Gelenek bozulmadı ve bir TC Elçisi daha, giderken bir diplomat gibi değil, bir vali gibi konuştu. Hatırlayacaksınız bir önceki de giderken halkı yerel siyasetçilere ve sendikalara karşı kışkırtmış ve hesap sormaya çağırmıştı.
Mübarekler Elçi değil sanki birer Vali. Şimdiki de giderayak söyledikleri ile toplumla resmen dalga geçti, hepimizi ti’ye aldı. Verdiği özel mülakatta bakınız neler dedi neler! “Kıbrıs Türk toplumu küçük bir toplum, dokusu bozulmamalı” diyen Fakılı, Kıbrıs Türkü’ne de “Türkiye’den buraya gelen sadece suçlular, cahiller değil. Her meslek grubundan insanlar geliyor, onları da görmelisiniz” diye seslendi. Amiyane tabiri ile bizimle alay etti. Sayın Fakılı konuşurken AKP döneminde, Kıbrıs’taki emir erleri sayesinde bugüne kadarki TC hükümetlerinin başaramadığını başarmışlar ve adaya bir şekilde 500 bin nüfus taşımışlar adayı Türkleştirme ve Müslümanlaştırma yolunda bayağı mesafe kat etmişlerdir. Sonra da buranın dokusunun mutlaka korunmasından bahsedip hepimizle bir güzel dalga geçmiştir.
***
KKTC’de “kamu diplomasisi” de uygulayan Fakılı, doğa yürüyüşleri, korumasız-şoförsüz, habersiz köy ziyaretleri de yapıyormuş! İşte buna kargalar bile güler. Daha bir kaç gün önce KTÖS’ün Yönetim Kurulu olarak Elçilik önünde yapacağı basın toplantısında yollar sokaklar kesilmiş, yüzlerce polis ve çevik kuvvet ekibi tedbir almıştır. Dahası hak ve özgürlük arama mücadelesinde eylem yapan insanlara karşı binlerce polis ve çevik kuvvet ekibi tam teçhizatlı görev almış, uluslararası normlara aykırı olarak da polislerin isim ve yaka numaraları sökülmüş, burada kurdukları düzenin nasıl despot bir rejim olduğunun en açık ifadesi olmuştur. Ama o korumasız dolaşırmış!
***
KKTC’de geçen 18 aylık sürede hiç yabancılık çekmeden yaşadığını da ifade eden Fakılı, huzur içinde ayrılacağına da vurgu yapmış. Öyledir tabi, siz kendi evinizde gibisiniz. Ondan hiç şüphe yok. Kendi evinde yabancılık çeken maalesef Kıbrıslılar.
Taşıdıkları nüfus o kadar sırıtıyor ki uyumlaştırma çalışması için Türkiye’den 2 sosyoloji profesörü getirdiklerini de saklama gereği duymamış. Çünkü bu toprakların gerçek hâkimi onlar. Büyükelçi yapılan tespitlerde sözde işgücü açığı için getirilen işçilerin ve ailelerinin ücret, kaçak yaşam, eğitim, beslenme suça eğilim, şiddete maruz kalma gibi bir dizi sorun yaşadığı… “Türkiyeli-Kıbrıslı” ayırımının rahatsız edici boyutlarda olduğuna da vurgu yaptı. E yani siz uyguladığınız nüfus taşıma politikaları ile Kıbrıs Türk toplumunu azınlığa düşürüp buradaki emir erleri vasıtanız ile var olan yaşam standartlarını ekonomik kriz ayaklarına yatarak aşağılara çekmeye çalışırsanız, çatışma doğal olarak kaçınılmaz olacaktır. Üstelik Kıbrıs’ın kuzeyindeki Rum arazilerini ve KTHY gibi bazı işletmeleri AKP’ye yakın Türkiyeli sermaye çevrelerine “peşkeş” çekip üzerinden de krediler verilerek borçları da Kıbrıslı Türklerin boynuna asarsanız size teşekkür edecek halleri yok.
***
AKP hükümetinin buraya sadece nüfus taşımakla kalmayıp, yetkilileri de adayı her ziyarette bir yandan cami ve külliye yapımı için protokoller imzalayıp yeni emir erleri vasıtasıyla maneviyatınız zayıf diyerekten Kuran kurslarını okullara zorla dayatmakta olup Müslümanlaştırmanın dozajı artırılırken diğer yandan Türkiye’de yasakladıkları kumarhaneli otellerin Kıbrıs’ta bol bol açılışını yaparak ne kadar iki yüzlü politika izlediklerine de hep birlikte şahidiz. Düşünün ki ülkede 161 okul varken şimdilerde 183 cami var.
