kızıl yeşilMesele sadece emeklilik değil
yazarın tüm yazıları:

Mesele sadece emeklilik değil

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Fransa’da yaşayan bağımsız gazeteci Lorène Barillot, emeklilik yaşına karşı verilen mücadeleye ilişkin gözlem ve değerlendirmelerini ETHA için yazdı. Sendikalar arasında yıllardır görülmeyen bir birliğin olduğunu söyleyen Barillot, hükümetin emeklilik reformuna ilişkin idelojik mücadeleyi kaybettiğini söylüyor. Direnişin sadece emeklilik yasasına karşı değil aynı zamanda neoliberal ve sağ politikalara karşı olduğuna dikkat çekiyor. Lorène Barillot’un yazısı şöyle:

Bugün belirleyici birgün çünkü eylemlerin devam edip edemeyeceğini göreceğiz. Aslında yasa Senato’da ve Ulusal Mecliste onaylanmış durumda. Şu an tamamen resmiyete geçmesi için resmi gazetede yayınlanması(ve Sarkozy’nin onayı) bekleniyor.

Ancak grevler sürüyor. Bu öğleden sonra büyük gösteriler olacak. Pazartesi’den bugüne bazı grevler halk desteğini yitirmemek için (3 günlüğüne) sona erdi. Örneğin, Marsilya’da çöpçüler 3 haftadır grevdeydiler ve şehir gerçekten kirlenmişti. 3 gündür şehri temizlediler ve şimdi yeniden grevdeler. Rafineriler için de aynı şeyler söylenebilir.

HER 3 KİŞİDEN 2’Sİ YASAYA KARŞI

Bu sabah muhafazakar Le Parisien gazetesinde yayınlanan yeni bir anket her 3 Fransız’dan 2’sinin hala yasaya karşı çıktığını gösteriyor.

Sendikalar hala birlik halindeler. 10 yıldır böylesine bir sendikal birlik gerçekleşmemişti. Sendikalardan CGT grevleri belirlemede ve direnişte önemli bir role sahip çünkü hem Fransa’daki en büyük hem de en örgütlü sendika (Mesela gösteriler sırasında güvenlik alma veya eylemlerin örgütlenmesinde). Bu birlik emeklilik yasasına ve Sarkozy hükümetine karşı toplumsal bir karşı çıkışın ifadesi. Ama aynı zamanda sendikalar hakkındaki yeni yasaları da ilgilendiriyor. 2 yıl içerisinde tüm sendikaların yapısı değişecek. 1960’lardan bugüne aynı yapıyı koruyorlardı.Şimdi statüleri üyelerinin sayısıyla belirlenecek. Tüm sendikalar seçimlere hazırlanıyorlar ve bu yüzden (emekçilerin gözünde) iyi bir imaj bırakmak istiyorlar.

Siyasi partiler için durum farklı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, sol partiler bir birlik oluşturmuş değiller. Ancak en azından şimdilik bunun bir zorunluluk olduğunu bildiklerinden direnişe katılıyorlar ve birliğin yollarını arıyorlar.

GENÇLİK, İŞÇİLER YANYANA

Bazı yabancı gazeteciler durumu 1968’e benzetiyorlar. Ancak gerçekte tam olarak böyle değil. Çünkü eğer emeklilik reformuna karşı mücadeleyi kazanırsak sadece bu yasa değişecek. Ama 1968’de birçok yasa değişmişti. 1968’le karşılaştırabileceğimiz nokta ise direnişin bileşenlerinin çeşitliliği üzerinden olabilir. Yasa sadece yetişkinleri ilgilendiriyor gibi görünse de işçiler, öğrenciler ve gençlik birlikte direniyor. Diğer bir benzerlik ise gösteriler sırasındaki yoğun polis varlığı.

HÜKÜMET İDEOLOJİK SAVAŞI KAYBETTİ

Dünden beri yeni bir gelişme yaşanıyor: Bazı polisler eylemciler gibi giyiniyor provakosyan çıkartmaya çalışıyor. Böylece gençliği siyasetten anlamayan, sadece kargaşa çıkarmak isteyen bir kesim gibi göstermeye çalışıyorlar.

