyanın etkisini bilip buna göre strateji belirlemek gerekir.

* Savaş ve işgal altındaki ülkelerin savaşa ve silahlanmaya ayrılan bütçeleri bu ülke halklarının yoksulluk ve yoksunlukları çözebilecek miktarda.

* “NATO ve Füze Kalkanı” projesinde “savunma amaçlı kalkan” diye tanımlanan füze sistemi girdiği toprakları savaşa sokabilecek güçte.

* Afgan halkının kendi hayatını yeniden kurabilmesi için önce tüm işgal güçleri Afganistan’ı terk etmeli. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) NATO şemsiyesi altındaki İşgal güçleri Afganistan’ı yaşanılmaz bir hale getiriyor.

* Ekim 2011’de Afganistan işgalinin 10. yıldönümünde küresel protestolar örgütlenmeli.

* Savaş karşıtı hareketin sokak gösterileri ile NATO üzerinde baskıyı arttırmalı.

* Barış hareketi ile ekonomik krize karşı ortaya çıkan hareketler nasıl ortaklaşabilir?

* NATO – Avrupa Birliği (AB) birlikteliğinin Avrupa’yı savaş kalesine çevirebilme ihtimaline karşı çıkılmalı.

* Soğuk savaştan beri güçlenen NATO silah endüstrisini güçlendirmeyi hedefliyor. NATO’nun yeni stratejisini belirleyen ekipte dünyanın büyük petrol, maden ve askeri endüstrilerinin liderleri yer alıyor.

* Parlamentoların silahlanma endüstrisinin lehine kararlar alması engellenmeli, silahsızlanmanın işsizlik olacağı yalanına karşı çıkılmalı, silahlanma bütçesi ile yeni iş imkanları yaratılması talep edilmeli.

* NATO’nun yeni stratejisinde “nükleer silahlar temel unsur olmaya devam edecek” kararlılığı çerçevesinde nükleer silahların yarattığı tehdit geniş kitlelere anlatılmalı, “Nükleersiz bir Avrupa” için mücadele edilmeli.

* Savaş ve silahlanma dünyadaki demokrasiyi ve gelişmeyi engelliyor; kadınlar yaşananlardan daha da çok etkileniyor. Kadınların durumlarının düzeltilebilmesi için silahlanmanın durdurulması daha da önem kazanıyor.

* Üsler nedeniyle pek çok ülke savaş ve işgal ile karşı karşıya kalıyor. Üslere karşı mücadele, gelecekteki savaşları da engelleyebilecek bir mücadele olabilir.

* Dünyada 1,3 trilyon ABD doları silahlanmaya harcanıyor; bir milyar insan yoksulluk tehlikesiyle karşı karşıya.

* Ekonomik krize karşı mücadeleyi savaş ve NATO karşıtı mücadele ile birleştirebilirsek kazanma şansımız var.

* NATO’nun yeni stratejisi savaşların dünyanın her tarafına yayılma tehlikesini içeriyor.

* Yeni NATO konseptiyle bölge ülkelerinin ve dünyadaki büyük güçlerin yeniden şekilleniyor; ancak değişimlerin barış için değil savaşın yaygınlaşması doğrultusunda. NATO terörist ve savaş yanlılarının birliğidir.

* Savaş ve işgallerin dünyayı korkunç bir hale getirmesine ancak barış kültürünün geliştirilmesiyle karşı çıkılabilir.

Sonuç notları

* ABD’de yapılacak NATO zirvesi Amerikan barış hareketinin NATO’yu anlaması için iyi bir fırsat olacak.

* Gelecek Avrupa NATO Karşıtı Uluslararası Koordinasyon (ICC) 2011 Nisan ayında NATO üyesi olmayan İrlanda’da yapılacak.

* Halen İran’a saldırı tehdidi sürüyor. Batılı Barış hareketleri İran’ın nükleer konferans çağrısını desteklemesi gerekiyor.

* Barış hareketlerini bir araya getirme ve koordine etmenin önemi silahlanmanın dünyanın fiziksel olarak sonunu getirdiği bir dönemde daha da artıyor.

“NATO Savaş Demektir, Yeni Strateji Konseptine Hayır”

Lizbon’da toplanan NATO Karşı Zirve’de 30 Ülkeden 100 savaş karşıtının 21 Kasım 2010 tarihli ortak deklarasyonunun şöyle:

“NATO liderleri Lizbon Zirvesi için buluşurken, barış aktivistleri Nato’nun saldırgan askeri ve nükleer politikaları karşısında durumlarını gözden geçirdiler.

