Pakistan son zamanlarda oradaki ardı ardına gelen depremler ve su baskınlarıyla gündeme girdi. Ama bir gerçek var ki Pakistan’ın atom bombası sahibi olmasına rağmen aynen Hindistan gibi halkı aç. Son sel baskınlarıyla milyonlarca insan evsiz kalırken milyonlarca insan da sokaklarda veya göçmen durumuna gelmiş binlerce insan da sel baskınlarında ölmüştür. Milyonlarca ev ise kullanılmaz durumda. Bu felaketler olurken bir de Pakistan’da şu anda salgın hastalık tehlikesi de baş göstermiştir. Temiz su bulmak bir sorun olurken pis sulardan ve hijyen şartlarının eksikliğinden ötürü kolera ve veba salgınının her an meydana geleceği konuşulmaktadır. Afgan sınırındaki politik ve silahlı çatışmalardan dolayı zaten zor durumda olan Pakistan maalesef son zamanlarda bu afetlerle de baş etme gerçeğiyle karşı karşıya kaldı. Pakistan’da oligarşi içinde toprak ağalarının olduğu, orduyu idare edenler içerisinde bile toprak ağalarının bulunduğu ve bu bir sorun olarak ortaya çıkarken Pakistan’daki yaşam seviyesinin artık açlık sınırına yaklaştığı, bunun yanında büyük şehirlerle köylerde bile işsizliğin gittikçe arttığı söylenmektedir .Ülkenin Milli İstihbarat teşkilatı içerisinde bile “el kaide”ci unsurların ve yönetim mekanizmalarında gerici ve şeriatçı unsurların olduğu tüm dünya tarafından da bilinmekte. Pakistan bu şartlar altında can çekişirken bunun yanında Keşmir Sorunu da hem Hindistan hem de Pakistan arasında bir büyük ihtilaf sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Hindistan kendi toprakları içerisinde bulunan Keşmir Bölgesi’ndeki sorunu çözmek için tün gerici devletlerde olduğu gibi şiddete başvurmakta ve oradaki nüfusa çok ağır işkenceler yapmaktadır. Bu saldırılar sırasında binlerce kadının ırzına geçme ve binlerce genci işkence odalarında öldürme de devam etmektedir. Keşmir’de yaşayan halkın arasında Hindistan’la işbirliği yapmak isteyenler yanında buna karşı olup Pakistan’a bağlanmak isteyenler de oldukça çoğunluktadır. Ama son zamanlarda Keşmir’de her iki tarafı da eleştiren ve Keşmir’in bağımsız sosyalist bir cumhuriyet olmasını isteyen Marksist bir gençliğin olduğu da gerçektir. Bu genç kitle, Pakistan’ın gerici yapısını ve Hindistan’ın baskılarını görmekte, Pakistan’a bağlanılsa bile sorunların oradaki sistemden veya rejimden ötürü bitmeyeceğini görmektedir. Keşmir bölgesinde de aynen Hindistan ve Pakistan’da olduğu gibi büyük işsizlik hakimdir ve artık halk bu duruma dur demek istemektedir. Bu üç bölgede de devrimci sosyalistlerin bir mücadele verip sosyalist federasyonların oluşması ve sorunların çözülmesi talep edilmektedir. Esasında egemen kesimler de samimiyetsizliklerinden ötürü oldukça yıpranmışlardır ve halka da pek samimi gelmemektedirler.
Keşmir bölgesi bu ihtilaflarla sarsılırken bu arada Afganistan’da da işlerin kolay gitmediği ve oradaki NATO ordularının oldukça sıkıştıkları açıktır. NATO orduları da son zamanlarda Afganistan’da ağır kayıplar vermişlerdir. Bir ülkeyi değiştirmenin o ülkeyi, açık bir şekilde işgalle olmayacağı artık vurgulanmakta hem Irak’ta hem de Afganistan’da yanlış yapıldığı da söylenmektedir. NATO birgün geri çekilirse, Afganistan’da Talibanların tekrar bölgeye dönecekleri ve bu defa daha da acımasız olacakları bilinmektedir. Irakta da ABD ordularının geri çekimlersiyle bir kaosun başlayacağı söyleniyor. Zaten bu çatışma son zamanlarda Sunniler ve Şiiler arasında en doruk noktasına çıkmıştır. Son zamanlarda savaşın Pakistan sınırına kayması da Pakistan açısından ayrı bir sorun olmuş ve o bölgeler de oldukça ekonomik darbeler yemişlerdir. O bölge içerisinde bulunan aşiretler ve vadiler içerisinde etkin olan gerici kesimler şu anda bölgede halka karşı daha da acımasız olmuşlardır. Keşmir bölgesinde demokratik bir referandumla Keşmir halkına kendi kaderini belirlemeleri hakkı muhakkak tanınmalıdır. Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Keşmir bölgelerinde serbest irade tecelli ederken Planlı ekonomi uygulanmalı ve bu bölgelerde işsizliğin, sömürünün, toprak ağalığı kurumlarının bir an önce dağıtılması gerekmekte, planlı ekonomi ile çalışanların refahı sağlanmalı, topraklar fakir köylülere planlı ve örgütlü bir şekilde dağıtılmalı, bölgeye istikrar getirilmelidir.
Sosyalist federasyonlar, demokratik cumhuriyetler ve halklara verilecek geniş özgürlüklerle derhal yeni reformlara başlanarak bölgedeki birçok sorun çözülmelidir.
Bölgedeki değişim, Keşmir, Hindistan, Afganistan ve bölge ülkelere de uygulanmalı ve bölge istikrarlaşmalıdır.