YKP Yürütme Kurulu üyesi Alpay Durduran, Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri değerlendirdi.
Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Kıbrıslılar, hayatlarının bağlı olduğunu düşünüp endişe ile “ne olacak bu işin sonu” deyip dursunlar sözde seçim kazanıp TC hükümetlerinin acenteliğinden başka bir şey olmayanlar kör dövüşünü sürdürüp duruyorlar. Çünkü Kıbrıslılar hala daha kendilerinin kaderlerinde söz sahibi olmayı talep edemeyecek kadar korkutulmuşlardır.
Zamanında Rumlardan korktular şimdi Rumlardan korkmamaktan korkuyorlar. Rumlardan kormazlarsa Türkiyenin kendilerine ne yapacağını bir türlü takdir edemiyorlar.
Görüşmelerde görüşülmemiş konu kalmamıştır ve acaip bir çözüm şekliyle karşı karşıyayız. AB içinde yeniden birleşmiş ve esaslı hükümet yetkilerini AB’ye devtretmiş bir ülkenin yani anayasal garantilerle güvencelenmiş yetkilerle donatılmış iki bölgeli Kıbrıs’ın hala daha garantörlere ve yabancı askerlere muhtaç olduğunu iddia etmektedirler ve iki bölge arasında geçiş noktaları olmaya devam etsin bile istiyorlar.
“Yıl sonuna kadar çözüm olsun istiyoruz” diyorlar ama hava sahasını ikiye bölmekten vazgeçip geçmediklerini bile açıklayamıyorlar. Meclisteki partiler hala çapraz oylamanın kabul edilip edilmediğini bilmediklerini söyleyip açıklama yapılmasını istedikleri halde yanıt alamadıklarına göre bu konu da belirsizliğini koruyor.
Sık sık “yıl sonuna kadar çözüm istiyoruz yoksa her kes kendi yoluna gider” derler ama Rum tarafından B planına sahip olmakla suçlanınca onları uzalaşmazlıkla suçlamaktan çekinmiyorlar.
İki taraf arasında siyasi eşitlik çoktan sağlanmış bulunmaktadır. Yabancıların da bu kanaatte oldukları ve esas olarak garantiler ve mülkiyet hakları gibi konularda Rum tarafına baskı yaptıkları ve ilişkileri normalleştirmeyi öne sürüp kapsamlı çözümü ertelemeyi düşünmeye başladıkları bellidir. Öyleyse Kıbrıslılar garantörlüksüz ve yabancı askerden arınmış olmadan çözüm umutlarının artık çok azaldığını görüp karar vermelidirler. İki tarafın da kabul edebileceği bir çözümden başka yol olmadığına göre ve Türkler idari yetkileri paylaştıklarına göre Rumların görantörlüklerle ilgili düşüncelerini kabul etmelidirler.
Garantilerin kağıt üzerinde kalacağı ama garanti antlaşmasının diğer yanlarının ceremesini çekmeye devam edeceğimiz bilinmelidir. İdari bölünüş için de rahat davranmak Türklere kalmıştır. Yoksa antlaşma falan olmayacaktır.
Antlaşma isteyenler silah ve asker ile yaşayacak bir federasyondan bir şey beklenemeyeceğini artık itiraf etmelidir.
Lider olduğu söylenenlerin görüşmeleri veya görüşürmüş gibi yapmaları devam ediyor ama tarafların bunu mecburiyetten yaptığı biliniyor, herkes Türkiye’nin hamle yapmasını bekliyor. Kıbrıs sorununa taraf olan tüm kesimleri çözüm için tarafların görüşlerine eleştiri getirmeye ve barışçı, barışa karşı gibi ayrımlar yerine çözüm önerileri ortaya koymaya çağırırız.
Görüşmelerden kaygı duyan ve silahsız, sınırsız, askersiz, garantörsüz bir çözümü destekleyenleri de 1 Eylül’de YKP’nin saflarında yer almaya davet ederiz…