Bu hükümetin ideolojik savaşı nasıl kaybettiğinin ifadesi aslında. Onlar gençliğin sadece derslere girmemek için eylemlere katılmak istediğini, siyasetten birşey anlamadığını söylüyorlar. Ancak gençlik kendilerinin tamamen yasalara karşı çıktıklarını çünkü halihazırda gençler arasında büyük bir işşizlik oranı olduğunu ve yaşlı insanların çalışmaya devam etmemesi(böylece genç istihdamın önünde engel olmaması) gerektiğini söylüyorlar. Ve sağcı sendikalarla birlikte, hükümet yaşlıların daha fazla çalışması durumunda gençlik için daha çok iş olacağını savunuyor. Ancak bu sadece kapitalist ekonomik sistemde, ekonomik büyümenin yeterli olduğu durumda geçerli. Hükümetin ideolojik savaşı kaybetmiş olması da burdan çünkü şu anda Fransa’da böyle bir ekonomik büyüme yok ve gençliğin büyük çoğunluğu artık bu sistemi istemiyor.

Ayrıca, hükümet polis saldırılarıyla birlikte halka verdiği tek yanıtın şiddet olduğunu da gösterdi. Bu da siyasi argümanının olmayışının başka bir göstergesi.

Salı günü bir kez daha durdukları yeri ve halkın taleplerini görmezden geleceklerini kanıtladılar. Yasanın mucidi, Çalışma Bakanı Eric Woerth “Halk çıkarına olan böyle bir yasayı yarattığım için mutluyum” dedi.

DİRENİŞ SADECE EMEKLİLİK YASASINA KARŞI DEĞİL

Şimdi, grevlere halk desteğinin yeterli olup olmayacağını bilemiyoruz. Hükümet hiçbir şeyi değiştirmek istemiyor. Bu yasanın sembolik olarak kötü bir şeye işaret etmesine rağmen. Yasa ekonomik bağlamda da mantıklı bir yere oturmuyor. Ulusal Direniş Konseyi(CNR) tarafından yaratılan eski yasayı yıkıyor. Fransa’da sosyal güvenlikle ilgili–sol partilerce oluşturulan– tüm yasalar Sarkozy ve hükümetince yıkılıyor. Bu yüzden bu direniş sadece emeklilik yasasına karşı değil aynı zamanda neoliberal ve sağ politikalara karşı.

Oliver Besancenot: ‘Yasayı bloke etmek için, ekonomiyi bloke etmek’

NPA (Yeni Antikapitalist Parti) sözcüsü Olivier Besancenot ile Fransa’daki grevler üzerine 19 Ekim 2010’da Le Monde’da yapılan roportaj;

Bu Salı gerçekleşecek eylem son bir sembolik hareket, değil mi?

Hayır! Aksine, gerçekleşmeye başlayan genel greve doğru yeni bir aşama. Salı günü grevler kendilerini yenileyecek. Ayrıca yeni gösterilerin yanı sıra çok sayıda yol kapatma eylemi yapılacak. Artık soru ‘yasayı bloke etmek için, ekonomiyi bloke etmek’ olarak ifade ediliyor.

Sizce bu grev genel rahatsızlığı ifade eden siyasi bir grev mi, yoksa sadece emeklilik konusuna odaklanmış toplumsal bir grev mi?

Rahatsızlık emeklilik konusunun ötesinde fakat aynı zamanda bu konuyla bir somutluk kazanıyor. Birçok işçi ve genç insan hükümetin çifte standartlarından bıkmış bir halde ve emeklilik yasasına karşı yapılan bu grev aracılığıyla uzun süredir zarar gördükleri Sarkozy hükümetiyle hesaplaşmak istiyor.

Eğer yasa geçerse sendikaların ne tür bir eylemliliğe girişeceğini düşünüyorsunuz?

Herhangi bir kanun Resmi Gazete’de yayınlanmadığı müddetçe bir yasa değildir. Resmi Gazete’de yayınlansa dahi ülkemizin toplumsal tarihi Parlamento’da verilen kararın sokakta yenilgiye uğratılabileceğini gösteriyor bizlere.

Üç milyon gösterici dahi olsa, sokaklar seçilmiş bir parlamento kadar meşruiyete sahip olabilir mi?

Bugün meşruiyete sahip olan sokaktır ve bir hükümetten daha güçlü olabilir. Bu 1995’teki Juppe Planı karşısında da, 2006’da İlk İş Sözleşmesi (CPE) gündeme geldiğinde de böyleydi. Dahası, başından itibaren bütün toplumsal kazanımlarımız bizden önce gelen kuşakların mücadeleleri ve eylemleriyle elde edilmiştir. Örneğin, eğer büyükanne ve babalarımız 1936’da bastırmasaydı bugün yıllık ücretli izin hakkımız olmayacaktı.