***
Türkiye ile KKTC arasındaki fiyat farkına da değinen Fakılı, bunun sadece % 22 olduğunu söyledi. Tabi burada neyi ne ile kıyasladığına da bakmak lazım! Söylediklerini doğru kabul etsek dahi %22 farkın ürkütücü bir fark olduğunu söylersek yanlış olmaz. Fakılı “Kıbrıs Türk yetkililerden tek istenenin mali disiplin, başka bir şey değil. Yoksa maaşlar düşürülsün diye bir talep yok kimsenin” derken de gözümüzün içine bakarak dalgasını geçiyordu. O zaman ahali niye meydanlara döküldü diye adama sormazlar mı? Mali disiplinden bahsederken Devlet Hastanelerini kullanan hastaların %85’inin TC’li nüfus olduğunu perdeliyor bunun faturasını da yine Kıbrıslılara ödetiyor, üstüne de ‘biz KKTC halkına kredi vermiyor hibe veriyoruz’ derken doğru söylemiyor, Türkiye’de uyguladıkları takkiyenin âlâsını yapıyordu. Gerçek ise uyguladıkları politikalarla Kıbrıs Türk toplumu erimiş, ciddi oranda fakirleşmiş ve dolaylı olarak göçe zorlanmış, son kalanlara da ‘gidin’ deniyordu. İngiliz ve EOKA.B’nin yapamadığını AKP hükümeti başarmak üzere idi.
***
Fakılı, KKTC’de kazanılan milli gelirin bir kısmının Güney Kıbrıs’ta harcanmasının rahatsız edici olduğunu söylerken de Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ne kadar samimi olduğunu gösteriyordu. Aynı mülakatta KKTC’nin Türkiye’den 1.5 milyar Dolar ithalat yapıldığını söylediğini unutmuş, insanların ortak vatan mücadelesinin verildiği yerde Güney Kıbrıs’ta harcadığı 5-10 milyon Dolardan üzüntü duyduğunu söylemesi ise Kıbrıs’ta çözüm çabalarında samimi olmadığını da göstermiştir. Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın son açıklamaları ile ilgili tepkilerin anımsatılması üzerine ise Fakılı, “‘Kötü niyet yoktu, niye olsun ki…’ deyip iki Başbakan basın önünde samimi sohbet ettiler, onun devamı gibi gelişti. Büyütmemek gerekir” demesi ise AKP’nin ve yetkililerinin takkiye konusunda ne kadar mesafe aldıklarını gösteriyordu.
***
Elçilik önünde yapılan eylemlere de değinen Fakılı’nın “Başka ülkelerde de büyükelçiliklerin önünde eylemler yapıldığını dolayısı ise bunları önemsemediğini” söylemesi ise trajikomikten öte bir şeydi. Bu yüzden her eylemde binlerce polis ve çevik kuvvet ekibi yaka numaraları ve isimleri sökülmüş şekilde Elçilik binasına giden tüm yolları kapıyordu. Her şey bir şakacıktan ibaretti! Son olarak “Kıbrıs Türkü’nün yeri Büyükelçilik binası önündeki gösteri yeri değil, başımızın üstüdür. Gösteri yapacaklarına gelsinler konuşalım, tartışalım, birbirimizi dinleyelim…” demiş. Daha bir kaç hafta önce sözde KKTC Başbakanı İrsen Küçük Türkiye’ye yaptığı ziyarette ekonomik konuları konuşmak için geldiğinde ona basın önünde neler yaptığınızı henüz unutmadık. Takkiye konusunda buraya taşıdığınız nüfusu ve Türkiye halkını uyutabilirsiniz ama Kıbrıs Türk toplumunu uyutamazsınız. Bu kez faka bastınız. Yine de eskiler Elçiye zeval olmaz demişler. Güle güle Sn. Elçi sizi hiç ama hiç unutmayacağız!
Hamiş: Bu arada Türkiye’den hanemize yazılarak gönderilen paranın TC yardım heyetinin onayı olmadan buradaki emir eri hükümetlerin tek bir kuruş bile harcayamadığının altını çizelim çizelim ki herkes bilsin. Demek istediğim ortada bir başarısızlık varsa kendileri de buna ortaktır.