Biz savaşsız bir dünya isterken, dünya kaynaklarının savaş ve toplu imha silahları, şiddet ve militarizasyon için kullanılmasını reddediyoruz. Bu, insanlığın çoğunluğunun ortaklaştığı bir vizyondur.

Biz NATO ülkelerindeki barış aktivistleri olarak ülkelerimiz şiddet ve vahşet için değil tüm dünyada barış, adalet ve eşitlik için çalışmaya başlayıncaya kadar birlikte mücadele edeceğiz.

NATO yeni stratejik konsepti ile gittikçe küreselleşen dünyada hegemonyasını korumaya ve artırmaya çalışırken; NATO’nun rolü ve amacı gittikçe daha çok sorgulanıyor.

NATO kendisini politik ve ekonomik parçalarıyla insancıl bir örgütlenme olarak göstermeye çalışırken; tüm dünyada askeri üsleriyle ve şiddetle gücünü korumaya çalışan Amerika Birleşik Devletleri’nin(ABD)  bir aracı olarak kalmaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler ve Uluslar arası yasaları dikkate almayan, militarizasyonu ve askeri masrafları artıran NATO ülkeleri dünya askeri harcamalarının yüzde 75’ini gerçekleştiriyor.

Global ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde, NATO’nun bütçesini karşılayabilmek için, sıradan insanların yaşam standartlarını ücretler ve sosyal haklardaki kısıntılarla düşüren bu harcamalar bir insanlık suçudur.

NATO liderleri Afganistan’da çıkmaza giren savaştan kurtulabilmek için bir yol arıyorlar. Pek çok suçsuz Afganlının canını almış olan bu vahşi savaş, biran önce bitmelidir.

Afganistan’daki ve bölgedeki halklar hayatlarını yeniden inşa etmek için beş yıl daha bekleyemezler. Savaş bölgedeki sorunları ancak daha da derinleştirir. Bu işten çıkışın yolu tüm işgalci güçlerin evlerine dönmeleridir.

NATO, Avrupa’da militarizasyonun artırılması ve Avrupa ülkeleri arasındaki gerilimi artıran politikaların kabul edilmesi için çalışıyor. NATO’nun yeni stratejik konsepti ilk kez Avrupa Birliği’ni bir ortak olarak kabul ediyor.

Bu yaklaşım, NATO’nun Avrupa Birliği’ni Lizbon Anlaşması sonucu, yeni bir askeri ittifak olarak gördüğünü gösteriyor. Lizbon anlaşmasındaki maddeler, üye devletlere NATO’nunkinden daha fazla askeri sorumluluk yüklüyor.

ABD, Avrupa ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen NATO maskesi altında Avrupa’da nükleer istasyonlar kurmaya devam ediyor.

ABD, Avrupa’daki nükleer silah dayatmasına son vermelidir. Obama yönetimi, NATO vasıtasıyla Bush’un füze savunma programının bir çeşidini dayatmaya başladı. Bu öneri Çek Cumhuriyeti halkı tarafından ret edilmişti. Çeklerin ret ettiği radar sistemi bu sefer Türkiye’ye dayatılıyor.

Savunma adı altındaki bu füze sistemi bir tehdit oluşturuyor, uluslar arası ilişkileri destabilize ediyor ve yeni bir silahlanma yarışı başlatıyor.

Biz her çeşit füze savunma sistemine karşı çıkıyoruz. NATO ülkelerine sesleniyoruz, bu sistemler yerine dış ilişkilerin barış kültürü ile geliştirilmesini öneriyoruz.

Biz halklar arasındaki ilişkileri demokratikleştirmeliyiz ve militarizasyondan uzaklaştırmalıyız. Daha güvenlikli ve adaletli bir dünyayı barışçıl bir işbirliği ile kurmalıyız.

Adil bir dünya vizyonumuzda NATO yok. NATO demokrasi karşıtlığı ile tanınıyor. Hem Afganistan’daki yozlaşmış ve savaş taciri Karzai hükümetini destekleyen, hem de NATO zirvesini protesto edenlere anti demokratik uygulamalarda bulunan NATO demokrasi düşmanıdır.

NATO saldırgan, yayılmacı, militarist ve eşitsizliği savunan politikalara sahip. Biz tüm insanlıktan bu politikaları ret etmelerini istiyoruz. NATO’yu ve değerlerini ret etmelerini istiyoruz.

NATO’suz barış içinde bir dünya kurma da bize katılmalarını istiyoruz.

Nato’ya Hayır”

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin