Yeni Kıbrıs Partisi kurucularından, Hüseyin Önen, ölümünün yıldönümünde mezarları başında anıldı.
2 Ağusos, Pazartesi günü saat 18:30 gerçekleşen anma etkinliğine, ailesi, dostları ve kavga arkadaşlarından oluşan bir grup katıldı. Anma etkinliğinde Rasık Keskiner bir konuşma yaptı.
Keskiner’in konuşması şöyle:
Bu gün bir kez daha sevgili arkadaşımız Hüseyini anmak için burdayız.
Aslında bu anma buluşmalarımızda bir yerde biz de kendi kendimizi ve ülkemizin son durumununun muhasebesini yapmaktayız.
Arkadaşlarımızı anmak için buluştuğumuz böylesi günlerde, “ acaba kaç tane daha Hüseyin kaldık”, kaç tane daha Erbil, Asi kaldık diye tartıp değerlendirmekteyiz.
Çünkü bu arkadaşlarımız hepsi de Kıbrıslının birer karakterini yansıtmakta, yaşayayarak göstermekteydi.
Bu bakımdan Hüseyin i her hatırladığımızda:
– Yaşamın her alanında kararlılık ve disiplinin ön planda olduğunu
– Yaşamın her alanında birlikte olduğun insanları sevmenin, saymanın önemli olduğunu
– Politik yaşamda kararsızlığa, kaypaklığa yer olmadığını da hep hatırlarız.
Hüseyin arkadaşımızı en azından ben, her parti meclisi toplantılarında hatırlarım, ve ararım,
Hüseyin arkadaşımızı her içki masası buluşmalarımızda ararım,hatırlarım,
Hüseyin arkadaşımızı iş alanındaki profesyonel anlayışı ile ararım, hatırlarım,
Şakacı, esprili sohbetleri ile tam bir Kıbrıslı karakterini yansıtmaktan örnek bir insandı.
Partide başlattığımız hareketin, mücadelenin temel taşlarındandı.
Ama yaratılan batak onu da zamansız aramızdan aldı.
Tam 13 yıl geçti.
Bu zaman süreci içinde Önümüze koyduğumuz hedeflerden Kıbrısın ve Kıbrıslıların birleşmesini gerçekleştiremedik.
Önümüze mücadele alanı olarak koyduğumuz Kıbrıs Türk toplumunun varlığının korunmasını da ne yazık ki beceremedik.
Her geçen yıl değil, ay değil, günler artık bizden birşeyler alıp götürüyor.
Kendisinden daha çağdaş, daha refah içinde yaşayan bir toplum görmek istemeyen TC yönetimleri bütün güçleri ile çullandılar üstümüze.
Daha refah yaşantımız hep dillerinde oldu. Ve bu kıskançlık komplekse dönüştü.
Ne acıdır ki onların bu komleksine işbirlikçi yerliler de ortak oldu.
Çok uzağa gitmiyorum. Son Erbil ve Asi arkadaşımızı andığımız günden bu yana durumumuz daha da kötüye gitmektedir.
Ekonomik tedbirler adı altında, Kıbrıslının yaşamına kast etmeye başladılar. Bu durum Kıbrıslının göçünü ve giderek yok oluşunu hazırlamaktadır.
Durum yıllar önce terspit ettiğimiz gibi bir yokoluş sürecine girmiştir.
Böylesi durumlarda bu gidişi durdurmak için direnmek gerekmektedir.
Ancak, bilhassa 74 sonrası ganimetle beslenen toplumun büyük bir kesimi hala kendini yoketmek için yola çıkanlara şükran çekmektedir.
Bütün bu zor koşullara karşın, biz bu gidişe karşı mücadelemizi sürdürmekteyiz.
Çünkü biz bu mücadeleyi, Kıbrıs türk toplumunun varlığını koruma mücadelesini bir onur mücadelesi bildik. Bunu sürdürmekteyiz. Biz her hal ve şartta mücadele etmeyi, direnmeyi seçtik.
Yine öyle yapmaktayız. Teslim olmayacağız. Az veya çok ama bu onurlu mücadelemiz sürecektir.
Çünkü bu yola çıkarken, birlikte yola çıktığımız Hüseyin, Erbil, Asi ve zamansız kaybettiğimiz diğer mücadele arkadaşlarımızla söz verdik.
Mücadele sürecinde aramızdan ayrılanlar olmuştur. Ama biz kalanlarla ve aramıza katılan genç arkadaşlarımızla devam ediyoruz.
İşte biz her anma buluşmalarında, arkadaşlarımıza aslında bir kez daha sesleniyoruz. Bize emanet olarak bırakılan mücadeleyi sürdürüyoruz.Biz burdayız teslim olmadık. En büyük mutluluk bizler için budur.
Ne iyi ki Hüseyin gibi bir mücadele arkadaşımız var.
Onu hep hatırlayacağız, ve gelecek kuşaklara anlatacağız.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.