DAÜ Çalışanları’nın fedakarlıklarıyla Üniversitemizin mali sorunlarına kalıcı çözüm bulmuşken DAÜ Yönetimi keyfi ve gayrı yasal olarak personel çıkartmakla Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni kargaşaya zorluyor. Hala sessizliğini sürdüren Hükümet şunu çok iyi bilmelidir ki bu kargaşanın sonunda DAÜ ve Hükümetin kendisi telafisi olmayan bir hasar görecektir.
Kamuoyumuz bilmelidir ki Üniversite Yönetimi ile Sendikamızın
- Anlaşamadığı nokta, Üniversitenin sürdürülebilir ekonomik yapıya kavuşması gerektiği DEĞİLDİR.
- Anlaşamadığı nokta, Üniversitenin sürdürülebilir ekonomik yapıya kavuşması için çalışanların maaşlarından katkı koyması gerektiği DEĞİLDİR.
- Anlaşamadığı nokta, Üniversitede görevini yapmayan veya suistimal edenlerin işten çıkartılması gerektiği DEĞİLDİR.
Kamuoyumuz bilmelidir ki:
- DAÜ-SEN, çalışanların brüt maaşlarından %10 oranında katkı koymayı kabul etmesiyle ve anlaşma metninde yer alan diğer tasarruflarla önümüzdeki yıl DAÜ bütçesi 10 milyon TL artıya geçmesini sağlarken Rektörlük kitlesel işten durdurma yaklaşımıyla DAÜ’yü kriz ortamına sokma hatası içindedir.
- DAÜ-SEN, iş azlığından dolayı zorunlu izne ayrılması gerekebilecek kişilerin, DAÜ ailesi, bir toplum, bir halk olma bilinciyle korunması, bu bağlamda tüm alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiğini savunurken Rektörlük bunu gündemine bile almak istememektedir.
- DAÜ-SEN, kuruma sahip çıkarken insana da sahip çıkmamız gerektiğini savunurken Rektörlük “giden gider, kalanlar bayram eder” söylemindedir.
- DAÜ-SEN, bir aile, bir toplum veya bir halk olabilmek için, zenginliklerimizi de, sıkıntılarımızı da, acılarımızı da adil bir şekilde PAYLAŞMAMIZ gerektiğini kendine ilke edinirken Rektörlük, ilk krizde kuruma yıllarca emek veren çalışanları “üvey evlat” olarak görmektedir.
- DAÜ-SEN, yapılacak tüm icraatların hukuk içinde olması gerektiğini savunurken, Rektörlük anlaşma yapmamakla yasalardan bağımsız olmak istemektedir.
Üniversite yönetimi ile Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz: DAÜ’yü kargaşaya sürüklemeyin, anlaşmadan kaçmayın!