Dolayısıyla meclisteki oylamanın toplumsal hareketlerden daha önemsiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Ne zaman çoğunluk emeklilik yaşının 67 olması için oy verdi, bunu onayladı? YouTube’da Nicolas Sarkozy’i 60 yaşında emeklilik hakkına neden dokunmayacağını açıklarken görebilmek mümkün.

NPA lise öğrencilerini sokakları ele geçirmeye teşvik mi ediyor?

Lise öğrencileri kendi kendilerini teşvik ediyor ve herşeyi tek başlarına yapıyorlar. Bir başkasının onlar adına yapmalarına ihtiyaçları yok. Ayrıca lise öğrencisi militanlar tabi ki NPA’ya üye olabilirler. Ayrıca öğrencilerin aileleri ve işçiler çoğunlukla liselerde öğrencilerle birlikteydi, güvenlik güçlerinin okulların civarında ayrılmasını ve provokasyonlara son vermelerini talep etti. Bu sevindirici bir gelişme.

Bazı liselerdeki şiddet olayları harekete karşı bir kamuoyu oluşması riskini beraberinde getiriyor. Lise öğrencilerin harekete katılması gerçekten gerekli mi?

Evet, herkesin katılması gerekiyor. Genç insanların, yaşlı insanların daha çok çalışmasının emek piyasasında kendileri için daha az iş şansı anlamına geldiğini anlaması gerekiyor. Hükümet art arda gerçekleştirdiği polisiye provokasyonlarla tansiyonu artırmaya çalışıyor ve protestoları korku salarak dindirebileceğini sanıyor.

Son günlerdeki gösterileri Mayıs ’68 ile kıyaslamanıza neden olan faktörler nelerdir? Böyle bir hareket Fransa’da mümkün mü ve daha da ötesinde istenen birşey mi?

Ortaya çıktığı zaman ve mekandan bugüne ihraç edilebilecek bir model söz konusu değil. Her mücadele kendine özgüdür ve kendi dinamiklerini yaratır. Fakat 21. yüzyıl tarzı, yeni bir Mayıs ’68’in kapitalistler ve hükümet dışında kimseye zarar vermeyeceği kanısındayım. Bu da hiç fena birşey değil… Kurulan barikatların ötesinde, Mayıs ’68 milyonlarca emekçi ve gencin toplumsal ve siyasal arenaya çıkmasıydı. İhtiyacımız olan benzer bir patlama.

Greve katılanlar rafinerileri ve ulaşım yollarını bloke ediyorlar. Grev aktif bir şekilde diğerlerinin çalışmasını engellemiyor mu? Bu sizin ‘devrimci militanlık’ fikrinize yakın mı?

(Henüz) bir devrimin içinden geçmiyoruz. Grevlerin radikalleştiği ve yaygınlaştığı bir sürecin içindeyiz. Bu ikisi birlikte ilerliyor. Hareket her gün eylemlerle birlikte hem genişliyor, hem de radikalleşiyor. Zira hükümet hareketi radikalleşmeye zorluyor.

NPA’nın emeklilik konusunda somut bir karşı-reform önerisi var mı? Eğer varsa, bu nedir?

NPA hükümetin tasarısının yeniden formüle edilmesine hayır diyor ve bu tasarının çöpe atılmasını talep ediyor. Önerimiz eksiksiz bütün haklarla birlikte 60 yaşında emeklilik ve herkese için katkı süresinin tekrar 37.5 yıla çekilmesidir. Bu tasarıyı finanse etmek için önerdiğimiz şey ise gayet basit: İşverenlerin sosyal güvenlik harcamalarına katkısını artırmak.

Emeklilik Danışma Konseyi’ne göre 2050 yılına kadar emeklilik sistemini finanse edebilmek için Gayrı Safi Milli Hasılanın sadece %3’ü yeterlidir. Öte yandan, küçük bir azınlık bir yılda üretilen zenginliğin %17’si kar olarak cebine indiriyor. Dolayısıyla zenginliği ve çalışma saatlerini eşit olarak paylaşmak gerekiyor. Halihazırda çalışan insanlar daha az saat çalışırlarsa işi olmayan herkes bir iş bulabilir.

