Bir bayram böyle geçti,
Bir dini bayram, kurban bayramı da böyle geçti,
Nasıl geçti diye sorarsanız, söyleyelim:
Kimi tok, kimi aç!
Açın halinden anlamayanların çoğunluk haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz,
Kıbrıslının dini inançlarının yüksek olmadığını bilmeyen yok,
Ama Kıbrıslı açın halinden anlayan bir toplumdu,
Komşusuna yardım eden bir toplumdu,
Bayramları vesile ederek ailesini, büyüklerini ziyaret eden bir toplumdu,
Ancak ganimet düzeninin yarattığı ortam Kıbrıslının bu özelliğini de aldı elinden.
Büyük küçüğü, küçük büyüğü tanımaz oldu,
Saygı sevgi dayanışma yok denecek kadar azaldı,
Kısacası bozulan toplumsal yapı bayramlarda da hissedilir oldu,
Bayramla birlikte daha neler yaşandı neler:
Olmayan devletin 27. kuruluş yılını kutlandı!
Kutlandı kutlanmasına da bu yıl ilk kez önemli gelişmeler yaşandı,
Muhalefet yeme-içme ziyafetlerine katılmadı,
Buna rağmen misafirler’e kokteyller, yemekler gırla.
UBP parti merkezlerinde kutlama yaptı, el öptüler, el öptürdüler,
Hem kurban bayramlarını hem olmayan çiçek bayramlarını kutladılar,
Bu vesile ile yaklaşan kurultay için de propagandalarını yaptılar.
Kıbrıslılara hakaret etmek için görevlendirilen Çiçek, çiçeklerle karşılanmadı bu kez.
‘ Çiçek evine dön’ pankartları ile karşılandı.
Defalarca Kıbrıslılara yaptığı hakaretler bir yerde kendisine iade edildi.
Sendikaların Çiçek’e karşı ortaya koyduğu tepkiyi, çok önceleri ortaya koyması gereken zevat ise yine Çiçek’e sarıldılar.
Çiçek’in önünde takla atmayı sürdürdüler,
Ve aşağılanmayı reddedenlere saldırdılar.
Her vesile ile sarfettikleri küfürleri tekrarladılar.
Kendisi her vesile ile aşağılanan Küçük, kendisini aşağılayan Çiçek’e yağ çekmeye devam etti.
Misafir böyle karşılanmazmış!
Nasıl karşılanırmış Sn. Küçük?
Söyleyelim: Misafir layık olduğu gibi karşılanır ve ağırlanır.
Çiçek de misafirdi ve Kıbrıslılara karşı takındığı tavırlardan dolayı sendikalar tarafından gerektiği gibi karşlılandı.
Rejim ve rejimin temsilcilerine göre Çiçek misafir değil, asıl ev sahibidir.
Bu memleketin gerçek sahibi biziz ama buradaki yetkisiz yetkililerin davranışı nedeni ile, TC yetkililerinin önünde tavla teslim olup her türlü hakaret ve aşağılamayı kabul etmeleri ile memleketin asıl sahibi Çiçek, Küçük ve takımı da misafir.
Çiçek de kendini ev sahibi hissettiği için misafir olarak gördüğü Küçük ve takımını aşağılamayı sürdürmektedir.
Çiçek her gelişinde yaptığı hakaretlere bir yenisini daha eklemeyi de ihmal etmedi.
Kendisine, Kıbrıslıların bu hakaretleri reddettiğini hatırlatan sendikacılara, Rumcu diyebilmiştir.
Onların güneyden geldiklerini sandığını söyleyecek kadar kendini kaybetti.
Bundan sonra böyle. Ağızlarından çıkanı kulakları duymalı,
Duymazlarsa bu kendilerine geri iade edilmelidir,
Çiçek son söyledikleri ile Kıbrıslılara tahammül etmediğini gösterdi,
Kıbrıslıların söz söylemelerine, kendilerini eleştirmelerine tahammül etmediğini gösterdi.
Ve her zaman için ‘ biz söyleriz, siz uymak durumundasınız’ anlayışlarının devam edeceğini gösterdi.
Ankaraya çağırıp her fırsatta fırça üstüne fırça çekiyorlar, hakaret ediyorlar, aşağılayıyorlar,
Kıbrısa gelip aynı tavırlarını gösteriyorlar,
Ama bunu kabul edenler, etmeyenler var,
Eminim Kıbrıslıların çoğunluğu Çiçek ve AKP’nin diğer isimlerinin Kıbrıslıyı aşağılamalarını reddetmektedirler, ancak her zaman için sessiz çoğunluğu temsil etmektedirler.
Bu durum karşısında sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin bu sessiz kitleyi ayağa kaldırmak için bir başlangış yapmıştır.
Artık yeter! Gelen giden hakaret edecek!
Ve Kıbrıslı da bu hakaretleri sineye çekecek!
Yok artık. Bu bir başlangıştır,
Bu tutumlarına devam ederlerse, ki huylu huyundan vazgeçmez, bundan sonra geldiklerinde onları daha geniş kitleler karşılayacaktır.
Beğenseler de beğenmeseler de bundan sonra böyle.
Ve bir bayram daha böyle geçti!