Örgütlediğiniz hareketin istihdam ve büyümeye etki edecek ekonomi sonuçlarından korkuyor gibi gözükmüyorsunuz?

Mevcut ekonomik sorunlar genel grevin değil kapitalizm adı verilen sistemin bir sonucudur. İki yıl önce düşük gelirli kesimlerin mortgage borçlarının neden olduğu kriz ekonomi denen makinenin işleyişini tamamen felce uğratmış görünüyor. Marksist anlamıyla, dünyanın önde gelen ekonomileri bir aşırı birikim kriziyle karşı karşıya. Bir gün insalığın ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir üretim ve tüketim biçimini icat etmek zorunda kalacağız.

Gelinen noktada referandumun iyi bir çözüm olduğunu düşünüyor musunuz?

Çatışmanın şu an geldiği yer itibarıyla, hayır. Bu hem toplumsal hareketlere yönelik ilgi ve desteği azaltır, hem de toplumsal mücadele yerine kurumsal bir ikameyi gündeme getirir. Eğer süresiz bir genel grevden daha etkili bir yöntem varsa, bunu birinin anlatması gerekiyor. Posta hizmetleri özelleştirme tehdidiyle karşı karşıya olduğunda yurttaşların oyu bir mücadele mekanizması olarak işlev görmüş fakat mücadelenin yerine ikame edilmemişti.

Şu an itibariyle üniversite öğrencileri daha güçsüz bir şekilde harekete katılıyorlar. Belirleyici bir rol oynayabilirler mi?

Paniğe gerek olmadığını düşünüyorum, onlar da geliyor! Bir düzine üniversite şimdiden hareketlenmeye başladı. Üniversite öğrencilerinin protestoları hareketin genişlemesinde belirleyici bir rol oynayabilir.

Yani kampüsler bloke etmek ve derslere girmek isteyenleri engellemek sizin için normal bir durum?

Evet. Bütün blokajları desteklemek son derece normal, yapılması gereken.

CGT tarzı, herkesin birbirine karıştığı geleneksel gösterilerden ziyade Kara Blok tarzı eylemler daha etkili olabilir mi?

Kızıl Blok tarafında yer almayı tercih ederim. Ayrıca her zaman anonim ve süresiz genel grev taraftarıyım.

Önümüzdeki dönemde NPA ve Sol Cephe’nin Sosyalisty Parti (SP) üzerinde başınç uygulayacak gerçek bir ittifak yapma ihtimali nedir?

Bütün anti-kapitalist güçlerin ortak radikal ilkeler etrafında, SP’den tamamen bağımsız bir şekilde bir araya gelmesini öneriyoruz. Bizim hedefimiz SP’nin politikasını sola çekmek ya da anti-kapitalizme dönüştürmek değil (buna niyetli olanlara iyi şanslar!), aksine PS’nin soldaki hegemonyası karşısında bir alternatif yaratmaktır.

Solda iki temel politik yaklaşım söz konusu. Biri piyasa ekonomisinin çerçevesi içine sıkışmış, diğeri ise bunu aşmayı hedefleyen bir yaklaşım. Bu iki yaklaşım aynı hükümette yer alamaz fakat sağa karşı direnmek için -tıpkı emeklilik konusunda olduğu gibi- güçlerimizi bir araya getirebiliriz.

Sayın Besancenot siz ne zaman emekli olmayı planlıyorsunuz?

60 yaşında eksiksiz bütün haklarımla birlikte! Fakat bir militan olarak mücadelemi sürdüreğime şimdiden emin olabilirsiniz.

Son olarak, hareketin tırmanışı nereye kadar devam edecek?

Zafere ulaşıncaya kadar. Emeklilik konusunda hareketin zaferi için gerekli faktörler bir araya gelmeye başladı. Bu önceden bilinen bir sonuç değil ve önümüzde hala çok sayıda engel mevcut. Fakat objektif olarak, bizim protesto cephemizin büyüyeceği, öte yandan ise diğer cephenin zayıflayacağını ve izole olacağını söyleyebiliriz.

Kabine değişikliği ise bir kargaşayla sonuçlanacak. Zira bakanların şimdiden özel eşyalarını toplamış ve gitmeye hazır halde oldukları düşünüldüğünde sınıf mücadelesinde sokağın çok belirleyici bir zafer kazanabileceğini söyleyebiliriz. Tıpkı Che’nin dediği gibi, ‘zafere kadar daima!’

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin